HayrettinKaraman.net
Mobil - Metin Versiyonu

[Facebook] - [Twitter] - [YouTube] - [instagram]

Ana Sayfa | Hakkında | Makaleler | Kitaplar | Soru Konuları | Soru Listesi | Konuşmalar | Şiirler | Besteler | İndeks | Rastgele Oku | Yeniler | Geri Git | İleri Git

Bu Kitapta: Önceki Başlık | Sonraki Başlık | İçindekiler |


II- İçkiler ve Uyuşturucular
A- İçkiler:
Dilimizde "içki", arapçada "hamr"22 ve "müskir" kelimeleri, içildiği zaman azı veya çoğu sarhoşluk veren içecekler için kullanılmaktadır. İslâm dini bütün sarhoşluk veren içkileri haram kılmış, içmeyi yasaklamıştır:
"Ey iman edenler! İçki, kumar, putlar ve fal okları şüphesiz şeytan işi, pisliklerdir. Bunlardan kaçının ki saâdete eresiniz. Şeytan şüphesiz içki ve kumar yüzünden aranıza düşmanlık ve kin sokmak ve sizi, Allah'ı anmaktan, namazdan alıkoymak ister. Artık bunlardan vazgeçersiniz değil mi?" (el-Mâide: 5/90-91)
Âyet içki yasağının hikmetini özlü olarak ifâde etmektedir. Bugün tıb dünyası içkinin insan sağlığına verdiği zarar üzerinde ittifak hâlindedir. İstatistikler ile bazı devletlerin zaman zaman teşebbüs ettiği içki yasağı bunun, iktisadî, sosyal ve ahlâkî zararlarının en açık delilleridir.
İçki yasağı ile ilgili teferruâta gelince:

1- Her sarhoş eden içki hamrdır ve haramdır:
İslâm ulemâsının büyük ekseriyetine göre23 azı veya çoğu sarhoşluk veren her içki âyette geçen "hamr" mefhûmuna dâhildir ve haramdır. Bir soru üzerine Resûlullah (s.a.v.)'in: "Her sarhoşluk veren şey hamrdır ve her hamr haramdır" buyurması bu hükmün sağlam delilidir.24

2- Çoğu sarhoş edenin azı:
Sarhoşluk veren içkiler zamanla alışkanlık ve bağışıklık sağladığı için az içenin giderek çoğa kaçtığı, önceleri azı tesir ederken alışkanlık arttıkça aynı miktarın tesir etmediği görülmektedir. Bu sebeple içkiyi önlemenin en kesin yolu azını ve çoğunu yasaklamaktır. İşte dinimiz de aynı yoldan yürüyerek çoğu sarhoş eden içkinin azını içmeyi de menetmiş, haram kılmıştır. İslâm müctehidlerinin büyük ekseriyeti bu hükümde birleşmişlerdir.
Rasûl-i Ekrem (s.a.v.) şöyle buyuruyor:
"Çoğu sarhoş eden şeyin azı da haramdır."
"Bir farakı sarhoş eden şeyin bir avucu da haramdır."25 ("Farak" takriben 43,5 kg.lık bir kaptır.)
3 - İçki ticâreti:
İslâm içki ticaretini menetmiş, müslümanın gayr-ı müslim ile de olsa içki alışverişi yasaklanmıştır. Şu lânet, ticareti de içine almaktadır: "Peygamber (s.a.) içki yapanı, yaptıranı, içeni, taşıyanı, kendisine taşınanı, dağıtanı (sâkî, garson), satanı, parasını yiyeni, satın alanı ve kendisi için satın alınanı lânetlemiştir."26
Hanefî fukahâsı, içki imâlinde kullanılacağı bilinen kimseye üzüm ve şıra satışını tecviz etmiş, "satılan helâldir, alanın içki yapma günahı kendine aittir." demişlerdir.27
Bunu meneden hadise ve "masiyete yardım edilmez" prensibine dayanan fukahâ ise bunu caiz görmemişlerdir.28

4 - İçki meclisinde bulunmak:
Müslümanın vazifesi yalnızca haramı işlememek değil, başkalarının işlemesine de-yapabildiği ölçüde- mânî olmaktır. Bu kaide onun, içki içilen yerde oturmasını önler. Hz. Ömer'in nakline göre Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
"Allah'a ve âhiret gününe iman eden kimse, üzerinde içki dolaştırılan sofraya aslâ oturmasın!"29

5- Alkollü ilaç ile tedâvî:
Birisi Rasûl-i Ekrem (s.a.v.)'e şarabı sordu. O da onu menetti. Soran adam: "Ben onu yalnızca ilaç ve tedâvi için yapıyorum" deyince de: "O ilaç değil, derttir"30 buyurdu.
Bu mealde olan hadislere dayanan bilginler sarhoşluk veren içkilerin tedâvide kullanılmasını da caiz görmemişlerdir. Ancak bu hüküm normal durumlara aittir. Eğer başkası bulunmadığı için içki veya alkollü ilâcı, mütehassıs ve müslüman bir doktor bir hastaya yazarsa burada zarûret prensibi işler ve tedâvî caiz olur.31



22. Dar mânâda hamr: Üzüm ve hurma suyunun kaynatılmadan bekletilmesiyle elde edilen içki demektir.
23. Ebû-Hanife ve Ebû-Yûsüf'e göre üzüm ve hurma suyunun üçte biri kalıncaya kadar kaynatılması sonunda elde edilen (bir nevi) pekmezin ve kuru üzüm, kuru hurma vb. hoşafının beklemesi sonunda elde edilen içki ile elma, arpa, mısır, darı gibi şeylerden elde edilen içkilerin (nebiz adı verilen özel içkiler), sarhoşluk vermeyen miktarını içmek caizdir; ancak bunlardan da sarhoş olmak haramdır. (el-Mavsilî, el-İhtiyâr, cüz, IV, s. 99-101; es-Serahsî, el-Mebsût, K. el-Eşribe.
24. Müslim, K. el-Eşribe, 73-75; Buharî, K. el-Edeb, 80; Ahkâm, 21.
25. Tirmizi, K. el-Eşribe, 3; Ebû Dâvûd, K. el-Eşribe, 5; Nesâi, K. el-Eşribe, 25. İkinci hadis: Ahmed, Müsned, 6/71, 72, 131.
26. Tirmizî, K. el-Büyû, 58; İbn Mâce, K. el-Eşribe, 6.
27. el-Mavsılî, el-İhtiyar, cüz: IV, s. 38.
28. Sübülü's-selâm, C. III, s. 38.
29. Tirmizi, K. el-Edeb, 43; Ebû-Dâvûd, K. el-Et'ime, 18.
30. Müslim, K. el-Eşribe, 12; Ebû-Dâvûd, K. et-Tıb, 11.
31.Geniş Bilgi için bak. H. K. İslâmın Işığında Günün Meseleleri, s. 198 vd.



Buradaki iki mavi çizgi arası içerik site editörünce konulmuştur ve rastgele çıkmaktadır. İçeriğini onayladığımız anlamına gelmez, dikkatli davranın.

 
Bu Kitapta: Önceki Başlık | Sonraki Başlık | İçindekiler |

Ana Sayfa | Hakkında | Makaleler | Kitaplar | Soru Konuları | Soru Listesi | Konuşmalar | Şiirler | Besteler | İndeks | Rastgele Oku | Yeniler | Geri Git | İleri Git



   


BULUNDUĞUNUZ SAYFAYI AŞAĞIDAKİ ARAÇLARLA KULLANABİLİRSİNİZ: