HayrettinKaraman.net
Mobil - Metin Versiyonu

[Facebook] - [Twitter] - [YouTube] - [instagram]

Ana Sayfa | Hakkında | Makaleler | Kitaplar | Soru Konuları | Soru Listesi | Konuşmalar | Şiirler | Besteler | İndeks | Rastgele Oku | Yeniler | Geri Git | İleri Git

Önceki Makale | Sonraki Makale | Makale Listesi |


Tefrikadan vahdete

Hz. Osman'ın hilafeti döneminden beri İslam dünyasının (ümmetin) maruz kaldığı en büyük, en yıkıcı, en zararlı durum tefrikadır. Elbette başka sebepler de vardır, ama önemli bir sebep/âmil, Müslüman görünen İslam düşmanlarının (münafıkların) kurdukları kumpaslar, tertipler, tahrikler, gizli planlardır. Bir rivayete göre meşhur Cemel Vak'ası'nda, içlerinde saygın sahâbîlerin bulunduğu iki grup müzakere yoluyla barışa ulaşacak iken gece münafıklar, her iki gruptan karşılıklı olarak hücuma geçiyor, karşı tarafın ihanet ettiğini ilan ederek savaşı başlatıyorlar.

İki Müslüman grubun, bazen devletin savaşlarında öteden beri buna benzer oyunların olduğu biliniyor.

Bu felaket durum İslam'ın nurunu gölgelemiş, insanların İslam ile korkutulmasına dayanak kılınmış ve belki de Batı'nın bu mübarek dinden daha geniş ölçüde nasip almasına mani olmuştur.

Zalim ve sömürgeci Batı'nın ümmeti istediği gibi dövmesi ve istediğini rahatça alabilmesi de bu yüzdendir.

Akif merhum ne diyordu:

Girmeden tefrika bir millete düşman giremez
Toplu vurdukça yürekler onu top sindiremez

Eğer Müslümanlar paramparça olmasalardı ve bu yüzden güçleri zayıflamasaydı bugün zalim İsrail, Filistin halkına yaptıklarını yapabilir miydi?!

Eğer ümmetin itaat ettiği bir "otorite" olsaydı İslam dünyasını yiyip bitiren iç savaşlar başlar mıydı, başlasa devam edebilir miydi?

ABD, Rusya, İsrail, filan veya falan istihbarat şunu yaptı, bunu yaptı deyip ağlıyorlar; dayak yiyen aciz çocuğun babasına şikayeti gibi sızlanıp duruyorlar; işin kötüsü baba da aciz, o da zayıf ve çaresiz!

Şu Suriye, Mısır ve Irak'ta olanları düşünelim; iki veya daha fazla taraf birbirine girmiş savaşıyor, kaideye göre derhal alimler (ülü'l-emr) toplanacak, haklıyı haksızı tespit edecek ve haksızı yola getirinceye kadar bütün ümmet gerekirse zor kullanacak, hak yerini bulacak ve tefrika bitecek. Böyle mi oluyor? Hayır. Sözde İslam ülkelerinden bir kısmı bir grubu, bir kısmı da diğer grubu, hak ve adalet ölçütlerini kullanmadan, dünyaya ait adi menfaatler sebebiyle tutuyor, destekliyorlar ve iç savaş devam ediyor. Akan kan Müslümanların, heba edilen servet Müslümanların, kazananlar İslam düşmanları!!!

İşte tam bu noktada şu haber gönüllerde ümitlerin yeşermesine sebep oluyor:

"İstanbul'da Dolmabahçe Sarayı'nda bugün Dünya İslam Bilginleri Barış, İtidal ve Sağduyu İnisiyatifi Toplantısı'nın açılışı yapılacak. Üç gün sürecek toplantının saat 14.00'deki açılışına Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da katılacak. Erdoğan'ın, Suriye ve Irak'taki iç savaş ortamı ve bu gelişmelerin İslam dünyasında gündeme getirdiği Sünni-Şii çatışması çerçevesinde önemli mesajlar vermesi bekleniyor..."

"Zararın neresinden dönülse kârdır" fehvasınca bugün (Perşembe günü) başlayan bu toplantının hayırlara vesile olması en halisane duamızdır. Ümmetin böylesine parçalandığı, birçok alimin de bu parçalara katıldığı bir İslam dünyasında hiç değilse büyük çoğunluğa yol gösterecek bir topluluk oluşturmanın ne kadar zor olduğunu biliyorum; ama yine de teşebbüsten hali kalmamak gerekiyor.

Sağlık (gözde bir operasyon) sebebiyle katılamadığım bu hayırlı ve uğurlu teşebbüsün, bu mübarek ay ve günler hürmetine başarılı olmasını Mevlâ'dan niyaz ediyorum.

18.07.2014



Buradaki iki mavi çizgi arası içerik site editörünce konulmuştur ve rastgele çıkmaktadır. İçeriğini onayladığımız anlamına gelmez, dikkatli davranın.

 
Önceki Makale | Sonraki Makale | Makale Listesi |

Ana Sayfa | Hakkında | Makaleler | Kitaplar | Soru Konuları | Soru Listesi | Konuşmalar | Şiirler | Besteler | İndeks | Rastgele Oku | Yeniler | Geri Git | İleri Git



   


BULUNDUĞUNUZ SAYFAYI AŞAĞIDAKİ ARAÇLARLA KULLANABİLİRSİNİZ: