HayrettinKaraman.net
Mobil - Metin Versiyonu

[Facebook] - [Twitter] - [YouTube] - [instagram]

Ana Sayfa | Hakkında | Makaleler | Kitaplar | Soru Konuları | Soru Listesi | Konuşmalar | Şiirler | Besteler | İndeks | Rastgele Oku | Yeniler | Geri Git | İleri Git

Bu Kitapta: Önceki Makale | Sonraki Makale | İçindekiler |


Avrupa İslâm Üniversitesi
Hollanda'da Rotterdam İslâm Üniversitesi adıyla bir öğretim kurumunun açıldığını işittiğim ve gazetelerde okuduğum zaman ilgilenmiş, hayırlı olması için duâ etmiştim. Rektör olarak adı geçen arkadaşımız beni de açılışa ve öğretim üyeliğine dâvet etti. "Türkiye'de başlanmış işlerim bulunduğunu, bunları bitirmeden böyle bir işe girmeyi düşünmediğimi, ama nasip olursa açılışa geleceğimi ve birkaç gün de seminer ve konferans verebileceğimi" söyledim. Açılışa gidemedim, birkaç ay sonra diğer vaadimi yerine getirdim. Bu arada dostum ve değerli ilim adamı Süleyman Ateş de o üniversiteye intisap etmişti. Rotterdam'da kaldığım birkaç günde sohbetler ve istişâreler yapıldı, üniversiteyi kuran ve yönetimi de elinde tutan kişiden şikâyetçi idiler. Ya kurumu devralarak onun ilişkisini kesmeye veya ayrılmaya karar verdiler. O günlerde birincisinin mümkün olamayacağı anlaşıldığı için birlikte ayrılarak yeni bir üniversite kurmayı kararlaştırdılar, yabancı hocalar da onlara katılmıştı. Faâliyet yürürken arkadaşlardan birinin guruptan ayrıldığını, eski üniversitenin kurucusu ve kendisinin de şikâyetçi olduğu zat ile anlaşma yaparak orayı satın aldığını ve beraber mücadeleye girdiği arkadaşları dışlayarak, Rotterdam Üniversitesi'nde yeniden derlemeye çalıştığı bir kadro ile öğretime devam ettiğini bana haber verdiler; olan bitene üzüldüm. Hollanda gibi küçük bir ülkede ve aynı şehirde iki üniversitenin fazla olduğu ortada. Dileğim yanlış anlamaların ve varsa başka hesapların ortadan kaldırılarak birlik ve beraberlik içinde bu hayırlı teşebbüsü başarıya ulaştırmalarıdır.
Ben güvendiğim arkadaşlarımın sahip olacakları veya yeniden kuracakları üniversiteye katkıda bulunacağıma söz vermiştim. Bu katkımı her yarı yılda onbeş gün yoğun ders vererek yapmak şeklinde belirledim. Süleyman Ateş ve arkadaşlarının kurdukları benim de misafir hoca olarak vazife aldığım üniversitenin adı "Avrupa İslâm Üniversitesi" oldu, şu günlerde buradayım bu yazıyı da burada kaleme alıyorum.
Avrupa'da yaşayan dindaşlarımızın İslâm eğitim ve öğretimlerine katkıda bulunmak, bu arada Avrupalılara da İslâm'ı doğru anlatmak ve tanıtmak maksadıyla böyle kurumlara ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Bu konuda farklı düşünenler de var. Onlar "Türk olmayan Müslümanlar bizi ilgilendirmez, Türk olanlara da din görevlisi ve öğretmeni Türkiye'den gitmeli, böylece hem dine hem de Türk kültürüne hizmet verilmiş olur" diyorlar. Bu da saygıya değer bir görüş olmakla beraber, hem diğer müslümanları dışlaması hem de giderek Türkiye'den görevli gönderme ve Avrupa ülkelerinde Türkçe öğretim yapma imkânları daraldığı için, kendi düşüncemizin daha uygun olduğu kanâatimizi muhâfaza ediyoruz.
Dostlarımın şunu bilmelerini istiyorum: Türkiye hâlâ İslâm âleminin ümididir. Orada yanlış giden bazı şeyler varsa bunlarla mücadele etmek bu ülkenin nimetiyle beslenmiş insanların ödevidir. İmama kızıp câmiyi terketmeye niyetimiz yoktur. Kısa süreler için ayrılsak da devamlı hizmet yerimiz Allah'ın lütfu ve ecdâd yadigârı olan ülkemizdir.


 


Buradaki iki mavi çizgi arası içerik site editörünce konulmuştur ve rastgele çıkmaktadır. İçeriğini onayladığımız anlamına gelmez, dikkatli davranın.

 
Bu Kitapta: Önceki Makale | Sonraki Makale | İçindekiler |

Ana Sayfa | Hakkında | Makaleler | Kitaplar | Soru Konuları | Soru Listesi | Konuşmalar | Şiirler | Besteler | İndeks | Rastgele Oku | Yeniler | Geri Git | İleri Git



   


BULUNDUĞUNUZ SAYFAYI AŞAĞIDAKİ ARAÇLARLA KULLANABİLİRSİNİZ: