HayrettinKaraman.net
Mobil - Metin Versiyonu

[Facebook] - [Twitter] - [YouTube] - [instagram]

Ana Sayfa | Hakkında | Makaleler | Kitaplar | Soru Konuları | Soru Listesi | Konuşmalar | Şiirler | Besteler | İndeks | Rastgele Oku | Yeniler | Geri Git | İleri Git

Önceki Makale | Sonraki Makale | Makale Listesi |


Baasçıların mezhep istismarı

Müctehid olmayan müminler din ile ilişkilerini bir mezhep üzerinden kurarlar; yani mukallidler ve avam için din mezhep demektir.

Dinin iman ve amel (yapıp etme, uygulama) diye iki parçası vardır; iman ile ilgili kısmına ait mezhepler "itikadi", amel ile ilgili mezhepler de "fıkhî, amelî" genel adlarıyla anılırlar.

İtikadi mezhepler iki grupta toplanır:
Sünnî (ehl-i sünnet),
gayr-i sünnî (ehl-i bid'at ve dalalet).

Sünnî kelimesi sünnetten alındığına göre manası "Peygamberimizin yolu" demektir. Diğerleri ise "Bu yoldan ayrılan, sapanların yolu" manasına gelir.

Kendilerine sünnî denilenlere göre diğerleri sünnetten sapmışlardır. Ehl-i bid'at denilenlere göre de kendileri sünnet üzeredirler, asıl başkaları sünnetten sapmışlardır. Yani Müslümanların hiçbir grubu, Dini anlama ve uygulamada Hz. Peygamber'i (s.a.) devre dışı bırakmaz, onun yolundan ayrılmayı caiz görmezler. Şu halde mesele sünnetin (Hz. Peygamber'in yolunun) ne olduğunu belirlemede düğümlenmektedir.

Mezhepler tarihi kaynaklarına bakıldığında ehl-i sünnet adını alan büyük grubun da üçe ayrıldığı görülür: Selef, Eş'arîler ve Mâtürîdîler. İşin garibi şudur ki, bu üç grubun sonraki bazı temsilcileri de birbirini "Ehl-i sünnet olma veya olmama" bakımından farklı değerlendirmişler, birinin diğerini ehl-i sünnet dışına koyduğu görülmüştür.

Biz genel kabulü göz önüne alarak bu üçüne sünnî (ehl-i sünnet) dersek her üçünün ittifak ettikleri bir itikad "hilafet, imâmet-i kübrâ, dinin siyasi uzantısı" ile ilgilidir. Bu üç mezhebe göre dinde laiklik olamaz, dinin devlet ile ilişkisi yok sayılamaz, müminlerin "devleti dine dayanarak yönetecek bir imam (halîfe) seçmeleri ve imam, şeriattan (dini hukuktan) ayrılmadıkça ona itaat etmeleri farzdır".

Geçmişte ve günümüzde kendilerine sünni diyen ama "'devleti dinden ayıran, laikliği benimseyen, dini, hayatın bazı alanlarından uzak tutan" fertler ve gruplar adları ve sıfatları ne olursa olsun "sünnî, ehl-i sünnet" değildirler.

Bu girişten sonra şu haberi birlikte okuyalım:

"Esed'in adaylığının büyük bir risk teşkil edeceği ve aday olması halinde kazanamayabileceği, bunun rejimin çökmesi sonucunu getirebileceği konusunda ortak kanaatte olan ve Suriye Baas rejimini destekleyen çevreler Beşşar Esed'in gelecek seçimlerde yerine aday olacak sünni bir isim üzerine müzakerelere başladılar. Iraklı Şii lider Ammar el-Hekim'in başkanı olduğu Yüksek İslam Konseyi'nin önde gelen bir ismi, Suriye ile İran, Irak ve Rusya'dan üst düzey kişiler arasında gizli görüşmelerin sürdüğünü söyledi."

Peki değişmesinden korktukları ve tedbir üzerinde düşündükleri Baas ideolojisi nedir?

Ansiklopedilerde şöyle yazıyor:

"Arap ulusunun tek bir sosyalist devlette birleşmesini amaçlayan siyasal milliyetçi sol ideoloji." Baas Partileri de bu ideolojinin partileridir.

Bu partilerin başına adı sünni olan birinin getirilmesi bir mezhep istismarı ve bir hokkabazlıktır. Adı sünni olan bu şahıslar ve onların destekçileri sünnet haini ve gerçek ehl-i sünnet düşmanıdırlar.

18.10.2013



Buradaki iki mavi çizgi arası içerik site editörünce konulmuştur ve rastgele çıkmaktadır. İçeriğini onayladığımız anlamına gelmez, dikkatli davranın.

 
Önceki Makale | Sonraki Makale | Makale Listesi |

Ana Sayfa | Hakkında | Makaleler | Kitaplar | Soru Konuları | Soru Listesi | Konuşmalar | Şiirler | Besteler | İndeks | Rastgele Oku | Yeniler | Geri Git | İleri Git



   


BULUNDUĞUNUZ SAYFAYI AŞAĞIDAKİ ARAÇLARLA KULLANABİLİRSİNİZ: