HayrettinKaraman.net
Mobil - Metin Versiyonu

[Facebook] - [Twitter] - [YouTube] - [instagram]

Ana Sayfa | Hakkında | Makaleler | Kitaplar | Soru Konuları | Soru Listesi | Konuşmalar | Şiirler | Besteler | İndeks | Rastgele Oku | Yeniler | Geri Git | İleri Git

Önceki Makale | Sonraki Makale | Makale Listesi |


İsviçre'de Müslümanlar

Türkiye'den İsviçre'ye gidenlerin bir kısmı İsviçre vatandaşı olmuşlar; ama onlara karşı da bazı ayrımcılıklar yapılıyormuş. Mesela yerel ve merkezi yönetimde veya meclislerde yer almaları oldukça güç; deneyenler başarılı olamamışlar.

PKK'lı veya Alevî olanlara tanınan imkanlar, sağlanan kolaylıklar Sünni Müslümanlara tanınmıyor. Cami, kültür merkezi, kurs gibi faaliyetlerin önüne engeller çıkarılıyor. Bunu hem aslen İsviçreli olan halk, hem de yerel yönetimler yapıyor. İki örnek verelim:

Bir dernek, cami ve kültür merkezi için sekiz dönümlük bir yer buluyor, sahibi ile fiyatta anlaşıyorlar, tapu yapmak için gidince "ne için alındığı" soruluyor, alanlar açıklayınca arsa sahibi satmaktan vazgeçiyor, sebebini soruyorlar, "Ben kiliseye gitmesem de Hristiyanım, çevremde camilerin olmasını istemem, cami için yer satamam" diyor. İki misline yakın fiyat arttırıyorlar, yine vermiyor.

Bir başka yer alıyorlar, belediyeye yapı ruhsatı için başvuruyorlar, belediye "Buranın ileride ne olacağına şimdi karar vermedik, belki başka şey için lazım olur" diyerek ruhsat vermiyor. Bütün güçlüklere rağmen yine de yerler bulunuyor, az da olsa camiler yapılıyor.

İsviçre'de üniversiteye gidebilmek için meslek lisesini değil, düz liseyi bitirmek ve ortalama altı puan almak gerekiyor. Okullarda Türk çocukları başarılı da olsalar meslek okullarına yönlendiriliyorlar. Öğretmenlerin raporu önemli ve belirleyici; tam not alsalar bile öğretmen "Bu öğrenci üniversitede yapamaz" deyince üniversite almıyor. Bir veli (aynı zamanda dernek başkanı) anlattı, çocuğu çalışkan, ama öğretmenler meslek okuluna yönlendiriyorlar, iki kere çocuk umduğu nottan aşağısını alıyor, gidip itiraz ediyorlar, kâğıt yeniden okunuyor, "affedersiniz, hesap hatası yapmışım, bağışlayın ikinci kâğıdı görmemişim" diyerek tam notu vermek mecburiyetinde kalıyor. Çocuk mezun olunca okul, "Üniversitede başarılı olamaz" diye rapor yazıyor ve çocuk yine üniversiteye gidemiyor. Sebebini soruyorum, aldığım cevap iç acıtıcı: "Biz buraya işçi olarak geldik, vatandaşları da olsak çocuklarımızı yine işçi yapmak, yönetimde söz sahibi kılmamak istiyorlar."

Müslümanların güzel faaliyetleri yanında üzücü olaylar ve kusurları da var. En büyük şikayet, üçüncü neslin, din ve kültürüne yabancılaşması. Türkiye'den giden hocaların hepsi aynı gayret ve fedâkârlığa sahip değil. Yine bir dernek başkanı anlatıyor: "Kursa gittim, çocukların önlerinde Mushaflar ve cüzler, derslerine çalışıyorlar, hoca da açmış teybi/radyoyu Güler Duman'ı dinliyor. Bir başka hoca sakız çiğneyen çocuğun ağzından sakızını alıyor ve saçına yapıştırıyor, velileri saçı kesmek durumunda kalıyorlar ve çocuklarını bir daha göndermiyorlar."

Bu ülkelere görevli gönderilirken çok titiz davranmak ve İslâmî hizmeti ön planda tutmak gerekiyor.

Bizimkiler de ister istemez Avrupa'nın disiplinli hayatına uyuyorlar; uymayan olursa göz açtırmıyorlar, cezaları da oldukça caydırıcı. İki örnek de bu konuya ayıralım:

Trafikte hız aşmanın cezası, geri vermemek üzere ehliyeti almak oluyor, ayrıca para cezası da var.

Bizimkiler bir Pazar günü pikniğe gidiyorlar, başkaları da var, akşam herkes dönünce onlar biraz daha kalıyorlar, akşam yemeklerini de orada yiyorlar ve poşete koydukları çöpü de yanlarında akmakta olan dereye atıyorlar. İki ay sonra iki bin frank ceza geliyor; "Nasıl teşhis ettiler?" sorusuna cevap alamıyorlar ama cezayı ödüyorlar ve sanırım bir daha yapmamaya da tövbe ediyorlar.

Temizlik, disiplin, muamelede dürüstlük, hukukun üstünlüğü, beyanın esas olması, rüşvetin yok denecek seviyede bulunması, kamu düzeni ve menfaati konusundaki hassasiyet... nerede ve kimde olursa oldun iyidir, erdemdir ve Müslümanların yitik malıdır; bunları Avrupalı olmadan da uygulamak asli vazifemiz, unutulmuş hasletlerimizdir; ama Avrupalı'nın her yaptığı da güzel, iyi ve erdemli değil.

21 Nisan 2006
Cuma



Buradaki iki mavi çizgi arası içerik site editörünce konulmuştur ve rastgele çıkmaktadır. İçeriğini onayladığımız anlamına gelmez, dikkatli davranın.

 
Önceki Makale | Sonraki Makale | Makale Listesi |

Ana Sayfa | Hakkında | Makaleler | Kitaplar | Soru Konuları | Soru Listesi | Konuşmalar | Şiirler | Besteler | İndeks | Rastgele Oku | Yeniler | Geri Git | İleri Git



   


BULUNDUĞUNUZ SAYFAYI AŞAĞIDAKİ ARAÇLARLA KULLANABİLİRSİNİZ: