HayrettinKaraman.net
Mobil - Metin Versiyonu

[Facebook] - [Twitter] - [YouTube] - [instagram]

Ana Sayfa | Hakkında | Makaleler | Kitaplar | Soru Konuları | Soru Listesi | Konuşmalar | Şiirler | Besteler | İndeks | Rastgele Oku | Yeniler | Geri Git | İleri Git

Önceki Makale | Sonraki Makale | Makale Listesi |


Tahammülsüzlük

Dini sorulara cevap verdiğim "Cuma yazıları"mın birinde şöyle demiştim:

"Savaşsız bir dünya olabilir. Bunun şartı ya gerçek İslam'ın dünyaya egemen olmasıdır veya bütün ülkelerin âkıl adamlarının bir araya gelerek kararları bağlayıcı olan bir "barış ve adalet" meclisi" kurmalarıdır. Bu meclise katılmayan veya katılıp da alınan karara uymayan ülkelere karşı diğerleri tek vücut olup etkili yaptırım uygulamalarıdır".

Bu yazının yalnızca bir kısmına takılan, bütünü göz önüne almayan, farklı düşünceye de tahammülü olmadığı anlaşılan bir okuyucu bakın ne demiş:

Yazınızda "Savaşsız bir dünya olamaz mı" sorusuna kısmen vermiş olduğunuz cevapta "Bunun şartı ya gerçek İslam'ın dünyaya egemen olmasıdır" gibi bir saçmalığı yazmaya cesaret edecek kadar mantıktan uzaklaşmış olmanız utanç vericidir. Unutmayın din emperyalizmi ile kapital emperyalizmi arasında hiçbir fark yoktur. Tebrikler, niye Türkiye'de askerler tepemize biniyorlar diye sormayın".

Hep uzlaşmadan söz ediliyor, ama uzlaşacak taraflardan biri, farklılığa böyle bakıyor, farklı düşünceyi ve inancı "saçma, mantık dışı ve utanç verici" buluyorsa, düşünceyi açıklamayı bir cesaret meselesi sayıyor, bu yüzden askerin tepemize binmesini anlayışla karşılıyorsa bunlarla nasıl uzlaşılır!

Evet, ben İslam'a iman etmiş ve yıllarca bu dini öğrenmeye emek sarfetmiş biri olarak dünyada gerçek İslam'ın egemen olması halinde adaletin, barışın, hakkaniyetin, din ve düşünce özgürlüğünün de egemen olacağını düşünüyor, böyle inanıyorum; bu düşüncemi de yıllardan beri açıklıyorum. İslam'ı bilmediği anlaşılan, İslam emperyalizminden söz eden okuyucuya -bilmem faydası olur mu ama- birkaç gerçeği hatırlatmak isterim:

İslam'da emperyalizm yoktur, aksine her türlü haksızlık, sömürü, istismar, baskı, Allah'tan başkasına kul olmak, dinleri farklı olduğu için insanları temel insan haklarından mahrum etmek kınanmış, mahkum edilmiş ve yasaklanmıştır. İslam'da savaşın iki sebebi vardır: 1. Yurdu korumak. 2. Din özgürlüğünü korumak. Bu iki değere yönelik bir saldırı veya ciddi tehlike ve tehdit varsa savaş meşru olur, yapılır, hak, adalet ve özgürlük tesis edilir, bundan sonra da insanlar (dinleri ne olursa olsun) İslam'ın himayesinde temel insan haklarından yararlanarak yaşarlar.

Tarih bu anlattıklarımın şahididir.

Şimdi ben böyle görüyor, böyle inanıyor ve bunu açıklıyorum. İnsanları isyana, şiddete, kavga ve kargaşaya teşvik etmiyor, yönlendirmiyorum; yalnızca inancımı ve görüşümü açıklıyorum.

Buna karşı okuyucunun tavrına bakın!

Bu tavır istisnai olsa aldırmaz geçersiniz, ama ne yazık ki, istisnai değil. Demokrasi ve cumhuriyet diyerek insanları belli bir düşünce, dünya görüşü ve hayat tarzına mecbur kılmaya alışmış, ülkenin sömürge gibi yönetilmesini içine sindirmiş, bununla mutlu ve huzurlu olmuş insanların gerçek demokrasiye alışmaları ve farklılığa tahammül eder hale gelmeleri biraz zaman alacağa benziyor.

Bana göre bugün utanç duyulacak bir "düşünce açıklama" varsa bu da "anayasa ve demokrasiyi çiğneyerek darbe yapanlara" meşruiyet tanımak, onları haklı bulmaktır.

Demokrasi, insan hakları ve çağdaşlığa ters düşen bir tavır alış, bir yaklaşım varsa bu da, farklılığa tahammülsüzlüktür.

16.09.2007



Buradaki iki mavi çizgi arası içerik site editörünce konulmuştur ve rastgele çıkmaktadır. İçeriğini onayladığımız anlamına gelmez, dikkatli davranın.

 
Önceki Makale | Sonraki Makale | Makale Listesi |

Ana Sayfa | Hakkında | Makaleler | Kitaplar | Soru Konuları | Soru Listesi | Konuşmalar | Şiirler | Besteler | İndeks | Rastgele Oku | Yeniler | Geri Git | İleri Git



   


BULUNDUĞUNUZ SAYFAYI AŞAĞIDAKİ ARAÇLARLA KULLANABİLİRSİNİZ: