HayrettinKaraman.net
Mobil - Metin Versiyonu

[Facebook] - [Twitter] - [YouTube] - [instagram]

Ana Sayfa | Hakkında | Makaleler | Kitaplar | Soru Konuları | Soru Listesi | Konuşmalar | Şiirler | Besteler | İndeks | Rastgele Oku | Yeniler | Geri Git | İleri Git

Önceki Soru | Sonraki Soru | Bütün Sorular | Bütün Konular |

Soru-(218) Başörtüsü problemi, aile eğitimi.

Bir mektup ve cevabı:
Değerli Hocam...
Öncelikle cevap verdiğiniz için ve size ulaşabildiğim için mutlu oldum. Ankara'dan Gerçek Hayat dergisi aldım ve okudum daha önceden de birkaç defa okumuştum ama imkânım olursa devam edeceğim. Sorularım ilmihal bilgisi veya güncel fıkhi meseleler olmadığı için daha açık konuşmak ve bir parça da olsa sıkıntılarımı dile getirmek istiyorum. Değerli zamanınızı aldığım için şimdiden özür dilerim.
Ben 1994 yılında tıp fakültesine başladım ve o dönem İslami konuları araştırmaya başladım. Tabii ki öyle ilmi bir derinliği yoktu ama yinede iyi idi. Ancak sistematik bir gidişatım olmadığı için düzensiz bir okuma oldu ve belki de bu yüzden bazı konuları -ki özellikle dinin ahlaki konularını ve doğru mu olur bilmiyorum tasavvufi konularını- pek önemsemedim ve sanki gereksiz, basit ayrıntılarmış gibi ele aldım ve elimde kupkuru ve çıplak bir okuma kaldı. Radikal sert çıkışlar yaptım ama sonuçta elimde hiçbir şey kalmadı. Buradaki bizden kasıt öncelikle eşim ve kendimdir.
Beni en çok sıkıntıya sokan şey şudur ve lütfen bana yardımcı olun. Eşim 4 sene evvel... fak. 4. sınıftan başörtüsü yüzünden atıldı. Ama şu anda örtüsü dışında hiçbir şeyi kalmamış görünüyor ve ben bundan çok endişeleniyorum. Çocuklarımı iyi birer müslüman olarak yetiştirmek istiyorum daha öncesi ben (samimiyetimden lütfen şüphe etmeyin) inandığım şeyleri neden yaşayamadığım anlayamıyorum. Bana yol göstermenizi candan istiyorum. Hayata bakışınızı görebildiğim kadarıyla takdir ediyorum ve bize örnek olmanızı istiyorum. Benim gibi olan çok sayıda arkadaşım olduğunu ve onların da benzer sıkıntılar yaşadığın biliyorum ve sizden alacağım öğüt veya dersleri onlarla da paylaşacağıma söz veriyorum. Dinimi yaşarken kuru kuruya değil haz alarak yaşamak istiyorum. Ailemle mutlu bir dini yapılanma olmasını istiyorum...
Egzer sizler okuma programları veya uygun göreceğiniz uygulamalara uymaya gayret göstereceğiz...

Cevap:
Benim ne kadar yoğun olduğumu tahmin edersiniz, bu sebeple cevabın gecikmesini ve durum, daha fazlasına imkan vermediği için kısa olmasını mazur göreceğinizi umuyorum.
Eşinizin anlamlı dindarlığından, "başörtüsünden başka bir şeyin" kalmamış olmasının birden fazla sebebi vardır elbet, ama bunlardan biri de muhtemelen, başörtüsü (sözde dindarlık) yüzünden tahsilini yarıda bırakmasıdır. Bu yüzden ben, başörtüsü yüzünden tahsili bırakmak isteyenlere (toptan) bir fetva vermiyorum; "herkes kendi durumuna göre karar vermelidir; bazı kimseler için başını açarak okumak zaruret olabilir" diyorum. Mesela "bir kız, başını açmamak için okulunu terk ettikten sonra sizin eşiniz gibi olacaksa veya ruh sağlığını kaybedecekse, yahut aç ve açık kalacaksa... mecbur olduğu yerde başını açar ve okur, çalışır..." diyorum.
Dinin ruhunu, heyecanını, yönlendirici gücünü kaybetmesinin (veya yerine getirememesinin) sebeplerinden biri de dindarlaşma şekliyle ilgilidir. Maddi veya manevi baskı altında oluşan, sonra da uygun yöntemlerle özümsetilmeyen dindarlık, baskı kalkınca gevşeyebiliyor.
Dinin tercih edilen yorumu (mesela tasavvuf, ahlak ve hikmeti göz ardı eden yorum) zamanla dindarı heyecansız, motivasyonsuz bırakabiliyor. Ya güçlü bir irade ile doğrudan Hz. Peygamber'e -deyim yerinde ise- rabıta yapacaksınız; yani O'nu örnek alacak, sureti ve sîreti (ahlak ve kişiliği) ile O'nu daima zihninizde tutacak, izinden yürüyeceksiniz veya -bunu yapamıyorsanız ve eğer bulabilirseniz- O'nu örnek edinmiş, dini hayatında başarılı olmuş, O güzel örneği şahsında başkalarına aktarabilmiş bir güzel insan (ilim, ahlak ve erginlik sahibi bir mümini) izleyeceksiniz, onu izleyenler ile düşüp kalkacaksınız.
Çevre olumsuz etkiler yapabiliyor. Günümüzde, köylerde bile olsanız ülkenin her tarafına ve dünyaya açık olarak, bu ölçüde geniş bir çevre ile ilişki içinde yaşıyorsunuz. Günümüz insanı büyük ölçüde maddileşmiş ve dünyevileşmiştir. Dindar geçinenlerin bile büyük bir kısmı, dünyayı daha yüce amaçlar için vasıta kılma çabasında başarısız kalmışlar, ekonomik hayatlarında kapitalist, sosyal hayatlarında yalnız ve egoist bir hayat tarzına sürüklenmişlerdir. İbadetler baştan savmaca yapılmakta, dünya işlerine özen gösterilmektedir, çocuklar yetiştirilirken öncelikle ve büyük ölçüde dünya hayatında başarılar amaçlanmaktadır. Sohbetler ya unutulmuştur, onun yerini tv seyretmek almıştır veya anlamsız, yararsız, hatta zararlı bir şekle bürünmüştür. Ülkemizdeki radikal laiklik anlayışı dindarlığı âdeta "gizlenmesi gereken bir ayıp" haline getirmiştir. Bütün bu olumsuz çevre içinde canlı, heyecanlı, etkili, yönlendirici, ruh dünyasını zenginleştirici bir dindarlık için seçilmiş çevreye şiddetle ihtiyaç vardır. Bu seçilmiş çevre, aynı değerleri paylaşan beş on aileden oluşacaktır. Bu aileler mümkün olduğu kadar sık bir araya gelecek, kadınları, çocukları, erkekleri kendi aralarında -diğer dünyalarla alakasını kesmemiş, ama farkının farkında olan- bir başka dünya oluşturacaklardır.
Sizin durumunuzda iyileştirici tavsiyeler neler olabilir?
Bu soruya isabetli cevap vermek oldukça zor, ama yine de -kısmen yukarıda geçenleri de özetleyerek- deneyeceğim:
Çevrenizi gözden geçirin, sizin dini hayatınızı olumsuz etkileyen çevreyi mümkünse değiştirin; bu mümkün değilse etkileyen yoğunluğunu azaltın.
Sizden daha iyi bir dini hayatları olduğunu gördüğünüz, sandığınız kimselere yaklaşın, onlarla yakınlaşın.
Kur'an-ı Kerim'in mealini ve tefsirini okuyun. (İnşaallah yakında Diyanet İşleri Başkanlığı bizim de -dört kişilik bir heyet olarak yazdığımız- bir tefsirimizi basacak).
Hz. Peygamber'in ve İslam büyüklerinin hayatlarını okuyun.
İmkânınız varsa bir umre ibadeti yapın.
İmkan buldukça namazlarınızı camilerde kılın. İmam ilim ve ahlak sahibi, okuması ve sesi güzel olan camileri tercih edin.
Sabah namazlarından sonra Allah'a, bu derdinizin devası için de dua edin; ben de dua edeyim, hepimiz birbirimiz için dua edelim.


 


Buradaki iki mavi çizgi arası içerik site editörünce konulmuştur ve rastgele çıkmaktadır. İçeriğini onayladığımız anlamına gelmez, dikkatli davranın.

 
Önceki Soru | Sonraki Soru | Bütün Sorular | Bütün Konular |

Ana Sayfa | Hakkında | Makaleler | Kitaplar | Soru Konuları | Soru Listesi | Konuşmalar | Şiirler | Besteler | İndeks | Rastgele Oku | Yeniler | Geri Git | İleri Git



   


BULUNDUĞUNUZ SAYFAYI AŞAĞIDAKİ ARAÇLARLA KULLANABİLİRSİNİZ: