HayrettinKaraman.net
Mobil - Metin Versiyonu

[Facebook] - [Twitter] - [YouTube] - [instagram]

Ana Sayfa | Hakkında | Makaleler | Kitaplar | Soru Konuları | Soru Listesi | Konuşmalar | Şiirler | Besteler | İndeks | Rastgele Oku | Yeniler | Geri Git | İleri Git

Önceki Makale | Sonraki Makale | Makale Listesi |


İsrail mezalimi

Soykırım tacirlerinin unutturmaya çalıştığı, devamlı üzerini örttüğü, “İsrail'in güvenliği” kutsal bahanesini uydurarak her türlü zulmü, hukuksuzluğu, terörü meşrulaştırmaya çalıştığı bir başka mezalim İsrail'e aittir.

İngiltere ve ABD'nin başını çektiği Batı plan ve desteği ile başlayıp gelişen bu mezalimin kısa hikayesi (başlıkları) şudur:

1917 Balfour Deklerasyonu ile İsrail Devleti'nin kurulmasının ilk adımı atılıyordu. Filistin Yahudiler için “millî yuva” ilan ediliyor ve bunun yerli halkın varlığını tehdit etme­diği ileri sürülüyordu.

1947'de BM Filistin'i ikiye böldü. Paylaşım planına göre, biri Yahudi ve biri Arap olan iki devlet kurulacak ve Kudüs Birleş Milletler'in kontrolünde olacaktı. İngilizlerin, topraklardan çekilme tarihi olarak 1 Ekim 1948 seçildi. Bu karar göçe zorlanmış 3.200.000 Filistinli mülteci­nin ülkelerine dönmesini de içeriyordu. Ancak İsrail tarafından buna müsaade edilmedi, aksine tüm Filistin'e yayılan Siyonist terörü 750.000 Filistinlinin daha sürülmesine neden oldu.

BM kararından sadece 6 ay sonra durum şuydu: Siyo­nistler Kudüs'ü ikiye böldüler ve Ürdün'le paylaştılar. Filis­tin'in %77'sini işgal ettiler. 340 köy, şehir yıkılmış, nüfusun %70'i sürgün edilmişti. Filistin toplumunu mahveden bu yıl “nakbah (felaket)” adıyla anılmaya başlandı. 1,5 yıl içinde sürgün edilen Filistinlilerin yerine 648.000 Yahudi yerleştirildi. 1948-1956 arasında 5000'e ya­kın Filistinli memleketine dönmeye çalışırken can verdi.

BM, İsrail'in 1967 de işgal ettiği topraklardan çekilmesine karar verdi, ancak İsrail bu kararı uygulamadı. İçinde bulunduğumuz yıla kadar da dünyanın gözü önünde işgale, teröre, soykırıma devam etti, ediyor.

Mezalimden bazı sayfalar:

1948'de Dueima adli Filistin köyünün ele geçirilmesi sırasında yapılanlara tanıklık eden İsrailli bir askerin katliam hatıralarında şunlar kaydedilmiştir (İsrail'in Davar gazetesinin 9 Haziran 1979 tarihli sayısında):

80-100 kadar erkek, kadın ve çocuk öldürülmüştü. Çocukları kafalarına sopalarla vurarak öldürdüler. Her evden en az bir kişinin canına kıyıldı. Köylerde erkek ve kadınlar yiyecek ve su verilmeksizin evlere kapatıldılar. Sonra da sabotajcılar gelip evleri havaya uçurdu. Bir kumandan, bir ere emir vererek, havaya uçurmak istediği bir evin içine 2 kadın kapatmasını söyledi. Bu arada bir asker, öldürmeden önce bir Arap kadının ırzına geçtiğini anlattı… 'Harika bir adam' diye nitelenen iyi yetiştirilmiş, iyi bir eğitim görmüş kumandanlar, aşağılık katiller haline gelmişti. Hem de gelişen korkunç olayların içinde ister istemez bu duruma düşmüş değillerdi. Aksine soykırımı ve yok etme metodlarını bilinçlice kullanıyorlardı. Onlara göre dünyada ne kadar az Arap kalırsa, o kadar iyiydi…

Bu olay sıradan bir örnektir. Bir diğer “sıradan örnek”, İsraillilerin devlet kurdukları yılda, 1948'de Deir Yassin köyündeki Arap halka giriştikleri katliamdır. Menahem Begin'in yönettigi Irgun ve Stern teröristleri, Kudüs yakınlarındaki Deir Yassin köyüne düzenledikleri baskın sırasında, hamile kadınların ve çocukların da dahil olduğu 280 kadar Arap köylüsünü önce sokaklarda dolaştırdıktan sonra kursuna dizmişlerdir… Öldürülen genç kızların çoğunun ırzına geçilmiş, erkeklerin cinsel organları koparılmıştır.

Bu şekilde altı ay içinde Arap köylerine düzenlenen sayısız baskınlarla 400 bine yakın Arap, yurdunu terk etmek zorunda kaldı. Deir Yassin Katliamı bu baskınların sadece birisiydi. İsrailliler'in yıllar içinde terör yoluyla boşalttıkları köy sayısı, İsrail'in az sayıdaki “muhalif” seslerinden biri olan Israel Shahak'ın tespit ettiği rakama göre, 385'tir.

1982 yılında İsrail, Lübnan'ı işgal etmiş, Filis­tinli liderleri Tunus'a kaçmak zorunda bırakmış ve ülkede 20 bin insanın canına kıymıştı. Bu arada Sabra ve Şatilla kamplarındaki masum Filistinlileri kadın, çocuk ve yaşlı demeden katliam ettirmişti.

Roger Garaudy'nin isyanını ve çağrısını dinleyelim:

“Siz İsrail devletinin yetkilileri, hep Hitler'i kötülüyor, 6 milyon gibi şişirilmiş bir rakam ortaya atıyor ve sürekli soykırımdan bahse­diyorsunuz! Sizden çok daha fazla sayıda öldürülen Çingeneleri, sizin beş katınıza varan sayıda öldürülen Slavları ve daha başkalarını yok sayıyorsunuz. Romanlarınız, filmleriniz, hikâyeleriniz, kitaplarınız, dizileriniz ve müzelerinizde sizden başka soykırıma uğrayan başka hiçbir millet yokmuş gibi dünya insanlığının beynini yıkıyorsunuz. Sürekli kendinize acındırıyorsunuz. Tazminatlar alıyorsunuz. Fakat elli yılı aşkın süredir Hitler'in yaptığının çok daha be­terini, sizler Filistinlilere yapıyorsunuz! Bu zulmü bırakın! Filistin'de yapmakta olduğunuz işgalleri bırakın! Katliamları bırakın!”

07.05.2015



Buradaki iki mavi çizgi arası içerik site editörünce konulmuştur ve rastgele çıkmaktadır. İçeriğini onayladığımız anlamına gelmez, dikkatli davranın.

 
Önceki Makale | Sonraki Makale | Makale Listesi |

Ana Sayfa | Hakkında | Makaleler | Kitaplar | Soru Konuları | Soru Listesi | Konuşmalar | Şiirler | Besteler | İndeks | Rastgele Oku | Yeniler | Geri Git | İleri Git



   


BULUNDUĞUNUZ SAYFAYI AŞAĞIDAKİ ARAÇLARLA KULLANABİLİRSİNİZ: