HayrettinKaraman.net
Mobil - Metin Versiyonu

[Facebook] - [Twitter] - [YouTube] - [instagram]

Ana Sayfa | Hakkında | Makaleler | Kitaplar | Soru Konuları | Soru Listesi | Konuşmalar | Şiirler | Besteler | İndeks | Rastgele Oku | Yeniler | Geri Git | İleri Git

Önceki Makale | Sonraki Makale | Makale Listesi |


Çözüm

Türkiye'nin iki güncel ve önemli meselesinin birbirine benzeyen iki "çözüm önşartı" var.

Birinci mesele PKK terörü. Bu yapının başı silah bırakılacağını, bundan sonra talepleri, demokratik siyaset yoluyla ortaya koyup gerçekleştirme yoluna gireceklerini ilan etti. Bu ilana barıştan, huzurdan, can ve malı korumaktan, düşmana fırsat vermemekten… yana olan herkes sevindi. Hükümet de çözüm sürecinde "âkıl adamlar" yoluyla "halkın sesine" kulak verdi. Halkımızın önemli bir kısmını teşkil eden Kürtler olsun, diğerleri olsun "çözüm hakkında ne düşünüyorlar, neyin nasıl olmasını istiyorlar, hangi alanlarda kırmızı çizgiler var…" bunları öğrenmek istedi. Öğreneceğini öğrendi, gerekli adımları atmaya başlar başlamaz "Gezi Parkı olayları" patlak verdi. Öte yandan silahlar bırakılmadı, çekilme tamamlanmadı ve en önemlisi, ilandan vazgeçercesine "ya istediklerimizi verirsiniz ya da savaş başlar" tehdidi sıkça tekrarlanmaya başladı.

Bu meselede çözümün ön şartı ciddi olarak silahı bırakmak ve bir daha asla bunun sözünü etmemek, tehditten vazgeçmek ve demokratik siyasete asılmaktır.

İkinci mesele devlet içindeki devlet, gizli yapılanma, meşru iktidara karşı meşru ve hukuki olmayan bir iktidar ve bunun zaman zaman teşebbüs ettiği operasyonlardır.

Böyle bir yapılanmanın var olduğu konusunda şüphe yok; şüpheli, tartışmalı, itham ve inkâra konu olan husus "bu yapılanmanın içinde ve arkasında kimlerin, hangi iç ve dış unsurların bulunduğu"dur.

Bu meselenin de çözümünün ön şartı "gizli yapının bir manada silah bırakması"; yani kendi kararıyla devlet içinde devlet olmaktan, seçilmiş iktidara "ya bana teslim olur istediğimi yaparsın ya da bana verdiğin/verilen yetkiyi hukuk ve ahlak dışına çıkarak senin aleyhinde kullanır iktidarını bitiririm" demekten vazgeçmesidir.

Her iki meselede de devletin karşısında olan taraf "silah bırakmazsa" devlet onlarla mücadeleye mecburdur ve bu, devletin varlık sebeplerinden biridir.

İkinci mesele daha güncel olduğu için bunun üzerinde birkaç cümle daha kurmak yerinde olacaktır:

Ülkesini ve milletini seven, kamuya ait menfaati özel menfaatinin üstünde ve önünde gören, herkesin içinde olduğu gemiyi batırmamayı amaçların başında tutan aklı selim, kalbi selim bütün fertler ve gruplar; bu derin, gizli, denetlenemez, frenlenemez, neye hizmet ettiği bilinemez gizli yapının tasfiyesini desteklemeli ve bu yapının kendini korumak için başvurduğu ve vuracağı hilelere, tuzaklara, ihanetlere aldanmamalı, oyuna gelmemelidir.

"Açık yaraya kurt düşmez" derler. Eğer bazı insanlar, iktidarın iç ve dış politikasını beğenmiyor ve değişmesini istiyorlarsa bunun yolu "gizli hıyanet çeteleri" oluşturmak değil, siyasi parti kurmak, açık bir sivil toplum kuruluşu oluşturmak ve açıkta mücadele etmektir. Demokrasilerde başka meşru çare yoktur; siyasi mücadele açık ve meşru araçlarla yapılır, halk ikna edilirse iktidar değişir, edilemezse yine meşru yoldan muhalefete devam edilir.

Yol varsa budur bilmiyorum başka çıkar yol.

05.01.2014



Buradaki iki mavi çizgi arası içerik site editörünce konulmuştur ve rastgele çıkmaktadır. İçeriğini onayladığımız anlamına gelmez, dikkatli davranın.

 
Önceki Makale | Sonraki Makale | Makale Listesi |

Ana Sayfa | Hakkında | Makaleler | Kitaplar | Soru Konuları | Soru Listesi | Konuşmalar | Şiirler | Besteler | İndeks | Rastgele Oku | Yeniler | Geri Git | İleri Git



   


BULUNDUĞUNUZ SAYFAYI AŞAĞIDAKİ ARAÇLARLA KULLANABİLİRSİNİZ: