HayrettinKaraman.net
Mobil - Metin Versiyonu

[Facebook] - [Twitter] - [YouTube] - [instagram]

Ana Sayfa | Hakkında | Makaleler | Kitaplar | Soru Konuları | Soru Listesi | Konuşmalar | Şiirler | Besteler | İndeks | Rastgele Oku | Yeniler | Geri Git | İleri Git

Bu Kitapta: Önceki Makale | Sonraki Makale | İçindekiler | Tarihe Göre: Önceki Makale | Sonraki Makale | Makale Listesi |


Laiklik mi, demokrasi mi?

Bütün dünyada bir çeşit, tek, birbirinin aynı laiklik kavramı ve uygulamasının olmadığını, bu arada demokratik ülkelerin çoğunun anayasalarında laiklik kelimesinin geçmediğini, bunun yerine din ve düşünce özgürlüğüne yer verildiğini biliyoruz. Sovyet Rusya'da laiklik din düşmanlığı olarak uygulandı, okullarda ateizm ders olarak okutuldu, Fransa'da laiklik radikal, dine karşı ilgisiz, din ve dünya/devlet işlerini birbirinden ayırmada aşırı bir çizgi izliyor. İngiltere ve ABD'de devlet-din ilişkileri daha yumuşak, din özgürlüğü -başkalarının hak ve özgürlüklerine kesin ve açık olarak zarar vermedikçe- geniş tutuluyor ve bu manada demokrasi önceleniyor, laiklik onu izliyor, demokrasiye tâbi oluyor.

Laikliğin katı, radikal ve sert olduğu ülkelerde demokrasi ile çatıştığı görülüyor. Burada demokrasi derken hukukun üstünlüğünü, insan haklarını, halkın egemenliğini içeren demokrasiyi kastediyorum. Dindarların özgürlüklerini -başkalarına zarar vermedikçe- her alanda (kamusal ve özel alanlarda) kullanmalarını laikliğe aykırı gören bu ülkelerde insan hakları (din özgürlüğü, bu manada demokrasi) ikinci planda kalıyor, katı ve sert laiklik onun nefesini kesiyor, onu boğuyor, yok ediyor.

Bizde Cumhurbaşkanı, İmam Hatip mezunlarının polis olmalarına karşı, bunu laiklik için tehlikeli buluyor ve engellemek için elinden geleni yapıyor. CHP milletvekili Ali Topuz, Başbakanlık Müsteşarı Ömer Dinçer'in o makamda oturmasını laikliğe aykırı görüyor. Neden? Sayın Dinçer'in bir konuşmasından alınan notlara dayalı bir iddiaya göre o, güya bir çeşit islamî demokrasiyi savunmuş. Sayın Topuz'a göre bu laikliğe aykırı ve ona aykırı olan düşüncelere sahip bulunanlar insan hak ve özgürlüklerinden mahrum edilmeli, ikinci sınıf vatandaş muamelesi görmelidirler. Birinci sınıf vatandaşlar, belli bir grubun laiklik anlayışını paylaşanlardır, devletin her kademesinde vazife almak bunların hakkıdır, diğerleri devletten uzak tutulmalı, devamlı izlenmeli ve mümkün ise yok edilmelidirler.

Son günlerde ülkede tefrika ve iç savaş çıkarmak isteyenlerden, provokasyonlardan, tertiplerden söz ediliyor, demokrasiye ve insan haklarına vurgu yapılıyor, birlik, barış ve huzur için herkesin elinden geleni yapması isteniyor. Peki ülkesini seven, üreten, hiçbir sabıkası ve suçu sabit olmayan, yalnızca -seçilmeden ülkeye egemen olmuş veya olma peşinde- bir grubun düşüncelerinden ve inançlarından farklı düşüncelere sahip olan insanları temel haklarından mahrum eder ve onlara ikinci sınıf insan/vatandaş muamelesi yaparsanız "birlik, barış, huzur, ortak değerler ve vatandaşlık bilinci" nasıl oluşacak veya korunacak? Bunu düşünmek gerekmiyor mu? Ya silah yoluyla, ya haklarını elinden alarak veya başka türlü baskılarla bütün vatandaşları, belli bir inanç, ideoloji ve dünya görüşüne mecbur ve mahkum etmek ne kadar mümkündür; mümkün olursa ne kadar sürekli olabilir? Bir gün mutlaka patlamaz mı? Patlarsa bundan ülke ve millet zarar görmez mi?

Seçime ve demokrasiye inananlara göre kural bellidir; laiklik anlayışı ve uygulaması da dahil olmak üzere bir siyasi heyet başarılı ise (halkın iradesini temsil ediyor, çoğunluğun ve bireyin haklarını dengeli olarak koruyorsa) halk, oyları ile onları iktidarda tutar; başarılı değilse (halk beğenmiyorsa) oylarıyla iktidardan düşürür, başka heyetlere imkan verir. Seçime ve demokrasiye inanmayanlar, laikliği ve ideolojiyi öne alarak demokrasiyi erteleyenler ise halk ile devamlı bir mücadele (savaş demek istemedim) içindedirler, ama şunu iyi bilsinler ki, karamboller (kırk katır kırk satır durumları, askeri darbeler vb.) dışında bunların demokratik yoldan iktidar olmaları ve demokrasiyi sözde veya radikal laikliğe yedirerek uzun süre iktidarda kalmaları mümkün değildir.

15 Nisan 2005
Cuma



Buradaki iki mavi çizgi arası içerik site editörünce konulmuştur ve rastgele çıkmaktadır. İçeriğini onayladığımız anlamına gelmez, dikkatli davranın.

 
Bu Kitapta: Önceki Makale | Sonraki Makale | İçindekiler | Tarihe Göre: Önceki Makale | Sonraki Makale | Makale Listesi |

Ana Sayfa | Hakkında | Makaleler | Kitaplar | Soru Konuları | Soru Listesi | Konuşmalar | Şiirler | Besteler | İndeks | Rastgele Oku | Yeniler | Geri Git | İleri Git



   


BULUNDUĞUNUZ SAYFAYI AŞAĞIDAKİ ARAÇLARLA KULLANABİLİRSİNİZ: