HayrettinKaraman.net
Mobil - Metin Versiyonu

[Facebook] - [Twitter] - [YouTube] - [instagram]

Ana Sayfa | Hakkında | Makaleler | Kitaplar | Soru Konuları | Soru Listesi | Konuşmalar | Şiirler | Besteler | İndeks | Rastgele Oku | Yeniler | Geri Git | İleri Git

Bu Kitapta: Önceki Makale | Sonraki Makale | İçindekiler |


EVLİLİKTE DİN FARKI - I: MÜSLÜMAN OLMAYAN KADIN
"İman etmedikleri sürece Allah'a ortak koşan kadınlarla evlenmeyin; şundan emin olun ki imanlı bir cariye, sizin hoşunuza gitse de müşrik bir hür kadından iyidir. İman etmedikleri sürece Allah'a ortak koşan erkeklerle de kadınlarınızı evlendirmeyin; şundan da emin olun ki imanlı bir köle, sizin hoşunuza gitse bile müşrik bir hür kişiden daha iyidir. Onlar insanları ateşe çağırırlar, Allah ise izni ile cennete ve bağışlanmaya çağırır, gerektikçe hatırlasınlar diye insanlara âyetlerini açıklar." (Bakara: 2/221)
Bu âyetin geliş sebebi, hicretten sonra gizli bir görevle Mekke'ye gönderilen Ebû Mersed Kennâz'ın başından geçen bir olaydır. Kennâz Müslüman olmadan önce Mekke'de yaşarken Anâk isimli bir kadını metres edinmişti. Görevli olarak Mekke'ye geldiğinde kadın onu gördü ve beraber olmaya çağırdı, Kennâz "İslâm bana bunu yasakladı" deyince kadın, "Beni eş olarak al" dedi, Kennâz "Resûlullah'tan izin almadan bunu da yapamam" cevabını verdi, Medîne'ye dönünce sordu, bunun üzerine yukarıda meali verilen âyet geldi ve kadın putperest olduğu için Kennâz'a evlenme izni verilmedi (Vâhidî).
Ehl-i kitap ismi verilen Hıristiyanlar ve Yahudiler gibi kâfirler, bir Allah'a, aslı bozulmuş da olsa semavî bir kitaba ve peygamberlerine inandıkları müddetçe müşrik (Allah'a başka tanrıları ortak koşan kâfir) sayılmazlar. Kur'ân dilinde müşrik kelimesi, başta Arabistan putperestleri olmak üzere aslı ilâhî olan bir kitaba inanmayan ve inançları içinde şirk bulunan kâfirleri ifade etmek için kullanılmaktadır.
Yazının başında meali verilen âyet, açık ve kesin olarak, müşrik kadın ve erkelerle Müslümanların evlenmelerinin caiz olmadığını ifade etmektedir. Müslüman erkeklerin ehl-i kitap (kitâbî) kadınlarla ve Müslüman kadınların da ehl-i kitap erkeklerle evlenmelerinin caiz olup olmadığı bu âyetten açık olarak anlaşılamıyor; çünkü bazı ehl-i kitap gruplar Allah inançlarında şirke sapmış olsalar bile tamamını müşrikler kategorisine sokmak mümkün değildir. Bu âyetin sükutla geçtiği konulardan "Müslüman erkeğin kitâbî kadınla evlenmesinin caiz olduğu" hükmü daha sonra gelen, "Sizden önce kendilerine kitap verilenlerden olan iffetli kadınlarla evlenmek de size helaldir..." (Mâide: 5/5) mealindeki âyet ile açıklanmıştır. Delillerin farklı değerlendirilmesi ve yorumlanması sebebiyle bazı müctehidler aksini söylemiş olsalar da dört mezhebin imamları ile Evzâî ve Sevrî gibi yine mezheb sahibi imamlar, Mâide âyetinin açık hükmünü benimsemişlerdir.
Sonuç olarak âyet, ilgili hadisler, örnek uygulama ve ümmetin âlimlerinin icmâına göre Müslüman erkekler, Müslüman veya kitabî (ehl-i kitab) olmayan kadınlarla evlenemezler, evlendikleri takdirde İslâm'a göre nikâhları sahih ve geçerli olmaz. Müslüman kadınlarla evlenme konusunda -başkaca bir engel bulunmadığında- mesele yoktur. Kitâbî olan gayr-i müslim kadınlara gelince, bunlarla evlenmenin caiz olduğunda da şüphe yoktur; ancak eş seçiminde güzellik, soy-sop ve zenginlikten önce dindarlık ve iyi ahlâkın tercih sebebi olması gerektiğini bildiren ve bunu tavsiye eden hadislere göre -kaide olarak- Müslüman kadınların, kitabî de olsalar gayr-i müslim kadınlara nisbetle tercih öncelikleri vardır. Sosyal veya ferdî ve özel âmiller, sebepler bu kuralı bozmayı gerektirebilir; bu takdirde Müslüman erkekler gayr-i müslim, fakat kitâbî kadınlarla da evlenebilirler.
Gayr-i müslim eş (zevce) Müslüman olmaya zorlanamaz, Müslüman kocasının evinde ve dışarıda (mâbette, dinî âyin ve toplantılarda) inandığı dinin gereklerini yerine getirir, dinini serbestçe yaşar. Kitâbî (ehl-i kitap), bir kısım müctehide göre yalnızca Hıristiyanlar ve Yahudilerdir. Bazı müctehidlere göre ise Mecusîler, Sâbi'îler gibi, zaman içinde değişmiş veya kaybolmuş bile olsa ilâhî bir kitabı olan dinlerin mensupları da ehl-i kitap sayılırlar.
Her ikisi de gayr-i müslim oldukları halde müşrik kadınlarla evlenmenin yasaklanması, kitâbî kadınlarla ise evlenmenin caiz kılınmasının hikmeti, birinci gruba girenlerde dine yatkınlığın ve dinî ahlâkın bulunmama ihtimalinin kuvvetli, ikinci guruptakilerde ise bulunması ihtimalinin galip olmasıdır. Kitâbî kadın ya zaman içinde kendi isteği ile Müslüman olacak, yahut da -Müslüman olmasa bile- aile reisi olan Müslüman erkeğin hâkim etkisi sebebiyle çocukların dinî hayatlarına zarar veremeyecektir. Dinsiz veya müşrik bir ananın çocuklarını olumsuz etkilemesi, onların dinî hayatlarına ve eğitimlerine zarar vermesi ihtimali galip görülmüş, başkaca faydaları olsa bile bu cihet (zarar ve mefsedetin def'i hikmeti) yasaklamayı getirmiştir.


 


Buradaki iki mavi çizgi arası içerik site editörünce konulmuştur ve rastgele çıkmaktadır. İçeriğini onayladığımız anlamına gelmez, dikkatli davranın.

 
Bu Kitapta: Önceki Makale | Sonraki Makale | İçindekiler |

Ana Sayfa | Hakkında | Makaleler | Kitaplar | Soru Konuları | Soru Listesi | Konuşmalar | Şiirler | Besteler | İndeks | Rastgele Oku | Yeniler | Geri Git | İleri Git



   


BULUNDUĞUNUZ SAYFAYI AŞAĞIDAKİ ARAÇLARLA KULLANABİLİRSİNİZ: