HayrettinKaraman.net
Mobil - Metin Versiyonu

[Facebook] - [Twitter] - [YouTube] - [instagram]

Ana Sayfa | Hakkında | Makaleler | Kitaplar | Soru Konuları | Soru Listesi | Konuşmalar | Şiirler | Besteler | İndeks | Rastgele Oku | Yeniler | Geri Git | İleri Git

Bu Kitapta: Önceki Makale | Sonraki Makale | İçindekiler | Tarihe Göre: Önceki Makale | Sonraki Makale | Makale Listesi |


Dini inanç ve ahlak yetmiyor mu?

Bir bayan köşe yazarı çoğu haklı şikayetler dile getiriyor; bunlar arasında Ramazan'da bazı tv. yayınlarında yapılan seviyesiz, dinin ve ibadetlerin maksatlarını aşan yayınlar ve tartışmalar, Müslümanların dinleri ile hayatları arasındaki çelişkiler ve tutarsızlıklar da var. Yazar bu şikayetlerden sonra bir neticeye varıyor ki, işte ona katılmamız mümkün değil. Özetle vardığı netice şöyle: "Demek ki dini inanç ve ahlak yetmiyor, bize yeni bir vicdan, yeni bir ahlak gerekiyor."

İnsanları mutlu edecek yeni bir ahlak, yeni bir vicdan olacaksa olsun, buna itirazım olamaz, ama bunu dini inanca dayalı ahlakın yerine teklif etmesine katılmıyorum?

Çünkü isabetsiz genellemeler yapıyor. Oruç tutan zengin Müslümanların, yanı başlarında aç uyuyanlara aldırmadıklarını, oruç tutmayanları dövdüklerini, merhamet ve şefkat yerine öfke ve şiddetle dolu olduklarını... söylüyor. Allah için insaf edelim bu "oruç ahlakına yakışmayan" davranışlar dindar Müslümanların kaçta kaçında var? Bütün Türkiye'de dindar Müslümanların çoğunun bilhassa Ramazan ayında yoksullara yardım için yarıştıkları bir gerçek değil mi? Bu "oruç tutmayanı dövme" efsanesine hala inanan var mı? Eğer oruç tutanlar tutmayanları dövse bir günde kaç milyon dövme vak'ası meydana gelir, bir düşünmek gerekmez mi?

Yazar bu tespitlerinde isabetli olmadığı gibi ulaştığı sonuç hükmü de gerçeği yansıtmıyor ve temennisi havada kalıyor.

Sonuç hükmü gerçeği yansıtmıyor; çünkü dini iman ve ahlakın yetmediğini söyleyebilmek için ciddi araştırmalar sonunda a)dindarların merhamet ve ahlaktan yoksun olduklarının tespit edilmiş olması, b) yeterli din eğitimi ve öğretimi yapıldığı halde Müslümanları, inançlarının ahlaklı kılamadığının ortaya konması gerekir.

Ben de hayat tecrübeme dayanarak diyorum ki, milletimize yeterli din eğitim ve öğretimi imkanı tanınmadığı halde gelenek yoluyla edinilen dindarlık bile büyük ölçüde davranışları yönlendirmekte ve Müslümanları, inanca dayalı ahlakı (İslam ahlakını) yeterli olmasa da uygulamaya sevketmektedir. "Yeterli olmaması" inanca dayalı ahlakın yeterli olmadığından, işe yaramadığından değil, bunu edinmek için gerekli olan eğitim ve öğretimin yeterli olmamasından kaynaklanıyor.

"Temennisi de havada kalıyor" demiştim; evet böyle diyorum; çünkü tarih boyunca din dışı bir vicdan, bir ahlak insanların işini görmemiş; şefkat, merhamet, sevgi, paylaşma ahlakı, dini bir tarafa bırakarak, başka bir vicdan ve ahlak ile insan hayatında gerçekleşmemiştir. Elbette dinli veya dindar olmadıkları halde ahlaklı olan insanlar bulunmuştur; ama dini inanca dayalı ahlak daha yaygın, daha etkili ve daha işe yarar olmuştur.

Maksat bağcıyı dövmek değil de üzüm yemekse "sayın bayan", önce İslam'ın ahlaki değerlerinin yeterli olup olmadığına, sonra da bu ahlakın insan hayatında etkili olamayışının insandan kaynaklanan sebeplerine bakmanız gerekecek.

Not: Kayınvalidem Zekiye Hacıismailoğlu Hakk'ın rahmetine kavuştuğu için bugün (Perşembe) Çorum'dayım, okuyucularımdan dua etmelerini niyaz ediyorum.

14 Ekim 2005
Cuma



Buradaki iki mavi çizgi arası içerik site editörünce konulmuştur ve rastgele çıkmaktadır. İçeriğini onayladığımız anlamına gelmez, dikkatli davranın.

 
Bu Kitapta: Önceki Makale | Sonraki Makale | İçindekiler | Tarihe Göre: Önceki Makale | Sonraki Makale | Makale Listesi |

Ana Sayfa | Hakkında | Makaleler | Kitaplar | Soru Konuları | Soru Listesi | Konuşmalar | Şiirler | Besteler | İndeks | Rastgele Oku | Yeniler | Geri Git | İleri Git



   


BULUNDUĞUNUZ SAYFAYI AŞAĞIDAKİ ARAÇLARLA KULLANABİLİRSİNİZ: