HayrettinKaraman.net
Mobil - Metin Versiyonu

[Facebook] - [Twitter] - [YouTube] - [instagram]

Ana Sayfa | Hakkında | Makaleler | Kitaplar | Soru Konuları | Soru Listesi | Konuşmalar | Şiirler | Besteler | İndeks | Rastgele Oku | Yeniler | Geri Git | İleri Git

Bu Kitapta: Önceki Makale | Sonraki Makale | İçindekiler |


İslâm Neye Karşıdır?
İslâm dînini bir şeyin yanında, diğerinin karşısında gösterenler bu anlayış, tutum ve davranışlarının muhasebesini yapmak durumundadırlar. Bunu yaparken hareket noktaları faydacılık mıdır, hakkın ve gerçeğin tesbiti midir? Dîni kullanmak mı istiyorlar yoksa onu yaşamak mı? Önce hükmü koyuyor, benimsiyor, sonra İslâm'dan ona delîl aramaya mı koyuluyorlar, yoksa kendilerini İslâm'ın rehberliğine terkederek onun götürdüğü yere mi (hükme, karara, inanca mı) gidiyorlar...
Bugün Türkiye'de İslâm'ın, çağdaş Türkiye ve dünya değerleri (?) ile bağdaşıp bağdaşmadığı, bunların yanında mı, karşısında mı olduğu tartışılıyor. Tartışmaya katılanların pek çoğu, eteklerindeki taşları boşaltarak, sineleri saf olarak meydana gelmiyorlar; çoğu kimsenin hesabı var, kitabı var.
Çağdaş değerler listesinde yer alan başlıca kavramları sıralayalım: Cumhuriyet, demokrasi, laiklik, bağımsızlık, bütünlük, akılcılık, hukukun üstünlüğü, insan hakları... İslâm'ın bunlardan bir kısmına veya tamamına aykırı olduğu inancında olanlar gerici (mürteci), İslâm'ın bunlara uygun olduğunu, hattâ bunlardan ibaret bulunduğunu söyleyenler ise ilerici, aydın, çağdaş kabûl ediliyor. Bize göre insanları böyle guruplara ayırmak, bölmek, bir guruba birinci sınıf, diğerine ikinci sınıf insan/vatandaş muamelesi yapmak, daha da ileri giderek gericilerin insan olmadıklarını, bu ülkede oturmak ve yaşamak hakkına sahib bulumadıklarını söylemek haksızlıktır, bazı tanımlamalara göre insan haklarına ve çağdaşlığa da aykırıdır. Bu değerlerin/kavramların içini açmadan, bunlardan neyin kastedildiğini ortaya koymadan karşı olmak veya olmamak, yanında veya karşısında yer almak da bilimsel ve akılcı bir yaklaşım değildir.
İslâm bir dindir, onun ne olduğunu, ne istediğini, ne istemediğini bildiren sağlam kaynakları vardır. Çağdaş değerlerin mâhiyeti belirlendikten sonra -eğer böyle bir şey gerekiyorsa- peşin hükümsüz olarak İslâm'dan bunlara bir bakış yapılabilir. Uyan ve uymayan taraflar objektif ölçülerle ve özgür bir ortamda tesbit edilir. Uyanların ve uygunların iyi, doğru ve güzel, zıtlarının kötü, çirkin ve yanlış olduğu şeklindeki değerlendirmeler sübjektiftir, inanca, taraftar olmaya bağlıdır. Meselâ İslâm'ın laikliğe uygun olmadığı, laikliği benimsemediği tesbit edilirse, "laikliğin iyi ve doğru, bunu benimsemeyen İslâm'ın veya yorumunun kötü ve yanlış olduğu" değerlendirmesi objektif değildir, inanca ve taraf olmaya bağlı bir hükümdür, değerlendirmedir. Keza okuyan ve çalışan kızların, hanımların örtünmeleri İslâm'ın emri olduğu hâlde birileri tarafından çağdaşlığa aykırı bulunuyorsa burada bir uyumsuzluk vardır, ancak bu konuda "çağdaş olarak açılmak mı, müslüman olarak örtünmek mi iyidir, doğrudur" değerlendirmesi objektif, bilimsel, üzerinde uzlaşma sağlanacak bir husûs değildir, inanca, dünya görüşüne, taraf olmaya bağlıdır.
Farklı inanma, yaşama, değerlendirme guruplarının bir ülke vatandaşlarını oluşturması hâlinde takip edilebilecek iki yol vardır: a) Hâkim gurubun zorla, baskı ile diğerlerini değiştirmesi, vatandaşları tektipleştirmesi. b) Ortak değerler ile "bağımsızlık, bölünmezlik, hukukun üstünlüğü, insan haklarına riâyet, kamu düzeni" gibi zorunlu müştereklerin oluşturduğu bir anayasal düzen içinde farklılıklara izin vermek, müsamaha etmek, hayat hakkı tanımak. Birinci yolda kavga, çatışma, nefret, kan, bölünme ve parçalanma vardır. İkinci yol barış, sevgi, müsamaha, birlikte var olmayı ve yarışmayı mümkün kılma yoludur.
Şimdi hem müslümanım diyenlerin hem de çağdaşım diyenlerin bu iki yoldan hangisini benimsediklerine bakmak gerekiyor, başka bir deyişle İslâm ve çağdaşlık bu iki yoldan hangisine uygun düşüyor, hangisi ile varolmayı öngörüyor veya sakıncasız buluyor? Bize göre faydasız, sonu gelmez kavram tartışmaları yerine bu hayatî konu üzerinde durulmalı, bu sorunun makûl ve meşrû cevabını bulmak için çalışılmalıdır.


 


Buradaki iki mavi çizgi arası içerik site editörünce konulmuştur ve rastgele çıkmaktadır. İçeriğini onayladığımız anlamına gelmez, dikkatli davranın.

 
Bu Kitapta: Önceki Makale | Sonraki Makale | İçindekiler |

Ana Sayfa | Hakkında | Makaleler | Kitaplar | Soru Konuları | Soru Listesi | Konuşmalar | Şiirler | Besteler | İndeks | Rastgele Oku | Yeniler | Geri Git | İleri Git



   


BULUNDUĞUNUZ SAYFAYI AŞAĞIDAKİ ARAÇLARLA KULLANABİLİRSİNİZ: