HayrettinKaraman.net
Mobil - Metin Versiyonu

[Facebook] - [Twitter] - [YouTube] - [instagram]

Ana Sayfa | Hakkında | Makaleler | Kitaplar | Soru Konuları | Soru Listesi | Konuşmalar | Şiirler | Besteler | İndeks | Rastgele Oku | Yeniler | Geri Git | İleri Git

Önceki Makale | Sonraki Makale | Makale Listesi |


İmam Hatiplerde ikmal seferberliği

Son haftalarda, belli bir hedefe yönelik yedi yazı yayımladım, bu yazılarda şu düşüncelerimi ifade etmeye çalıştım:

1. Bu ülke düzeninde her inanç, düşünce, hayat tarzı sahipleri düşündüklerini açıklama, inançlarını yaşama ve yayma hürriyetine sahip bulunuyorlar. Dün komünist avı yapılan bu ülkede şimdi komünist partisinden belediye başkanı seçilebiliyor. Şu halde Müslümanlar da dinlerini anlatma, yaşama ve yayma hürriyetine sahiptirler.

2. İslam bir tanedir, yorum bir tane değildir. Farklı yorumlardan farklı mezhepler, cereyanlar, hareketler ortaya çıkmıştır. Bütün dünya Müslümanlarının yaklaşık yüzde doksanı Ehl-i sünnet İslam yorumunu benimsemişlerdir. Mensup olduğumuz kavim de asırlardan beri bu mezhebi benimsemiştir. Hz. Peygamber'in (s.a.), ashabının ve müctehid imamların anlayışlarına en uygun bulduğumuz bu "İslam anlayış ve uygulaması"nı, bugün de "sahih İslam" olarak kabul ediyoruz. Kahir çoğunluğu ile ülkemiz Müslümanlarının benimsediği bu anlayışı yaşama ve yayma hakları vardır.

3. İslam'ı yaymanın (tebliğin, davetin, din eğitimi ve öğretimi yapmanın) belli şartları vardır; bunlara riayet edilmeden başarı elde edilemez:

Öğrenmeye, yaşamaya ve yaymaya her Müslüman kendinden başlamalıdır.

Davette, dinin esaslarından taviz vermeksizin kolaylaştırıcı, müjdeleyici, sevdirici bir yol ve yöntem uygulanmalı, hedef kitlenin kabiliyet ve birikimi göz önüne alınmalıdır.

Din eğitim ve öğretiminde en uygun uygulama bu hizmetin, muhataplardan maddi ve manevi bir karşılık beklemeksizin yapılmasıdır.

Davet edilen dinin tek kitabı Kur'an, tek insanı Hz. Peygamber (s.a.), tek cemaati ümmettir. Bunlardan başka tek yoktur; bütün Müslümanlar yarışa eşit başlarlar, kazanan "iyi bir Müslüman, halis bir kul olma yolunda" daha fazla çaba gösteren ve mesafe alandır. Bunlar da masum, hatadan ve günahtan beri, her söyledikleri hüccet, eleştiriden münezzeh kimseler değildirler. İslam öğretici ve eğitimcisi, ümmetin alimlerinden, salihlerinden, müceddidlerinden -birini alıp diğerlerini atmaksızın- istifade etmelidir.

4. Ülkemizde din eğitim ve öğretimi pek çok kişi, kurum ve kuruluş tarafından yapılıyor. Bugün elimizde çok önemli iki kurum var: Diyanet ve Milli Eğitim. Burada hizmet edenlerin de kahir çoğunluğu İmam Hatiplerden ve İlahiyatlardan yetişiyor. Başka hiçbir hizmetçi taraf bu kadar büyük çokluğa ve imkana sahip değildir. Bütün derdi ve davası İslam olanlar, bu kurumları ve buraya hizmetçi yetiştiren okulları ihmal edemez, karşısına alamaz, alternatif oluşturmaya kalkışamazlar.

İmam Hatip Okulları ve diğer okullardaki seçmeli "Kuran, Siret ve Din" dersleri, sağlıklı İslamlaşma amacına yönelik eşi bulunmaz imkanlardır. Bu imkanı amaca en uygun kullanmanın ilk şartı, buralarda hizmet veren okul mezunlarının iyi yetişmelerini sağlamaktır.

İşte bu yazı dizisinin bizi getirdiği sonuç: İmam Hatiplerde ikmal seferberliği.

Davası İslam, her şeyden önce ve her şeyden önemli olarak İslam olanları bu seferberliğe davet ediyorum.

Neler yapmalıyız sorusunun cevabını da gelecek yazılarda bulmaya çalışalım.

24.04.2014



Buradaki iki mavi çizgi arası içerik site editörünce konulmuştur ve rastgele çıkmaktadır. İçeriğini onayladığımız anlamına gelmez, dikkatli davranın.

 
Önceki Makale | Sonraki Makale | Makale Listesi |

Ana Sayfa | Hakkında | Makaleler | Kitaplar | Soru Konuları | Soru Listesi | Konuşmalar | Şiirler | Besteler | İndeks | Rastgele Oku | Yeniler | Geri Git | İleri Git



   


BULUNDUĞUNUZ SAYFAYI AŞAĞIDAKİ ARAÇLARLA KULLANABİLİRSİNİZ: