HayrettinKaraman.net
Mobil - Metin Versiyonu

[Facebook] - [Twitter] - [YouTube] - [instagram]

Ana Sayfa | Hakkında | Makaleler | Kitaplar | Soru Konuları | Soru Listesi | Konuşmalar | Şiirler | Besteler | İndeks | Rastgele Oku | Yeniler | Geri Git | İleri Git

Bu Kitapta: Önceki Başlık | Sonraki Başlık | İçindekiler |


Patronların Türkiye'si ve İmam Hatipler18

Patronlar kulübü TÜSİAD Çeşme'de toplanarak ülkenin önemli bazı meselelerini konuştular, kendilerine göre tespitler yaptılar, çözüm teklifleri sundular. Toplantıda TÜSİAD başkanı ile Yüksek İstişare Konseyi başkanı birer konuşma yaptılar. Bu konuşmalarda benim altını çizdiğim ve karşı düşüncelerimi ifade etmek istediğim beş konu var: Uzlaşma, YÖK, meslek liseleri19 ekonominin önceliği ve orman arazisi.
Uzlaşma konusunda söylediklerinden şu sonuç çıkıyor: İktidar oy aldığı tabana verdiği sözleri ve kendi ictihadına göre ülke çıkarına olan plan, program ve icraatı bir yana bırakmalı, hangi konularda muhaliflerle anlaşabiliyorsa, uzlaşabiliyorsa, hangi konularda muhalefet izin veriyor, rıza gösteriyorsa onlara bakmalıdır. Peki uzlaşamazsa; yani muhalefet20 izin vermez, razı olmazsa iktidar ne yapacak? İstikrar için bu konuları programından çıkaracak. Böyle bir mantık sistemi, "seçilmemişlerin resmen kurulmamış koalisyon yönetimine" götürmez mi? İktidar seçmen tabanının iradesini değil de karar ve icraatını beğenmeyenlerin iradesini esas alırsa bu kimin, hangi düşünce ve tercihlerin iktidarı olur? Eskiden bazı camilara mensup grupların birlik çağrıları olurdu; bunlar nasıl bir birlik istiyorlar diye baktığınızda her birinin "Bizim bayrağımızın altına gelin, bizim dediklerimizi kabul edin olsun bitsin" dedikleri anlaşılırdı. Bugün de uzlaşma çağrısında bulunanların bundan anladıkları "Bizim istediklerimizi yapın, istemediklerimizi yapmayın"dan ibaret oluyor. Uzlaşmak en azından "tarafların karşılıklı fedakârlıkları ve tavizleri" ile olur; Türkiye'de böyle bir uzlaşma talebi görülmüyor.
YÖK'ün siyasileştirilmesinden söz ediliyor. Bu iktidar mı YÖK'ü siyasileştiriyor, yoksa YÖK zaten siyasileşmiş mi? Belli bir ideolojiye angaje olmak ve üniversiteleri merkezin kıskacına alarak kımıldamaz hale getirmek de bir siyasileşme değil midir? Bu iktidar YÖK konusunda bütün taraflara danışarak uzlaşma arayışı içinde değil mi? Uzlaşmak için illa da başkalarının dedikleri mi olmalıdır?
Patronlar, meslek liselerinin üniversitelere, diğer liselerle eşit şartlarda girmelerine karşı çıkıyorlar; yıllardan beri bu konudaki düşünce ve talepleri hiç değişmedi. Almanya'da bazı yetkililerle konuşmuşlar, "bizim gençlerimizden korkmayın" demişler, onlar da "iyi eğitmeniz şartıyla" cevabını vermişler. Türkiye'nin gelecekte nasıl şekilleneceği eğitime bağlı imiş. Şimdi bu cümleleri yanyana koyup bir sonuca varalım: Patronlara göre Türkiye'nin geleceği "dindar insanların da her kademede yer aldığı, söz sahibi olduğu" bir gelecek olmamalıdır, bunu sağlamak için de İmam Hatip liseleri'nden mezun olanlar yalnızca Diyanet hizmeti yapmalı, bunun dışında ülkenin önemli kararları ve bu kararların icrası çerçevesinde rol almamalıdırlar. Batı'da kiliselerin ana okulundan üniversiteye kadar binlerce okulu vardır, buralardan mezun olan dindar Hiristiyan'lar devletin her kademesinde görev alırlar; ama patronlara göre Türkiye'de böyle olmamalıdır, eğitim laik olmalıdır.
Patronlar ekonominin önceliğinden söz ediyorlar; ahlaksız ekonomi ülkeyi selamete götürecekse hortumlamaları, kayıt dşı ekonomiyi, vergi kaçırmaları... nasıl açıklayacaklar? Ekonomi ile ahlaki eğitimin paralel yürümesinde ne sakınca var? Sakınca yoksa niçin ülkemizde bir ahlak eğitimi probleminin de olduğuna temas etmiyorlar?
Bazı ekonomik gelişmeler yanında darboğazların, çözülememiş problemlerin de olduğunu söylüyorlar; arkasından kalkıp orman vasfını kaybetmiş ve halen üzerinde hukuka aykırı yapılaşma olmuş ve kullanılmakta olan arazilerinin satışına karşı çıkıyorlar. Bu satışlardan, hadi 20'leri bırakalım 8-10 milyar dolar gelir elde edilse önemli yaralara merhem olmaz mı? Hem devletin cari açığından, borcun büyüklüğünden... söz etmek hem de önemli bir gelir kaynağına karşı çıkmak çelişkiye düşmek değil midir?
Hasılı ben bu patron temsilcilerini dinlerken konuşmaların bağımlılık ve karşıtlık etkisi altında olduğu intibâını edindim ve hiç tatmin olmadım.



18 Yeni Şafak, 21 Eylül 2003
19 Asıl maksatları İmam Hatip liseleri
20 Yalnızca partileri değil, TÜSİAD başta olmak üzere başka tarafları da kastediyorum



Buradaki iki mavi çizgi arası içerik site editörünce konulmuştur ve rastgele çıkmaktadır. İçeriğini onayladığımız anlamına gelmez, dikkatli davranın.

 
Bu Kitapta: Önceki Başlık | Sonraki Başlık | İçindekiler |

Ana Sayfa | Hakkında | Makaleler | Kitaplar | Soru Konuları | Soru Listesi | Konuşmalar | Şiirler | Besteler | İndeks | Rastgele Oku | Yeniler | Geri Git | İleri Git



   


BULUNDUĞUNUZ SAYFAYI AŞAĞIDAKİ ARAÇLARLA KULLANABİLİRSİNİZ: