HayrettinKaraman.net
Mobil - Metin Versiyonu

[Facebook] - [Twitter] - [YouTube] - [instagram]

Ana Sayfa | Hakkında | Makaleler | Kitaplar | Soru Konuları | Soru Listesi | Konuşmalar | Şiirler | Besteler | İndeks | Rastgele Oku | Yeniler | Geri Git | İleri Git

Bu Kitapta: Önceki Başlık | Sonraki Başlık | İçindekiler |


Ramazan (25)
İslâm'ın Nişanları (4)
5. Kıble:
Bütün müslümanların namaz ibâdeti yaparken yöneldikleri Kâbe'nin bulunduğu Mekke şehrinin coğrafî yeri/yönü müslümanların kıblesidir. Kıbleye yöneliş hem Allah'ın birliğini hem de ümmetin bütünlüğünü işaretlemekte ve temsil etmektedir. Kâbe bir tanedir, kıble de tektir, birden fazla "ulusal kıbleler" olamaz.
6. Cuma namazı:
Cemâatle kılınan cuma namazı bir bölgede yalnızca müslümanların bulunduklarını değil, aynı zamanda orasının bir İslâm bölgesi, beldesi, ülkesi olduğunu gösterir. Günümüzde bazı Batı ülkelerinde de izin verildiği için cuma namazı kılınmaktadır; bu da oralarda bir cemâat teşkil edecek kadar müslümanın bulunduğuna delîl teşkil etmektedir. Cuma namazı aynı zamanda İslâm ümmetinin haftalık bayram namazıdır.

7. Cemâatle namaz:
Hz. Peygamber (s.a.v.) cemâatle namazı teşvik etmiş, erkekler için ise -mazeret dışında- âdeta mecbûr kılmıştır. Cemâatin fertleri müslümanlardır, cemâat olmak için müslüman olmak yeterlidir; bunun dışında bir âidiyet şartı yoktur; bu sebeple müslüman, dünyanın neresinde bulunursa bulunsun ezanı duyunca, bir mazereti yoksa câmîye gelir ve cemâate katılarak namazını kılar. Namaz ibâdeti Türkçe yapılmaya kalkışıldığı takdirde bu bütünlük bozulur, cemâatle namaz ulusal hale gelir, başka uluslardan olan müslümanlar ona katılamazlar; çünkü onlara göre " ya bu namaz sahîh değildir, Türkçe okuyan imamın arkasında namaz kılınamaz, yahut da -kılınsa bile- bütünlük rûhu yok olur, parçalanmışlık şuuru hâkim olur". Türk müslüman da başka dilde Kur'ân okuyarak namaz kılan imama uymaz; çünkü buna göre de namazda Türkçe okumak gereklidir. Görülüyor ki ibâdet dili ulusal hale getirilince ümmet birliği bozulmakta, cemâat rûhu ve şuuru zedelenmektedir.

8. Câmî ve minare:
Kilise nasıl hiristiyanlığın, havra Yahudiliğin, ateşgede mecusiliğin şiarı (bellik ve nişanı) ise câmî ve minare de İslâm'ın şiarıdır. Kur'ân'ı okurken uygulanan mûsikî makamları, okuyuş tavrı, harflerin telaffuzu anadilleri farklı müslümanlara göre az da olsa değişik olabilmektedir. Ama okunan aynı (Arapça) Kur'ân'dır. Bunun gibi câmî ve minare yapımında ve bu yapılara uygulanan mimaride de uluslara ait farklı çizgiler, üslûb ve renkler bulunabilmektedir. Ancak bu farklara rağmen, alt kültürü ne olursa olsun, bir müslüman yapıyı gördüğünde onun câmî ve minare olduğunu anlar; çünkü temel şekil ve öz değişmemiştir. Bu yapıların İslâm'a mahsus dinî yapılar ve semboller olduğunu müslüman olmayanlar da anlarlar ve bunların bulunduğu yerlerde ya halen veya geçmişte müslümanların yaşadıklarına hükmederler.


 


Buradaki iki mavi çizgi arası içerik site editörünce konulmuştur ve rastgele çıkmaktadır. İçeriğini onayladığımız anlamına gelmez, dikkatli davranın.

 
Bu Kitapta: Önceki Başlık | Sonraki Başlık | İçindekiler |

Ana Sayfa | Hakkında | Makaleler | Kitaplar | Soru Konuları | Soru Listesi | Konuşmalar | Şiirler | Besteler | İndeks | Rastgele Oku | Yeniler | Geri Git | İleri Git



   


BULUNDUĞUNUZ SAYFAYI AŞAĞIDAKİ ARAÇLARLA KULLANABİLİRSİNİZ: