HayrettinKaraman.net
Mobil - Metin Versiyonu

[Facebook] - [Twitter] - [YouTube] - [instagram]

Ana Sayfa | Hakkında | Makaleler | Kitaplar | Soru Konuları | Soru Listesi | Konuşmalar | Şiirler | Besteler | İndeks | Rastgele Oku | Yeniler | Geri Git | İleri Git

Bu Kitapta: Önceki Başlık | Sonraki Başlık | İçindekiler | Kelime İndeksi |


Zikir ve resul

"Ayakta, oturarak ve yatarak Allah'ı zikrederler" diyen âyet iki türlü anlaşılabilir: 1. Bu üç halde (ve böyle olunca da devamlı) Allah'ı anarlar. Bu anlamanın yanlış olduğunu fiil (gerçekleşen, olan) ortaya koyuyor; insanlar en azından belli bir müddet uyuyorlar ve bu durumda -sûfîlerin halleri müstesna- zikir yoktur. İnsanlar çeşitli işlerle meşgul oluyorlar ve bu durumların tamamında zikir olmaz...2. Bu üç halde de zikir yaparlar; yalnız ayakta, yalnız oturarak...değil, kimi zaman öyle, kimi zaman böyle durumda zikir yaparlar. İşte bu mana doğrudur.
Peygamberimiz hem son nebî hem de son resuldür, ondan sonra ortaya çıkıp da "ben de bağımsız, yeni, şeriat getiren bir resulüm" diyenler yalancıdır. Artık resul yoktur, son resulün resulleri diyebileceğimiz alimler vardır. Nebi kendisine vahiy gelendir, resul de bunu insanlara tebliğ edendir. Nebi olmayan resul de olamaz. Bu yüzden son nebi aynı zamanda son resuldür.



Buradaki iki mavi çizgi arası içerik site editörünce konulmuştur ve rastgele çıkmaktadır. İçeriğini onayladığımız anlamına gelmez, dikkatli davranın.

 
Bu Kitapta: Önceki Başlık | Sonraki Başlık | İçindekiler | Kelime İndeksi |

Ana Sayfa | Hakkında | Makaleler | Kitaplar | Soru Konuları | Soru Listesi | Konuşmalar | Şiirler | Besteler | İndeks | Rastgele Oku | Yeniler | Geri Git | İleri Git



   


BULUNDUĞUNUZ SAYFAYI AŞAĞIDAKİ ARAÇLARLA KULLANABİLİRSİNİZ: