HayrettinKaraman.net
Mobil - Metin Versiyonu

[Facebook] - [Twitter] - [YouTube] - [instagram]

Ana Sayfa | Hakkında | Makaleler | Kitaplar | Soru Konuları | Soru Listesi | Konuşmalar | Şiirler | Besteler | İndeks | Rastgele Oku | Yeniler | Geri Git | İleri Git

Bu Kitapta: Önceki Başlık | Sonraki Başlık | İçindekiler |


Din-devlet ilişkisinde normalleşme5

Sayın Karakaş, din-devlet ilişkisi bakımından normalleşme konusunu yalnızca Diyanet'in konumu bakımından ele almıştır. Ona göre "Diyanet İşleri Başkanlığı'nın genel idare içinde yer alacağı Anayasa'nın 136. maddesinde de ifadesini bulmaktadır. Kamu hizmetinin olmaz ise olmaz koşulu söz konusu hizmetin tüm yurttaşlara ulaşma olasılığının sıfır olmamasıdır. Hıristiyan, Musevi ya da tanrıtanımaz bir yurttaşın da vergisi ile finanse edilen Diyanet İşleri Başkanlığı'nın ağırlıklı olarak Sünni yurttaşlara hizmet götürmesi devletin laik niteliği üzerinde ciddi kuşkular uyandırmaktadır. Türkiye'de din-devlet ilişkilerinin normalleşmesi Diyanet İşleri Başkanlığı ya da benzer kurumların tümü ile gönüllü katkılarla finanse edilmesinden geçmektedir. Bu gönüllü katkıların toplanma biçimi vergi benzeri yöntemlerle devlet tarafından yapılmalı, ancak mükellefiyet gönüllülük temelinde olmalıdır."
Başka yazarlar arasında, Diyanet'in konumu dışında okullardaki zorunlu "Din kültürü ahlak bilgisi" dersini ve İmam-Hatip okullarını da laikliğe aykırı bulanlar olmuştur.
Laik devletin vatandaşlarına din hizmeti vermesi, dinle ilgili bazı hizmetleri mali yönden desteklemesi, bütün vatandaşları bir inanca veya inançsızlığa zorlamadıkça laikliğe aykırı olmamalıdır. Belli bir dine inanmayan veya o dinin hizmetlerinden yararlanmayan vatandaşların, din hizmetlerini de finanse eden vergiye katılmaları laikliğe veya adalet ve hakkaniyete aykırı mıdır? Sayın Karakaş, bazı vatandaşların bu hizmetlerden yararlanmaları ihtimalinin sıfır olduğu gerekçesine dayanarak "bunun haksız ve laikliği zedeleyici" olduğunu düşünüyor. Türkiye'de vergi ödeyen bazı vatandaşların yararlanma ihtimali sıfır olan daha birçok hizmet ve devlet harcaması var. Birlikte yaşamanın zorunlu sonuçlarından biri de "Bazı vatandaşların kendilerne yararı olmayan bazı hizmetlerin giderine, karşılıklılık esasına göre katılmaları"dır. Yani A hizmetinden ben yararlanmam ama, benim yararlandığım B hizmetine katkı sağladıkları için ondan yaralananlara da ben vergimle katkı sağlarım.
Çok istismar edilmesine rağmen Diyanet'in yalnızca Sünni Müslümanlara hizmet verdiği iddiası da gerçeğe uymamaktadır. Ben kendi memleketimden yaşayarak, başka yerlerden de okuyarak ve duyarak biliyorum ki, azımsanamayacak sayıda Alevî vatandaşlarımız da, onlar da müslüman oldukları için tabii olarak camilere gelmekte, Cuma, Bayram ve diğer namazları kılmakta, dinin esasına ait bilgilenme, cenaze, hac vb. konularda Diyanet hizmetinden yararlanmaktadırlar.
Diyanetin genel idare dışına alınması ve harcamalarının gönüllü vergilerle karşılanması yoluna gitmek, mevcut şartlar içinde mümkün ve yararlı ise bu takdirde devletin, vaktiyle el koyduğu, din hizmetlerine tahsis edilmiş vakıf mallarını da iade etmesi gerekir.
Bize göre din-devlet ilişkisinin normalleşmesine yönelik en önemli değişiklik, bütün vatandaşlara belli bir inancı veya dini uygulamayı dayatmaksızın inanca göre yaşamak isteyenlere kolaylık ve imkan getiren düzenlemelerin laikliğe aykırı telakki edilmemesidir. Her kızın ve kadının başını zorla örtmek laikliğe aykırıdır, ama inancı gereği örtmek isteyenlere bu imkanı sağlamak laikliğin gereği olmalıdır. Dinî bayram günlerini resmi tatil yapmak nasıl laikliğe aykırı değilse, mümkün olduğu, önemli bir aksaklık ve haksızlığa sebep olmadığı zaman ve yerlerde öğle tatilinin Cuma namazlarına göre ayarlanması da laikliğe aykırı telakki edilmemelidir
İmam Hatip okulları dileyenlerin okudukları okullardır. Zorunlu "Din kültürü ve ahlak bilgisi" ise insanımızın birbirini anlamaları için zorunlu olan bir kültür dersidir, belli bir dini ve mezhebi telkin ve uygulama dersi değildir.
Belli bir dinin ve mezhebin hem detaylı bir şekilde öğrenilmesi hem de uygulama eğitiminin yapılması için öngörülen ve Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın da yer verdiği6 din eğitim ve öğretimi ise halen engellenmekte, uygulama imkanı verilmemektedir.



5 Yeni Şafak, 16.05.2003
6 24. madde



Buradaki iki mavi çizgi arası içerik site editörünce konulmuştur ve rastgele çıkmaktadır. İçeriğini onayladığımız anlamına gelmez, dikkatli davranın.

 
Bu Kitapta: Önceki Başlık | Sonraki Başlık | İçindekiler |

Ana Sayfa | Hakkında | Makaleler | Kitaplar | Soru Konuları | Soru Listesi | Konuşmalar | Şiirler | Besteler | İndeks | Rastgele Oku | Yeniler | Geri Git | İleri Git



   


BULUNDUĞUNUZ SAYFAYI AŞAĞIDAKİ ARAÇLARLA KULLANABİLİRSİNİZ: