HayrettinKaraman.net
Mobil - Metin Versiyonu

[Facebook] - [Twitter] - [YouTube] - [instagram]

Ana Sayfa | Hakkında | Makaleler | Kitaplar | Soru Konuları | Soru Listesi | Konuşmalar | Şiirler | Besteler | İndeks | Rastgele Oku | Yeniler | Geri Git | İleri Git

Bu Kitapta: Önceki Makale | Sonraki Makale | İçindekiler | Tarihe Göre: Önceki Makale | Sonraki Makale | Makale Listesi |


Daha fazlası istenemez, verilemez

AB'ye girmenin lehinde ve aleyhinde sözler ve eylemler bakımından oldukça hareketli bir döneme girildi. Taraflar âdeta son kozlarını oynuyorlar, Güney Kıbrıs gibi bazıları da bulanık suda balık avlama peşindeler. Tarafların (AB ve Türkiye'nin) meseleye daha ziyade kültür ve kimlik ekseninden bakan kesimlerinin, farklı ve zıt yönde bir korku, bir endişe içinde oldukları görülüyor:

AB Türkiye halkının istenenden daha fazla Müslüman ve yerli olduğunu, bu sebeple AB kimliğini edinme ve sindirme bakımından elverişli olmadığını, AB'nin farklı dinlere ve inançlara açık olmakla beraber farklı medeniyetlere açık olmadığını, Türk halkının AB'nin bünyesinde bir ur gibi duracağını ve belki de bünyeyi bozacağını (hatta belki bu halk yüzünden İslam'ın Avrupa da daha hızlı yayılacağını) ileri sürüyor, bu yüzden Türkiye'yi içlerinde istemiyorlar.

Türkiye'de her şeyden önce kimliğe ve kültüre önem verenler ise AB'ye girildiği takdirde yerli/islâmî kimliğin bozulacağını, AB'nin vazgeçilmez olarak ilan ettiği değerleri ile İslamî kimliğin uzlaşamayacağını, kimlik değiştirerek girmenin (veya girdikten sonra zaman içinde kimlik değiştirmenin) ise bir felaket, istenmeyen bir sonuç olduğunu ileri sürüyor, "mecbur değilsek ki değiliz, o halde girmeyelim, maddi ve manevi problemlerimizi kendi imkanlarımızla ve daha az zararlı birlikteliklerle çözmeye çalışalım" diyorlar.

Geçen günlerde bir AB yetkilisi bizim Meclis'te konuştu, konuşmasında, yukarıdaki karşıt tezler ve endişeler bakımından önemli sayılması gereken bir ifadesi vardı, mealen şöyle diyordu: "AB bir Hristiyan kulübü değildir, ama onun bir ortak kimliği vardır, bu kimlik 'insan hakları, demokrasi, hukukun üstünlüğü ve Avrupa aydınlanması' temellerine dayanır, birliğe girenlerin kimliklerini buna göre yenilemeleri ve uyarlamaları şarttır". Hristiyanlığın AB kimliği içindeki yeri konusunda farklı düşünen Avrupalılar da var, ancak yukarıdaki tanımı geçerli olarak kabul etsek bile problem sona ermiş, taraflar sakinleşmiş olmuyorlar; çünkü bu dışı parlak sözlerin içi oldukça problemlidir, en önemlisi de bu kimlik temellerinin, "yerli-İslamî kimliğin ve kültürün ne kadarını ayakta tutup korumaya izin vereceği, müsait olduğu" belirsizdir. Birçok Avrupa ülkesinde Türkçe eğitim ve öğretim ile başörtüsüne karşı bir direnişin ve engellemenin mevcut olduğunu biliyoruz. Belçika, Almanya ve Hollanda'da bizzat katıldığım bazı toplantılarda Avrupalı eğitimcilerin ve siyaset adamlarının "İslam dersine evet, ama bunun ülke dilinden başka bir dil ile verilmesine hayır, Belçikalı, Hollandalı, Alman Müslümana evet, ama Belçikalı... Türk'e hayır" dediklerini duydum. Öyle anlaşılıyor ki Avrupalılar, AB değerleri çerçevesinde bir ortak kültür oluşturmak, bunu zaman içinde bütün üyelerine benimsetmek ve uymayan kültür unsurlarını ayıklamak, yok etmek istiyorlar. İşte bu yüzden de Türk milletinin Müslümanlığını sorguluyor, sert/katı buluyor, daha ziyade yumuşamasını istiyorlar. Ben de bunu istemeye hakları bulunmadığını, isteseler de verilmemesi gerektiğini, AB'nin bir uygarlık projesi değil, hukuki, siyasi ve ekonomik bir ortaklık ve dayanışma birlikteliği olmasının bizim ihtiyacımız bakımından yeterli olacağını, eğer müzakere tarihi alınacak olursa pazarlık sırasında bu hassasiyetin titizlikle korunması için gayret etmenin elzem olduğunu ileri sürüyor, istiyorum. Hatta bu çerçevede bir birlikteliğin bile Müslümanlar için bir zorunluluğa dayanması gerektiğini, ancak zorunluluk sebebiyle/bulunduğunda buna tahammül edilebileceğini düşünüyorum.

12 Aralık 2004
Pazar



Buradaki iki mavi çizgi arası içerik site editörünce konulmuştur ve rastgele çıkmaktadır. İçeriğini onayladığımız anlamına gelmez, dikkatli davranın.

 
Bu Kitapta: Önceki Makale | Sonraki Makale | İçindekiler | Tarihe Göre: Önceki Makale | Sonraki Makale | Makale Listesi |

Ana Sayfa | Hakkında | Makaleler | Kitaplar | Soru Konuları | Soru Listesi | Konuşmalar | Şiirler | Besteler | İndeks | Rastgele Oku | Yeniler | Geri Git | İleri Git



   


BULUNDUĞUNUZ SAYFAYI AŞAĞIDAKİ ARAÇLARLA KULLANABİLİRSİNİZ: