HayrettinKaraman.net
Mobil - Metin Versiyonu

[Facebook] - [Twitter] - [YouTube] - [instagram]

Ana Sayfa | Hakkında | Makaleler | Kitaplar | Soru Konuları | Soru Listesi | Konuşmalar | Şiirler | Besteler | İndeks | Rastgele Oku | Yeniler | Geri Git | İleri Git

Önceki Makale | Sonraki Makale | Makale Listesi |


İbadet nasıl ve niçin?

Cuma günlerinde aksine bir zaruret olmadıkça Kur'an'dan ve hadislerden halin iktizasına göre seçmeler yaparak bahis açmak niyetindeyim.

Bugün bahsimiz Kehf suresinin (18) son âyetleri üzerinde olacak.

Meal:
İman eden ve Allah rızasına uygun yaşayanların ağırlanacakları yer şüphesiz, Firdevs cennetleri olacaktır;/ Yerine bir başkasını istememek ve ebediyyen kalmak üzere./ De ki: Rabbimin kelimelerini yazmak için denizler mürekkep olsa Rabbimin kelimeleri bitmeden denizler biterdi; bitirsin diye mislini getirsek o da biterdi./ De ki: Ben ancak sizin gibi bir beşerim; şu var ki, bana vahyediliyor: İlâhınız ancak tek ilahtır, bu sebeple kim Rabbine kavuşmayı umuyor ve diliyorsa O'nun razı olacağı gibi yaşasın ve Rabbine yaptığı ibadeti -yalnız O'na yapsın- hiçbir kimseyi ortak etmesin. (107-110).

Bu âyetleri, mutedil tasavvufun muallimi bildiğim ve onun Tasavvuf Risalesi'ni okumadan bu vâdiye girilmemesini tavsiye edeceğim Kuşeyrî'nin tefsirini okuyarak açacak bir hadis meali ile bitireceğim:

Onlar için bu dünyada "gizli" olan bir cennet ve öte dünyada apaçık olan bir cennet vardır. Bugün vuslat cennetleri, yarın lütuf cennetleri. Bugün irfan cennetleri, yarın rıdvân cennetleri.

Orada ebedi kalırlar, nail olacakları lutuflara nihayet ve hallerden mahrumiyet yoktur ve ebedî olarak O'nu görmek vardır, görmeye perde de yoktur.

Allah'ın kelimelerinin manaları saymakla bitmez; çünkü onların nihai sınırı yoktur ve çünkü kadîm sıfatların ilgi alanına giren şeylerin sınırı yoktur, tıpkı diğer sıfatlarının müteallaklarının sınırı olmadığı gibi.

Yaratılmış hiçbir şey, sonsuz ve sınırsızı ihata edemez.

Şekil ve cins olarak Allah Resulü diğer kullarının şekli ile ortaktır; aradaki fark Allah'ın ona elçiliğini özgü kılması, başkalarını ise bu bakımdan bilgisiz bırakmasıdır. Görünüşte o ve başkaları birbirine benzer, ama Allah onu seçip eğitmiştir (ıstıfâ).

Allah'a kavuşmaya vesile kılınan amel-i salih kulun, arzularına karşı sabırlı olması ve amelini Allah'a özgü kılmasıdır.

Rabbine yaptığı ibadete başka bir varlığı ortak kılmamak şöyle gerçekleşir: İbadetini göz önüne almaz, itaatını çoğumsamaz, kendi gücünden ve kudretinden teberrî eder.

Müslim'in kitabına aldığı bir hadise göre hesap gününde, dünyada iken şehid olan, âlim ve hafız olan, mali yardımlarda bulunan bazı insanlar bu amelleri ile gelip karşılık umduklarında onlara "sen Allah rızası için değil, kahraman desinler diye savaştın", "sen bana alim desinler, ne güzel okuyor desinler diye böyle oldun", "sen cömert ve hayır sahibi desinler diye verdin" denecek, yaptıkları onlara fayda vermeyecek.

22.01.2016



Buradaki iki mavi çizgi arası içerik site editörünce konulmuştur ve rastgele çıkmaktadır. İçeriğini onayladığımız anlamına gelmez, dikkatli davranın.

 
Önceki Makale | Sonraki Makale | Makale Listesi |

Ana Sayfa | Hakkında | Makaleler | Kitaplar | Soru Konuları | Soru Listesi | Konuşmalar | Şiirler | Besteler | İndeks | Rastgele Oku | Yeniler | Geri Git | İleri Git



   


BULUNDUĞUNUZ SAYFAYI AŞAĞIDAKİ ARAÇLARLA KULLANABİLİRSİNİZ: