HayrettinKaraman.net
Mobil - Metin Versiyonu

[Facebook] - [Twitter] - [YouTube] - [instagram]

Ana Sayfa | Hakkında | Makaleler | Kitaplar | Soru Konuları | Soru Listesi | Konuşmalar | Şiirler | Besteler | İndeks | Rastgele Oku | Yeniler | Geri Git | İleri Git

Bu Kitapta: Önceki Makale | Sonraki Makale | İçindekiler | Tarihe Göre: Önceki Makale | Sonraki Makale | Makale Listesi |


Alkol Bağımlılığı

"GATA'da yapılan araştırmada, alkol bağımlılığının oluşmasında beyinde duyguların yanı sıra belleğin oluşumunu sağlayan özel bölümlerin çok etkili oldukları belirlendi. Özel bir yöntemle yapılan araştırmanın uluslararası literatürde de kabul gördüğünü vurgulayan yetkili, bu model üzerinde alkol bağımlılığının tedavisinde yeni ilaçlar geliştirmeye yönelik araştırma yaptıklarını dile getirdi. Yapılan araştırmalarda alkol yoksunluk krizine giren farelerin beyninde nitrik oksit miktarının arttığı, verilen alkolün düzeyi, araştırmanın ilerleyen günlerinde artırılarak deney hayvanlarının ortalama 15-20 günde alkolik hale getirildiği, bu hayvanların daha sonra gözlem bölümlerine alınarak alkolden kesildiği, bağımlı hale gelen hayvanlarda alkolün kesilmesiyle aşırı sinirlilik, şiddetli tepki verme ve epilepsi nöbetleri gibi alkol yoksunluk krizi belirtileri gözlendiği kaydedildi."
Yukarıdakine benzer bilgi ve haberlere her zaman kolaylıkla ulaşmak mümkündür. Alkol bağımlılığının önce hafif alkollü içkilerle başladığını, giderek dozun arttırıldığını, sonunda sert içkilerde karar kılındığını da biliyoruz. Başlangıç için ideal olan bira, meyva suyu ve gazozmuş gibi tonlarla tüketiliyor, alıp içenlerin yaşına başına bakan da yok. Bira ile içmeye başlayanlar giderek diğer alkollü içkilerle tanışıyor ve bir gün alkol bağımlısı haline geliyorlar.
İnsanı sarhoş eden içkileri ve uyuşturucu maddeleri bütün kitaplı dinler yasaklamış, haram kılmıştır. Peygamberimizin İslam'ı tebliğ ettiği toplumda da alkollü içki tüketimi çok yaygın idi. İçkiye alışmış müminler alıştıra alıştıra bundan uzaklaştırıldılar ve sonunda, Medine'de nihai yasak geldi, anlatıldığına göre yasağı derhal uygulayarak evlerdeki içkileri sokağa döken müminler, içkinin sokaklarda sel olup aktığını gördüler. Azı çoğunu davet ettiği, az içenlerin de eninde sonunda bir gün sarhoş olacak kadar içtikleri bilindiği için İslam, içilebilecek kadar çoğu sarhoş eden maddenin azının alınmasını da haram kılmıştır.
Bilim alkolün zararlarını ortaya koyuyor, din alkollü içkileri yasaklıyor, ahlak ve edep kuralları ile sarhoşluk arasında çoğu kez bir çatışmanın ortaya çıktığı (sarhoş olanın utanma ve çekinme duygusunun azaldığı veya sıfırlandığı) biliniyor... Bütün bunlara rağmen Türkiye'de, özellikle televizyon dizilerinde âdeta kasıtlı olarak içki reklamı ve telkini yapılıyor. Bir zamanlar küçüklere din telkini olur diye toplama cemaatle okunan mevlidlere çocukları almayan kafalar, çocukların da seyrettiği dizilerde hemen her vesile ile içki sofraları kurduruyor, ailece içiriyor, hatta içkinin iyiliği üzerine konuşmalar da yaptırıyorlar. Çarpık özgürlük anlayışı ile vicdansız, ahlaksız ve dinsiz kapitalizm elele veriyor, hem dünyamızı (denizlerimizi, topraklarımızı ve atmosferimizi) kirletiyor hem de sağlığımızla oynuyorlar. Dinden uzaklaşan, lükse ve sefahete düşen, tüketim çılgınlığına yakalanan toplumlar kendi belalarına kendileri davetiye çıkarıyor, kıyametlerini kendileri hazırlıyorlar.
"Efendim düğme elinizde, işinize gelmiyorsa kanal değiştirin veya televizyonu kapatın" deniyor; peki biz kapattık diyelim, kapatmayanlara, kapatamayanlara yazık değil mi, bizim vergilerimizin de harcandığı (özel televizyonlara verilen reklamların paraları da tüketiciden çıkıyor) yayınlar ile niçin bize zarar verilmesine izin veriliyor!
Din eğitimine ve İmam Hatip Okullarına karşı çıkanlar, soğuk bakanlar, engellemek için ellerinden geleni yapanlar çoğunlukla içenler arasından çıkıyor; yoksa sarhoş sayısı azalacak diye mi korkuyorlar!
Bir hatıra:
Bir seçim arefesinde, -hala İmam Hatiplere ve okullarda din eğitimine karşı olan- muhalefet lideri, muhafazakar bir partinin iktidara gelmesi halinde başlarına gelecek felaketi (!) şöyle anlatmıştı: "Ne yani, eşimizi veya sevgilimizi yanımıza alıp boğazda bir rakı içemeyecek miyiz!"


 


Buradaki iki mavi çizgi arası içerik site editörünce konulmuştur ve rastgele çıkmaktadır. İçeriğini onayladığımız anlamına gelmez, dikkatli davranın.

 
Bu Kitapta: Önceki Makale | Sonraki Makale | İçindekiler | Tarihe Göre: Önceki Makale | Sonraki Makale | Makale Listesi |

Ana Sayfa | Hakkında | Makaleler | Kitaplar | Soru Konuları | Soru Listesi | Konuşmalar | Şiirler | Besteler | İndeks | Rastgele Oku | Yeniler | Geri Git | İleri Git



   


BULUNDUĞUNUZ SAYFAYI AŞAĞIDAKİ ARAÇLARLA KULLANABİLİRSİNİZ: