HayrettinKaraman.net
Mobil - Metin Versiyonu

[Facebook] - [Twitter] - [YouTube] - [instagram]

Ana Sayfa | Hakkında | Makaleler | Kitaplar | Soru Konuları | Soru Listesi | Konuşmalar | Şiirler | Besteler | İndeks | Rastgele Oku | Yeniler | Geri Git | İleri Git

Bu Kitapta: Önceki Makale | Sonraki Makale | İçindekiler | Tarihe Göre: Önceki Makale | Sonraki Makale | Makale Listesi |


AB değerleri

AB'ne girilmesi halinde kendi değerlerimizle AB değerleri arasındaki ilişki nasıl olacak? Ortak olduğumuz değerler çerçevesinde birlik ve işbirliği, farklı olduğumuz alanlarda ise herkesin kendi değerlerini sahiplenme ve yaşama hakkı mı söz konusu olacak, yoksa AB, değerlerini dayatacak ve "Ya sev, ya terk et" mi diyecek? Bu soruya cevap arıyorduk.

İç ve dış problemlerimizle ilgili konular tartışılırken iki kavram sıkça dile getiriliyor: Toplumun uzlaşması ve ortak veya evrensel değerler çerçevesinde birleşme/işbirliği.

Bunlardan birincisini (toplumun uzlaşması yoluyla çözüm arayışını) başka bir yazıda ele almayı düşünüyorum. Ortak veya evrensel değerler kavramına gelince ben bunları, bazı dostları kızdıracak olsam da, anlamsız, içi boş, topu taca atmaktan başka bir işe yaramaz kavramlar olarak görüyorum.

Niçin mi?

Arz edeyim:

Önceki yazıda A. Emre'den iktibas ettiğim satırlarda da (başka birçok düşünür ve yazar aynı kanaati paylaşmaktadır, bu vesile ile Prof. Duralı'nın "İngiliz-Yahudi Medeniyeti" isimli kitabını ve M. Esed'in tarafımdan çevrilen "Yolların Ayrılış Noktasında İslam" isimli kitabını hatırlatmak isterim) ifade edildiği gibi, AB değerlerinin arka planında yahudilik, hristiyanlık, Roma, Grek, aydınlanma ve endüstri devrimi vardır. İslam medeniyetinin Batı'yı etkilemesi, kendi öz değerleri doğrultusunda bir açılım sağlamaktan ibaret olmuştur; ortada önemli bir iktibas veya iltihak yoktur. Temel AB değerleri olarak ifade edilen "özgürlük ve dayanışma, hoşgörü ve insan hakları, demokrasi ve hukukun üstünlüğü" yalnızca birer çerçeveden, boş kovanlardan ibarettir; önemli olan onun içini dolduran alt kavramlar, kurumlar ve uygulamalardır. Örnek olarak "insan haklarını" alalım. Burada "insan" Batı insanıdır ve İslam insanından farklıdır. "Haklar" da farklı olan Batı insanı merkeze alınarak tespit edilmiştir. Bu insanın hak ve özgürlüklerini kısıtlayan ilkeler içinde "din, ahlak, diğer manevî değerler, aşkın ve ebediyeti kucaklayan bir amaç..." yoktur. Biyoloji ve psikolojisi ile maddi bir varlık olarak insanın fayda ve zararı esas alınmıştır. Özgürlük kavramının içi doldurulurken yine aynı ilkelerden hareket edilmiş, "insanın sahibi (Rabbi) ve O'na karşı sorumluluğu, özgürlüğün amacı, hak ve özgürlüklerin ödevlerle dengelenmesi" ihmal edilmiştir. Bu hak ve özgürlük anlayışının tabii sonucu, kamusal alanda -hakların dengelenmesine aykırı olsa da- sekülerliğin egemenliği ve dini simgelerin, ötekileri rahatsız edeceği düşünülerek yasaklanması olmuş, bu simgeleri taşıyan ve yaşayanların hak ve özgürlükleri yok sayılmıştır.

Demokrasi halkın egemenliği değil, azınlığın egemenliği haline gelmiştir. Hukukun üstünlüğü, yargıçlar devletinin oluşmasına yol açmıştır. Hoşgörü, inananlar ve inandıkları gibi yaşamak isteyenler, kendi maddi ve manevi değerlerini korumayı amaç edinenler aleyhine işlemiştir...

Müslümanların diktatörleri, beşeri olduğu halde Allah adına yetki kullanan teokratları, nerede ve nasıl olursa olsun zulmü ve zalimleri istemesi, desteklemesi düşünülemez. Müslümanlara göre ya Allah'ın kitabı, Resulün sünneti gerekli yorumlamalar yapılarak herkese uygulanır, uygulayıcılar halkın hür iradesiyle seçilir ve denetlenir (bu takdirde inanmayanların da temel hak ve özgürlükleri vardır) veya (bu mümkün olmuyorsa) zorunlu olan ortak kurallar ve kurumlar dışında her inanç ve farklı hayat tarzı gurubunun, ötekine dayatmadan özgürlüğünü ve değerlerini koruyacağı, yaşayacağı bir sistem oluşturulur. Bu sistem içinde medeniyetler çatışmaz, ama buluşur, tanışır, özgür olarak alış-veriş yaparlar. AB değerlerinin böyle bir sistem olduğuna inanmıyorum, dayatmalara bakarak "tek medeniyet dayatmasından ibaret" olduğunu düşünüyorum.

11 Mart 2005
Cuma



Buradaki iki mavi çizgi arası içerik site editörünce konulmuştur ve rastgele çıkmaktadır. İçeriğini onayladığımız anlamına gelmez, dikkatli davranın.

 
Bu Kitapta: Önceki Makale | Sonraki Makale | İçindekiler | Tarihe Göre: Önceki Makale | Sonraki Makale | Makale Listesi |

Ana Sayfa | Hakkında | Makaleler | Kitaplar | Soru Konuları | Soru Listesi | Konuşmalar | Şiirler | Besteler | İndeks | Rastgele Oku | Yeniler | Geri Git | İleri Git



   


BULUNDUĞUNUZ SAYFAYI AŞAĞIDAKİ ARAÇLARLA KULLANABİLİRSİNİZ: