HayrettinKaraman.net
Mobil - Metin Versiyonu

[Facebook] - [Twitter] - [YouTube] - [instagram]

Ana Sayfa | Hakkında | Makaleler | Kitaplar | Soru Konuları | Soru Listesi | Konuşmalar | Şiirler | Besteler | İndeks | Rastgele Oku | Yeniler | Geri Git | İleri Git

Önceki Makale | Sonraki Makale | Makale Listesi |


Alevi meselesi

Mevcut iktidar, Kürt meselesi gibi Alevi meselesini de kabul ediyor, meselenin ve taleplerin neler olduğunu ve nelerin yapılabileceğini anlamak üzere çalıştaylar düzenliyor, Alevilerin her çeşidinden, Alevi olan ve olmayan yazarlardan, akdemisyenlerden, araştırmacılardan temsilciler çağırarak konunun müzakere ve münakaşa edilmesine meydan veriyor. Bildiğim kadarıyla bu çalışmalar yakında bitecek, sonuç bir rapor haline getirilecek ve ilgililere sunulacak. Böyle bir çalışma ülkemizde ilk defa yapılıyor; umarım faydalı olur ve bu yaraya da bir merhem bulunur.

Konu ile bazı cihetlerden ilgisi bulunan bir kimse olarak bazı tespitlerimi, düşüncelerimi ve tekliflerimi bir daha yazmamın zamanı geldi.

Cuma günün yazısında söylediğim gibi bu ülkede yalnızca bir Alevi meselesi yoktur ve ayrıca diğer meselelerde olduğu gibi Alevi meselesinde de "bir vakıa olan ve çare bulunması gereken meseleler" ile "meseleyi kaşıyan, buradan siyasi ve ideolojik rant sağlamaya çalışan, meselenin çözüme kavuşmasını istemeyen ve bu yüzden engel çıkaran" tarafları ve bunların faaliyetlerini birbirinden ayırmak, samimi olarak çözümden yana olanlarla iş tutmak gerekiyor.

Asırlar boyu sürüp gelmiş olan ayrı gayrılığı, tarafların birbirlerine karşı duygu, düşünce ve tutumlarını devletin yapacağı çalışmalar ve düzenlemelerle gidermek, sıfıra indirmek mümkün değildir. Kötü niyetli bozguncuların bünyeden uzak tutulması, tarafların kanaat önderlerinin uzun soluklu çalışmaları, cemaatlerine yönelik telkinleri, öğretim ve eğitim faaliyetleri ile uzun vadede normalleşme beklemek gerekiyor.

Yıllardan beri Alevilerin ileri sürdükleri talepleri de ikiye ayırmak gerekiyor: 1. Mesele ile doğrudan alakası bulunan ve meselenin ortadan kalkması, Alevi vatandaşların rahatlaması için gerekli olan talepler. 2. İşe siyaset ve ideolojik bozgunculuk karıştığı için meselenin çözümü ile ilgisi bulunmayan ve diğer grupların hak ve özgürlüklerine zarar veren, bunları kısıtlamayı amaçlayan talepler. Bu ikinci çeşit taleplerden vazgeçilmezse mesele devam eder.

Birkaç örnek vereyim:

"İmam Hatip Okulları kapatılsın, zorunlu din dersi ve Diyanet kaldırılsın" deniyor. Bu talebin Alevi meselesinin çözümüne faydası değil, zararı olur; çünkü bunların olmasını istemeyen, olduğu takdirde sebep olanlara karşı iyi duygular beslemesi mümkün olmayan büyük bir kitle vardır. Bunun yerine pekala şu istenebilir: Alevi vatandaşların çocuklarına zorla Sünnî İslam öğretilmesin, onların da dini hayatlarını yaşamada yararlanacakları bir kurum veya kuruluş olsun...

"Cemevleri Alevilerin mabetleri olarak kabul edilsin" deniyor. Yani "Camiler Sünni Müslümanların mâbedidir, biz onları kabul etmiyoruz, bize başka bir mabet gerekli" demiş oluyorlar.

Halbuki, tarih boyunca olduğu gibi bugün de camilerin, bütün Müslümanların mabedi olduğu kabul edilebilir, camilerde yapılamayan "ibadetler", ayinler, merasimler için ise -eskiden tekkelerde olduğu gibi- bunları yapacak başka mekanlar ve bu mekanlarla ilgili yardımlar talep edilebilir. Unutmayalım ki, bir yandan "Aleviler de Müslümandır" demek, diğer yandan onlar için başka mabet aramak hem çelişkilidir hem de birlik yerine ayrılık istemenin üstü kapalı ifadesidir.

"Bir dinin iki mabedi olmaz".

Devam edeceğim.

22.11.2009



Buradaki iki mavi çizgi arası içerik site editörünce konulmuştur ve rastgele çıkmaktadır. İçeriğini onayladığımız anlamına gelmez, dikkatli davranın.

 
Önceki Makale | Sonraki Makale | Makale Listesi |

Ana Sayfa | Hakkında | Makaleler | Kitaplar | Soru Konuları | Soru Listesi | Konuşmalar | Şiirler | Besteler | İndeks | Rastgele Oku | Yeniler | Geri Git | İleri Git



   


BULUNDUĞUNUZ SAYFAYI AŞAĞIDAKİ ARAÇLARLA KULLANABİLİRSİNİZ: