HayrettinKaraman.net
Mobil - Metin Versiyonu

[Facebook] - [Twitter] - [YouTube] - [instagram]

Ana Sayfa | Hakkında | Makaleler | Kitaplar | Soru Konuları | Soru Listesi | Konuşmalar | Şiirler | Besteler | İndeks | Rastgele Oku | Yeniler | Geri Git | İleri Git

Bu Kitapta: Önceki Makale | Sonraki Makale | İçindekiler |


Müslümanların öyle bir meselesi yok
Müslümanların önemli meseleleri, çözüm bekleyen müşkilleri, aşmaları gereken zorlukları var. Bunlar dururken veya bunları unutturmak ve kamu oyunu başka/gereksiz şeylerle meşgûl etmek için mesele icad edenler var; bunlardan biri de "namazlarda ana dilinde Kur'an okuma" meselesidir. Bu meseleyi, temcit pilavı gibi ısıtıp ısıtıp halkın önüne sürenlere karşı şöyle demiştim: "Müslümanların böyle bir meselesi yok, Türkler müslüman oldukları günden beri Kur'an'ı ibâdette, vahyedildiği dilde okuyorlar, anlamak için ise çok eski zamanlardan beri yapılmış Türkçe meâl ve tefsirler var, bunlardan yararlanıyorlar. Ben Türkiye'yi dolaşıyorum, her tabakadan halk ile konuşuyorum, her gün yüzlerce soruya muhatap oluyorum, bana kimse böyle bir mesele getirmiyor, 'Kur'an'ı namzada Arapça aslından okumak istemiyorum, Türkçesini okuyabilir miyim?' demiyor..."
Bu sözümü işiten bir demagoji üstadı, adımı saygısız bir üslûpta zikrederek "O müslümanları şunlardan ibaret biliyor, ona göre böyle bir meselesi olanlar müslüman değil..." kabîlinden lâflar etmiş. Benim söylediklerimden böyle bir mânâ ve sonuç çıkarmak için demek ki insanın "ilâhiyat profesörü" olması gerekiyor!
Evet tekrar ediyorum "Müslümanların böyle bir meselesi yok". Şurada burada birkaç kişinin böyle bir meselesi varsa buna da "müslümanları meselesi" denmez. O müslümanlarla görüşülür, neden bunu mesele yaptıkları öğrenilir ve haklarında en iyi çözüm, uygun fetvâ ne ise o açıklanır.
Meselenin fıkıh ilmindeki durumu ve hükmü üzerinde başka zaman ve yerlerde gerekeni yazdık ve açıkladık. Genel olarak namazda Kur'an'ın, vahyedildiği, hergün büyük bir zevkle dinlediğimiz dilden okunması gerekiyor. Bu hükümde bütün mezhepler ittifak hâlindedir. İlim ve ahlâk sahibi hiçbir müftü aksine fatva vermemiştir, vermez. Özel durumlara gelince; yani bir kimsenin Arapça olarak okumaya dili dönmüyorsa, öğrenmesi zaman alacaksa, bu yüzden namaz kılamıyorsa, mâzereti geçinceye kadar meâlini okuyabilir. Kezâ bir müslüman, namaz kılmak istediği hâlde "anlamadığı bir sözü ezbere tekrarlama mecbûriyeti yüzünden" namaz kılamıyor ve kendi dilindeki tercümeden okumak istiyorsa (namaza başlaması için böyle bir ruhsata ihtiyacı varsa) ona, "namazını terketme de kendi dilinden oku" denebilir. Ama tekrar ediyorum bunlar özel, marjinal durumlardır, müslümanların böyle bir meseleleri yoktur.
Şimdi gelelim müslümanların meselelerinden bazı örneklere:
Müslümanların ümmet olarak birleşmeye, dayanışmaya, güçlenmeye, kendi medeniyet ve kültürlerini, maddî ve manevî değererini korumaya, geliştirmeye, üçüncü bin yılın başında -bu çağa uygun bir üslup içinde- insanlığa sunmaya ihtiyaçları (böyle bir meseleleri) vardır.
Radikal laiklik anlayışını uygulayan ülkelerde yaşayan ve insan hakları belgelerinin/sözleşmelerinin tanıdığı din özgürlüğü hakkını tam olarak yaşamak isteyen müslümanların öğrenim hakları ellerinden alınmakta, kamu hizmetinde istihdamları engellenmekte, ekonomik faâliyetlerine ket vurulmakta, birçok yerde ikinci sınıf insan muamelesine tâbî tutulmaktadırlar. "Kadınların özel hâllerinde namaz ve oruç ibâdeti yapmalarını, müslümanların Kur'an'ı Türkçesinden okumalarını, namazların bilinen vakitlerine riâyet etmemelerini..." isteyen, İslâm'ı çağın düşünce, düzen ve ahlâkına indirgemek için çıkmaz yollara giren, bunları mesele yapan beyler bir gün olsun bu asıl meselelere parmak bastılar mı, milyonları ilgilendiren bu zorlukların aşılması yönünde bir gayret gösterdiler mi? Göstermezler, gösteremezler; çünkü bu yürek ister, fedâkârlık ister, zamanın makbûlleri nezdinde itibar kaybını göze almak ister, hâsılı güzel ahlâk ister.


 


Buradaki iki mavi çizgi arası içerik site editörünce konulmuştur ve rastgele çıkmaktadır. İçeriğini onayladığımız anlamına gelmez, dikkatli davranın.

 
Bu Kitapta: Önceki Makale | Sonraki Makale | İçindekiler |

Ana Sayfa | Hakkında | Makaleler | Kitaplar | Soru Konuları | Soru Listesi | Konuşmalar | Şiirler | Besteler | İndeks | Rastgele Oku | Yeniler | Geri Git | İleri Git



   


BULUNDUĞUNUZ SAYFAYI AŞAĞIDAKİ ARAÇLARLA KULLANABİLİRSİNİZ: