HayrettinKaraman.net
Mobil - Metin Versiyonu

[Facebook] - [Twitter] - [YouTube] - [instagram]

Ana Sayfa | Hakkında | Makaleler | Kitaplar | Soru Konuları | Soru Listesi | Konuşmalar | Şiirler | Besteler | İndeks | Rastgele Oku | Yeniler | Geri Git | İleri Git

Önceki Soru | Sonraki Soru | Bütün Sorular | Bütün Konular |

Soru-(243) Reform, Tecdit ve İçtihad Hakkında Bir Söyleşi.

Reform, Tecdit ve İçtihad Hakkında Bir Söyleşi.

Soru:
Reform mu tecdit mi?
Cevap:
Tereddütsüz olarak ictihad ve tecdid. İctihadı elbette ehli yapacak, ama ictihadsız sağlıklı ve devamlı dini hayat olmaz. Tecdid geniş manasıyla ictihadı da içine alır. Kapanmış ictihad kapısını açmak, önüne gelenin "ictihad yapıyorum, bu da benim ictihadım" diyerek dini ifsat, tahrif ve tezyif etmesini engellemek de tecdiddir; çünkü ben tecdidi şöyle tarif ediyorum: Esasını bozmadan dini korumak, toplumun ihtiyaçlarını dinin katışıksız ve tükenmez kaynaklarından karşılamak, ilâhî nizamdan sapmaları düzeltmek ve engellemek, İslam'ı asrın anlayışına söyletmektir (İslam'ın değişmezlerini asra göre değiştirmek değil, asrın diliyle konuşarak İslam'ı anlatmak ve asrın insanlarının ihtiyaçlarını karşılamaya çalışmaktır). Toplumun kalkınması ve dünyada refahı, ahirette felahı için gereken her tedbirin alınması; nazari, fikrî, amelî faaliyetlerin icrasıdır.
15. Yüzyılda Hristiyanlık aleminde yapılan reform ile ulaşılan sonuçlar İslam'da zaten mevcut idi; bu bakımdan onun öyle bir reforma ihtiyacı yoktur. Ayrıca günlük dilde reform kelimesi, dinin değişmezlerini de değiştirmek şeklinde anlaşıldığından, İslam ile reformun yanyana zikredilmesi kafa karışıklığına sebep olmaktadır. (Geniş bilgi için İslam'ın Işığında Günün Meseleleri isimli kitabıma bakılabilir.

Soru::
Dün 'yeniliğin öncülerinden' sayılıyordunuz. Fakat bugün gelinen noktada kimilerine göre siz klasik ve muhafazakar kaldınız. Bunu neye bağlıyorsunuz? Siz geri mi çekildiniz, yoksa yeniliğin çerçevesi mi genişledi?
Cevap:
Ben tecdid ve ictihad çerçevesinde değişimi, yenilemeyi savundum ve savunuyorum. Bazı ilahiyatçılar dinin değişmezlerini de değiştirme sonucu doğuran veya bunu hedefleyen bir yenilikten söz edince, söz etmekle kalmayıp, İslamî olmayan akıl ile bunun teorik altyapısını hazırlayınca bunlara karşı çıktım; bizim işimizi, klasik usulde ictihad ve tecdidin görebileceğini söyledim. Batı kaynaklı, Batı özentili anlama, yorumlama, değiştirme, ıslah etme teşebbüslerinin dine uygulanmasının "dini çağın, imandan ve ahlaktan bağımsız, nefsani arzulara bağlı gidişine uydurma tehlikesi" gibi sakıncalarına dikkat çektim. Ben, durulması gereken yerde durduğum kanaatindeyim, durduğum yere göre uçlarda olanlar, konumlarına hangi adı koyarlarsa koysunlar fark etmez; durumlarını yeniden gözden geçirmelidirler.

Soru:
İçtihat ve tecdidin İslami gelenekte çerçevesi nedir?
Cevap:
Tanım olarak yukarıda bazı şeyler söylendi. Kapsam olarak vahyi aşmamak, kendini vahiy ile bağlı bilmek şartıyla aklın her alanda faaliyet göstermesi, anlama, çözme ve üretme faaliyetinde bulunmasıdır. İctihadın amel (fiil, yapıp etme, ibadet ve muamelat) alanına, nazar ve tefekkürün inanç ve düşünce alanına tahsis edilmesi bir isimlendirme meselesidir; bunun ikisine de ictihad demekte sakınca yoktur.

Soru:
Müçtehit ve müceddidin, kişi ve kurum bakımından bugünkü karşılığı nedir?
Cevap:
İslamî ilimlerle uğraşan, bu alanda ilmî usullerle düşünen, yazan, üreten her şahıs ve kurum ictihad yapıyor demektir.

Soru:
Sizce 'dinde reform' isteyenlerin nihai amacı nedir?
Cevap:
Dinde reform isteyenlerin amaçlarını belirleyebilmek için onların bu kelimeye hangi manayı yüklediklerini bilmek gerekiyor. "Dinin değişmezleri olmaz, asra göre her konu yeniden yorumlanır ve değiştirilir ve buna reform denir" diyenlerin amacı, dinin insanları irşad etme, onlara yol gösterme, Allah'ın muradına ve rızasına aykırı bir hayattan uzak kalmalarını sağlama vazifesini engellemek, dini çağın felsefesine ve hayat tarzına göre değiştirmek, uydurma bir din ile çağın gidişine meşruiyet sağlamaktır.

Soru:
Din, dindarlık farklı şeyler. Dindarlıkta reformun asas ve imkanları nedir?
Cevap:
Dindarlıkta reformu "Tecdid" çerçevesinde değerlendirmek gerekir. Dine göre olması gereken yerde olmayan; imanı, ibadeti, ahlakı, ilişkileri sahih dine uygun bulunmayan müminin, öğretim ve eğitim yoluyla ıslah edilmesi, salih mümin olmasının sağlanması yolundaki fikri ve fiili çabayı "dindarlıkta reform" olarak adlandırmak mümkündür.

Soru:
Dinin cevap veremediği ya da ilgilenmediği alan var mı?
Cevap:
Haramın yanında helali, dinin sınırladığı, belirlediği, bağlayıcı hükümler koyduğu konular yanında serbest (mübah) bıraktığı konuları (bunların dinde yanyana bulunduklarını) göz önüne alırsanız, dinin ilgilenmediği bir alandan söz edemezsiniz. Mübah, dinin ilgilenmediği değil, ilgilenip de serbest bıraktığı alan demektir. Bu çerçevede din her alana cevap verir; bu cevabı keşfetmenin yolu ictihaddır.

Soru:
"Zamanın değişmesiyle ahkam değişmez" yaklaşımını bu günkü dille nasıl ifade edersiniz? (detaylı bir cevap)
Cevap:
Dinin (ahkâmın) değişeni de değişmeyeni de vardır. Bunları inanç, ibadet ahlak alanı ile diğer alanlar şeklinde ayırmak yanıltıcı olabilir. Neyin değişmeye açık olduğunu ve nasıl değişeceğini, "İslâmî akıl" ile düşünen müctehid belirler, bilir ve gereğini yapar. İslami akıl, dini yaşayanlarda oluşur ve bir yandan nesiller arasında tevarüs edilirken diğer yandan ictihad ile gelişir. "İslami akıl" yerine "evrensel akıl" tamlamasını tercih etmiyorum; çünkü bu ifade oldukça çekici ve kabul şansı yüksek olmakla beraber içi boş gibidir. "Bana evrensel aklın verilerinden örnekler ver" deseniz, size verilecek örneklerin bir kısmının "Batı aklı", bir kısmının da "belli bir çevrenin, medeniyetin, kesimin aklı" olduğunu görürsünüz.

Soru:
Mecelle'nin 14. kaidesi der ki, "Mevrid-i nass'da içtihada mesağ yoktur". Bu genel kuralı açar mısınız? Bunun sınırları nedir?
Cevap:
Yetmişli yıllarda İzmir Y. İslam Enstitüsü'nde hoca iken uluslararası İslam düşüncesi sempozyumu düzenlenmişti. Bu sempozyuma sunduğum tebliğde (İslam'ın Işığında Günün Meseleleri isimli kitabımda yayımlanmıştır) sözünü ettiğiniz kaideyi açmıştım. Bu kaidenin geçerli olduğu alan, hükmü nasla ortaya konmuş olan alandır ve kaidede zikredilen ictihaddan da "kıyas yoluyla yapılan ictihad" kastedilmektedir. Elbette hükmü nas (âyet ve hadis) ile açık ve kesin olarak (fıkıhtaki kesinlikle) ortaya konmuş bir konuda kıyas ictihadı yapılamaz. Ama anlama (beyân) ve maslahat (fayda-zarar) kaidesine göre hükmü değerlendirip uygulama (istıslah) ictihadlarına gelince bunlar, nassın bulunduğu yerde ve zamanda da işler, yapılır, kullanılır. Birçok hadis ve âyet müctehidler tarafından farklı anlaşılmıştır, yine birçok âyet ve hadise rağmen fayda ve zarurete dayalı ictihad hükümleri benimsenmiş ve uygulanmıştır.

Soru:
Fıkıh ile sosyal çevrenin ilişkisi..
Cevap:
İctihad anlama ve fayda-zarar değerlendirmesi gibi kriterlere de dayandığına göre fıkhın sosyal çevre ile sıkı ilişki içinde olduğu tartışma götürmez bir gerçektir.

Soru:
Din, birey, toplum ve devlet açısından nasıl bir hayatı, yapılanmayı, sistemi öngörüyor?
Cevap:
İbadet, iman, helal ve haram konularında şekil belirlemeleri de vardır, ama bunların dışına çıkıldığında, örnek uygulamalar ile dinin amaçları göz önüne alınacak, şekil (nicelik, nitelik, kurum, yapı...) müslümanlar tarafından belirlenecek ve ihtiyaca göre de değişebilecektir. Genel amaç dünya ve âhiret saadetidir.

Soru:
"Mürtet'in hayat hakkı yoktur" deniyor. Mürtet kime denir? Bu hüküm bugün için geçerli midir?
Cevap:
Mürted, İslam'dan dönen, İslam'ı bırakıp başka bir dine veya inançsızlığa geçen kimse demektir. Hz. Peygamber zamanında dinden dönenler, müminlerle savaş halinde olan müşriklere katılıyor ve onlarla beraber müminlere karşı savaşıyorlardı; bu sebeple "aynı zamanda muharip, İslama karşı savaşan" demek olan mürteddin öldürüleceği söylendi. Şimdi her mürted savaşçı değildir, savaşçı ise her zaman, her yerde ve her sistemde öldürülür.


 


Buradaki iki mavi çizgi arası içerik site editörünce konulmuştur ve rastgele çıkmaktadır. İçeriğini onayladığımız anlamına gelmez, dikkatli davranın.

 
Önceki Soru | Sonraki Soru | Bütün Sorular | Bütün Konular |

Ana Sayfa | Hakkında | Makaleler | Kitaplar | Soru Konuları | Soru Listesi | Konuşmalar | Şiirler | Besteler | İndeks | Rastgele Oku | Yeniler | Geri Git | İleri Git



   


BULUNDUĞUNUZ SAYFAYI AŞAĞIDAKİ ARAÇLARLA KULLANABİLİRSİNİZ: