HayrettinKaraman.net
Mobil - Metin Versiyonu

[Facebook] - [Twitter] - [YouTube] - [instagram]

Ana Sayfa | Hakkında | Makaleler | Kitaplar | Soru Konuları | Soru Listesi | Konuşmalar | Şiirler | Besteler | İndeks | Rastgele Oku | Yeniler | Geri Git | İleri Git

Bu Kitapta: Önceki Makale | Sonraki Makale | İçindekiler | Tarihe Göre: Önceki Makale | Sonraki Makale | Makale Listesi |


Başörtüsü

Türkiye'de bağörtüsü yasağının devamından yana olanlar yüzde yirmi beşlik bir azınlık, ama çeşitli makam, kurum, kuruluş ve diğer imkanlar ile devlet gücünü ele geçirmiş bulunuyorlar ve bu gücü, %75'lik halk iradesine karşı kullanıyorlar. Bunlar, Avrupa veya ABD'de başörtüsü aleyhine bir karar alınır veya uygulama yapılırsa bunu hemen yaptıklarının doğru, demokratik ve meşru olduğuna kanıt olarak kullanıyorlar. Aksine bir karar, uygulama veya teşebbüs olursa ya önemini küçültmeye çalışıyor veya "bizim özel durumumuz var, onladan farklıyız, bizde özgürlük değil, güvenlik eksenli bir politika zorunludur" diyorlar. Bu tutum, onların meşruiyet kanıtından önce kararlarını (kurdun kuzuyu yeme kararı) vermiş olduklarını, dünyanın en güçlü kanıtlarını getirseniz kararlarından dönme niyetinde olmadıklarını gösteriyor. İki örnek sunalım: 1.Son örnek CHP lideri, seçim konuşmalarında çözüm sözü verdikleri halde şimdi yan çizerek, başörtüsü konusunda daha yumuşak, çözümden yana görüş beyan eden partililere uyarıda bulunuyor, "uzun vadeli olarak düşünün, eğer bugün kamusal alanda başörtüsüne izin verilirse, yirmi sene sonra her kadın mecburen başını örtecektir" diye, akılları isyan ettiren bir kehanet örneği sergiliyor. Ben bir yazımda, başörtüsü yasağının bugünkü sorumlusu CHP' dir demiştim, haklı değil miyim?
Hem üniversite hocası, hem de bakanlık yapmış bir SHP'li de, bir tv. Programında, şöyle bir çözümleme (kendi ifadesi) yapıyor: AKP iktidarı ülkesyi geriye götürmek istiyor, bunun için elinden geleni yapıyor, caydırıcı tepkileri engelleyebilmek için de AB'ni bir sigorta olarak kullanıyor".
Bir lider din özgürlüğünden "dini dayatma rejiminin" çıkacağını öne sürerse, bir akademisyen eski bakan AB'ye girme arzusu ile irtica arasında bağ kurarsa bu ülkenin "aydınları"nın halini varın siz hesap edin ve bunlarla, despotça dayatmalarını kabul etmenin ötesinde nasıl uzlaşılacağının formülünü biliyorsanız lütfen söyleyin.
Bu hafta gazetelerde çıkan haberlere göre Batı'da, başörtüsü yasağına karşı ortaya konan tepkilere bakaılm:
Fransa'da Laiklik Komisyonu'nun başörtüsü yasağının önünü açan
raporunda 'devlet okullarında gösteriş amaçlı siyasi ve dini simgelerin yasayla yasaklanması'nı tavsiye etmesine, din adamları tepki verdi.
Yahudi cemaati lideri Moise Cohen, "Bu tarz bir yasak, ayrımcı olarak görülecek ve insanların duygularını incitecektir" derken, Hıristiyan gruplar, yasağın 'okullardaki bütünleşmeye zarar vereceğini' vurguladı. The Guardian gazetesi, Fransız Devrimi'nin ilkelerine atıfla 'Özgürlük, eşitlik, kardeşlik ve laiklik...' başlığı atıp, esas sorunun okullardaki kıyafetlerden çok 'göçmenlerin entegrasyonu' olduğuna dikkat çekti. Gazete, "Fransa'nın zaten dezavantajlı konumdaki Müslüman toplumu daha dışlanıp marjinalleşirse akla şu soru gelir: Hem Müslüman, hem Fransız olmak mümkün mü?" diye yazdı.
Daily Telegraph, Fransa'da yasal ya da yasadışı konumda 5 milyon Müslümanın çoğunun eski sömürgeler Fas, Tunus ve Cezayir'den geldiğini, önemli sayıda Türk ve Kürt nüfus olduğunu da hatırlattı. Haberde, Müslümanların iş, banka kredisi gibi konularda zaten ikinci sınıf vatandaş muamelesi gördüğü belirtildi.
İslam Dini Konseyi Başkanı Dalil Boubakeur tepkisini "Bir yasa çıkarılırsa genç kızlarımızdan buna uymasını isteriz. Ama yasa uygulamada acımasız olmamalı" diye dile getirdi. Fransa İslami Örgütler Birliği ise "Müslüman Fransızlar, bugünü saldırgan bir laiklik anlayışına geri dönüş olarak algılıyor.
Laiklik Komisyunu'nun "gösteri amaçlı" nitelemesi, bizim laikçilerin "siyasal simge" nitelemesine benziyor. İnanan bir bayanın örtünmesini inanca değil de simge göstermeye bağlamak ve bu niyeti teşhis etmek çağdaş laikçilerin marifeti olarak tarihe geçecektir.
Laik Fransanın oluşumunda rol oynaığı "Konsey" başkanı ile diğer dini kuruluş temsilcilerinin ifade farklılıkları da ibret verici.


 


Buradaki iki mavi çizgi arası içerik site editörünce konulmuştur ve rastgele çıkmaktadır. İçeriğini onayladığımız anlamına gelmez, dikkatli davranın.

 
Bu Kitapta: Önceki Makale | Sonraki Makale | İçindekiler | Tarihe Göre: Önceki Makale | Sonraki Makale | Makale Listesi |

Ana Sayfa | Hakkında | Makaleler | Kitaplar | Soru Konuları | Soru Listesi | Konuşmalar | Şiirler | Besteler | İndeks | Rastgele Oku | Yeniler | Geri Git | İleri Git



   


BULUNDUĞUNUZ SAYFAYI AŞAĞIDAKİ ARAÇLARLA KULLANABİLİRSİNİZ: