HayrettinKaraman.net
Mobil - Metin Versiyonu

[Facebook] - [Twitter] - [YouTube] - [instagram]

Ana Sayfa | Hakkında | Makaleler | Kitaplar | Soru Konuları | Soru Listesi | Konuşmalar | Şiirler | Besteler | İndeks | Rastgele Oku | Yeniler | Geri Git | İleri Git

Bu Kitapta: Önceki Makale | Sonraki Makale | İçindekiler |


Birbirine Merhamet ve Şefkat
Birisi Akit'te, diğeri de Selam'da çıkan iki yazıda adım anılarak haksız değerlendirmelere ve hücumlara maruz kaldım. Kendimi savunmaktan ziyade konuyu kısaca açıklamak ve kardeşler arasındaki temel ilişki için bir usûl teklif etmek üzere bu yazıyı kaleme alma ihtiyacını hissettim.
Birinci yazı, devlet-rejim ilişkisi ile ilgili idi. Ben "rejimin, devletin unsurlarından yalnızca birisi olduğunu, bir kere İslâmın olmuş bir ülkede ve toplumda yalnızca rejimin, topluma rağmen islâmî olmayan bir mahiyete dönüştürülmesi halinde müslümanların rejime karşı olmaları, bunu uygun bir yöntemle değiştirmeye çalışmaları gerektiğini, ancak diğer unsurların ve mesela istiklal, insanlar ve toprağın korunması gerektiğini" delillere dayanarak ileri sürmüştüm. Buna karşı çıkan bir kardeşimiz de her şeyin rejimden ibaret olduğunu, rejim islâmî olmayınca müslümanların sahip çıkacakları başka bir unsurun da kalmıyacağını delillere dayanarak ileri sürdü. Ben bunun üzerine Yeni Şafak'ta iki yazı daha neşrettim, kadim fıkıhçıların daru'l-islâm anlayışları ile muhalefet anlayışlarına dayanarak tezimi savundum. Muhtemelen muhatabımı ikna edemedim.
Selam gazetesinde çıkan ve adımın zikredildiği ikinci yazı ise milletvekili yemini ile ilgili idi. Bu yazıda "İslâma aykırı olan bir yemin olayını meşrû saymak suretiyle bunu yapanları rahatlattığımdan" söz ediliyordu. Kısaca açıklayayım: Akit gazetesi bana milletvekili yemini ile ilgili soru sormadı. İslâmda yeminin mahiyet ve hükmünü sordu, ben de bir kısmı gazetenizde nakledilen ve doğru olan sözleri (yani İslâmda yemini) anlattım. Bunun milletvekili yeminine uygulanması bana ait değildir. Ancak gerek bu düzen içinde İslâma hizmet için kurulacak bir parti ve gerekse bu partinin iktidar olması ve mevcut kanunlara göre milletvekillerinin yemin etmeleri konusunda yazardan farklı düşünüyordum. Şahsen böyle bir oluşumun içinde yer almadım ve almayacağım, İslâma kendi tercihim olan usûl ve araçlarla hizmet etmeye çalıştım ve çalışacağım. Fakat başkalarının yapıp ettiklerini değerlendirirken ölçümüz, kendi tercihimiz olamaz, ilim ve İslâm olmalıdır.
Meseleye İslâm ilimleri penceresinden baktığımızda gördüğümüz şudur: İslâmî bir değişim ve dönüşümün birden fazla yolu vardır. Bunlardan biri de demokrasi ile yönetilen ülkelerde mevcut sistemden yararlanmak, sistemin bazı kurumlarını kullanmak ve adım adım sonuca varmaya çalışmaktır. İslâm dünyasında bu usûlü kullanan birçok islâmî gurup vardır. Bunlara hata ettiklerini, bu yöntemin kullanılmasının İslâma uygun olmadığını söylemek -böyle olduğunu düşünen ve inananlara göre böyle bir değerlendirme yapmak- mümkün ve caizdir, ancak bunları İslâmdan dışlamak büyük bir hata olur. Konu ictihada ve yoruma açık bir konudur. Mezkûr yöntemi uygulayanlar, demokratik kurumlardan yararlananlar bunların islâmî olduğunu, Hz. Peygamber (s.a.) tarafından kullanıldığını iddia etmiyorlar (ederlerse hata etmiş olurlar), dayandıkları delil, ikrah (zorlanmak, baskı altında kalmak) değil, zaruret ve takıyyedir. Bunlar başka yolların çıkar olmadığını, başarıya ulaştırmayacağını düşünüyor, tek çıkar yol budur (bu yolu izlemekte zaruret vardır, başka çare yoktur) diyerek böyle hareket ediyorlar. Zaruretler geçici olarak yasakları kaldıracağı için de -normal hallerde kullanılmayacak- usûlleri, yöntemleri kullanıyorlar ve mesela parti kuruyor ve yemin ediyorlar...
İmdi böyle düşünen iyi niyetli, samimi müslümanlarla tartışmak, kardeşçe ve "birbirlerine karşı merhametlidirler" ferman-ı ilahisine uygun üslupta karşı fikir ileri sürmek, uyarmak... mümkündür, caizdir. Fakat onları tekfir etmek, nehiy ani'l-münker yapmak caiz değildir. Çünkü bir kimsenin kafir olmasının şartı iltizamdır (küfrü benimsemesidir), yahut da söz ve davranışının İslâm içinde kalmasına müsait hiçbir tevile ihtimal taşımamasıdır. Nehiy ani'l-münker de ancak iki tarafın meşrû olmadığında ittifak ettikleri konularda olur, ictihada açık ve ihtilaflı konularda değil.
Sözünü ettiğimiz iki mesele ile ilgili açıklamamızı burada keserek usûl konusuna geçiyorum:
Müslümanlar arasındaki normal ilişki "kardeşlik, velayet, birlik ve dayanışma" ilişkisidir. Bu ilişkiyi bozacak davranışlarda bulunmak caiz değildir. Bir müslüman fert veya gurup bir başka fert veya gurubun davranışını İslâma aykırı buluyorsa -kendi buluşuna göre hüküm verip harekete geçmeden önce- hakemlere ve şuraya başvurmak mecburiyetindedir. Bu sebeple de müslümanların tez elden sivil bir hakemlik ve ilmî şura kurumu oluşturmaları gerekmektedir. Bu şuraya, bir guruba mensup olsun olmasın, ilmi, ahlakı ve hizmeti ile temayüz etmiş, önemli bir kitlenin güvenine mazhar olmuş "alimler" seçilir ve katılır. İhtilaflar bu şuraya arzedilir. Şura fikir ve davranışın meşrû olmadığı konusunda ittifak ederse bu karar -inananlara göre- bağlayıcı olur; ittifak edemezlerse, birden fazla görüş, yorum, anlayış, ictihad ortaya çıkarsa bunların tamamının meşrû olduğu kabul edilir ve guruplar birbirlerini hoş görürler, farklı mezheblere mensup müminler gibi birbirlerinin arkasında namaz kılarlar, birliklerini bozmazlar, kardeşliklerine gölge düşürmezler.
Böyle bir şura ve hakemlik kurumu oluşuncaya kadar da İslâm üzerinde düşünen, okuyan ve yazanlar gerçeği bulma ve bilme tekelciliğinden vazgeçmeli, başka müminlerin de bilgi, yorum ve anlayışlarına saygı göstermelidirler.
Bir not: Zaruretler kendi miktarlarını aşamazlar. Bunu câiz görenlere göre yeminin yettiği yerde bununla yetinmek gerekir, zaruret gereği böyle davranışlara başvurulduğu için "için için" ağlamak yerine alkış tutmak yakışıksızdır.


 


Buradaki iki mavi çizgi arası içerik site editörünce konulmuştur ve rastgele çıkmaktadır. İçeriğini onayladığımız anlamına gelmez, dikkatli davranın.

 
Bu Kitapta: Önceki Makale | Sonraki Makale | İçindekiler |

Ana Sayfa | Hakkında | Makaleler | Kitaplar | Soru Konuları | Soru Listesi | Konuşmalar | Şiirler | Besteler | İndeks | Rastgele Oku | Yeniler | Geri Git | İleri Git



   


BULUNDUĞUNUZ SAYFAYI AŞAĞIDAKİ ARAÇLARLA KULLANABİLİRSİNİZ: