HayrettinKaraman.net
Mobil - Metin Versiyonu

[Facebook] - [Twitter] - [YouTube] - [instagram]

Ana Sayfa | Hakkında | Makaleler | Kitaplar | Soru Konuları | Soru Listesi | Konuşmalar | Şiirler | Besteler | İndeks | Rastgele Oku | Yeniler | Geri Git | İleri Git

Bu Kitapta: Önceki Başlık | Sonraki Başlık | İçindekiler |


Evlenme ve Boşanma
Evlilik akdi ve neticeleri
İslâm hukukuna göre evlilik, diğer akitler gibi sırf medenî bir akittir. Dinî bir merci'in mudahalesine bağlı kalmaksızın, iki şahid huzurunda sadece iki iradenin birleşmesi ve anlaşmasıyla tamamlanır ve gerekli bütün neticeleri doğurur. Çünkü İslâm'da başkalarında bulunmayan dinî bir otoriteye sahip "din adamları" sınıfı mevcut değildir, Dolayısıyla İslâm Hukukunda da, hiç bir kimse için, Allah ile insanlar arasında vasıtalık etme hak ve salâhiyeti yoktur. Öyle ki bizzat dini getiren peygamberin dahi dinî vazifesi tebliğdir, zamanındaki otoritesi de onu uygulamakla ilgilidir. Nitekim Kur'an ona şöyle der: "Sana düşen -vazife- ancak tebliğdir."18 "Sen ancak ikaz edicisin, her kavmin de bir rehberi vardır."19
Bizzat Hz. Peygamber'in, "bir kimsenin Allah nezdindeki yer ve durumu üzerine hakim olma" manasında bir dinî salâhiyeti yoktur. Aksine her insanı dine sokan kendi imanı olduğu gibi, dinden çıkaran da kendi inkârıdır. Ve Hz. Peygamber kızına şöyle demektedir: "Ey Muhammed kızı Fatıma! Allah nezdinde -sen üzerine düşeni yapmadıkça- sana bir faydam olamaz; yani senin yerini ben alamam".20 İslâm'da dinî bakımdan insanlar ancak ilim ve amel farklarıyla yekdiğerinden üstün olabilirler. "İslâm'ın kabul ve ilân ettiği, açık ve yazılı hükümler"den ibaret olan şer'î ahkâmı en iyi bilen her kim ise bu mevzuda söz hakkı -az bilenlerden önce- ona aittir. Onun söz ve rey'i de sağlam dinî nassların ölçüsüne vurulur.
İşte bu nizamın atmosferi içinde İslâm'da evliliğin, bugün anlaşıldığı manada dinî; yani dinî bakımdan evlilik akdinin tamam ve neticelerinin hasıl olmasının, icraatında dinî otorite sahibi kişilerden birinin müdahalesine bağlı olması tasavvur edilemez. Bununla da İslâm Hukuku, bugün lâik ve beşerî hukuk sistemlerini benimsemiş bütün devletlerin kabul ettiği "medeni evlilik" müessesesini düzenleyen ilk sistem olmuştur.21

Evliliğe engel olan akrabalık:
Şahsın kendi akrabaları içinden, ana-baba gibi usûlü; çocuk, torun gibi fürûu, ana ve babasının fürûu (kardeş ve yeğenler...) ile evlenmesi mutlak olarak; dedelerinin fürûunun da ilk derecesi ile evlenmesi yasaktır. Binaenaleyh amca ve dayı kızı ile evlenmek caizdir.
Eşlerden birinin akrabası içinden, karı ve kocanın usûl ve fürûu ile her ikisinin de evlenmesi caiz değildir.22
Birden fazla kadınla evlenme (teaddüd-i zevcat) meselesine gelince: Bu müessese, bağlantı ve bakış açıları bakımından oldukça komplikedir. İslâm bu mevzuda, mutlak serbest bırakma ile mutlak yasaklama arasında bir yol tutmuş, realite ile muhtemel zarûret ve mecburiyetleri göz önüne alarak ve birtakım şart ve kayıtlara bağlayarak teaddüd-i zevcat'a izin vermiştir.

Evlenme akdinin neticeleri:
İslâm hukukunda evlilik, mâlî olan ve olmayan birtakım borç ve vazifeleri beraberinde getirir:
a. Mâlî borçlar: Erkek kendi emsâlinin yaşayış seviyesinde, normal bir ölçüde karı ve çocuklarının nafakasını temin ile mükelleftir. Serbest olarak ev idaresi, evin iç işleri ve çocuk terbiyesine kendini verebilmesini temin maksadıyla evlilik kadına hiçbir malî mükellefiyet yüklememektedir.
b. Mâlî olmayan borçlar: İslâm hukuku, şer'î sınır ve kayıtlar içinde kadının kocasına itaat etmesi, ona tâbi olması ve onunla beraber oturmasını borç kılmıştır. Her ikisi için de karşılıklı davranışlarının sevgi ve iyi niyet esasına dayanması vazifedir. Çocukların nesebi sahih evlilikle sabit olacağı gibi -onların hukukunu korumak bakımından- sahih olmayan evlilik ile de sâbit olmaktadır. İslâm hukuku evlat edinme (adaptation) yoluyla tesis edilen vehmî (fictive) evlatlığı menetmiş, evlatlık ve ona bağlı hakları gerek doğum yoluyla olana özgü kılmıştır.


18. Al-i İmrân: 3/20; el-Mâide: 5/99...
19. er-Ra'd: 13/7.
20. en-Nesâî, K. el-Vasâyâ, bâb: 6; el-Buhârî, K. el-Vasâyâ, bâb: 11.
21. Burada "medenî evlilik"ten maksat "din dışı, dinin ilgilenmediği" evlilik değil, din adamının müdahalesi gerekmeyen evliliktir. İslâm Hukuku'nun bütünü ile dine dayandığı malûmdur.
22. Muayyen sınıf ve derecelerdeki süt akrabalığı da nikâha manidir. Ezcumle bir kimseye süt ana ve babasıyla bunların usûl ve fürûu... haramdır. Bak. en-Nisâ: 4/23. Ayrıca şu hadis-i şerîf: "Soy akrabalığından haram olanlar, süt akrabalığından da haram olur." Tabiî bu küllî kaidenin fıkıh kitaplarında açıklanmış bulunan istisnâları vardır. Hadîs için bak. et-Tebrîzî, a.g.e. c. II, s. 176.



Buradaki iki mavi çizgi arası içerik site editörünce konulmuştur ve rastgele çıkmaktadır. İçeriğini onayladığımız anlamına gelmez, dikkatli davranın.

 
Bu Kitapta: Önceki Başlık | Sonraki Başlık | İçindekiler |

Ana Sayfa | Hakkında | Makaleler | Kitaplar | Soru Konuları | Soru Listesi | Konuşmalar | Şiirler | Besteler | İndeks | Rastgele Oku | Yeniler | Geri Git | İleri Git



   


BULUNDUĞUNUZ SAYFAYI AŞAĞIDAKİ ARAÇLARLA KULLANABİLİRSİNİZ: