HayrettinKaraman.net
Mobil - Metin Versiyonu

[Facebook] - [Twitter] - [YouTube] - [instagram]

Ana Sayfa | Hakkında | Makaleler | Kitaplar | Soru Konuları | Soru Listesi | Konuşmalar | Şiirler | Besteler | İndeks | Rastgele Oku | Yeniler | Geri Git | İleri Git

Bu Kitapta: Önceki Başlık | Sonraki Başlık | İçindekiler |


Başörtüsü yasağını AİHM onaylamadı

İsmet Berkan Radikal'de, Anavatan Partisi'nin başörtüsü yasağı ile ilgili kanun teklifi verme teşebbüsünü değerlendirerek bunun siyasi bir manevra ve yatırım olduğunu, meselenin kanunla çözülemeyeceğini iler sürüyor ve şöyle diyor: "Unutmamak gerek, Anayasa Mahkemesi türbanın serbest kalmasını savunmayı bir partinin kapatılması için yeterli neden sayıyor. Refah'ın kapanma gerekçelerinden biri buydu, Fazilet için ise neredeyse yegâne gerekçe türbandı... Sorunun özünü kılık-kıyafet yönetmelikleri, yasalar ve Anayasa Mahkemesi kararları oluşturuyor."
Berkan'ın sıraladığı mavzûat ve kararlar, içinde bulunduğumuz şartlarda başörtüsü yasağının hukukî dayanaklarıdır. Ancak herkes biliyor ki yönetmelik kanuna, kanun anayasaya, anayasa da evrensel hukuk ilkelerine, devletin imzaladığı antlaşmalara ve sözleşmelere aykırı olamaz. Türk devleti için de AİHM'nin kararları geçerli olduğuna göre, bu mahkemenin başörtüsü ile ilgili görüşünü -daha önce de ifade etmeme rağmen- bir daha hatırlatmakta yarar görüyorum.
Bilindiği üzere 10 yıl kadar önce, başörtülü kızlara diploma verilmediği için Avrupa İnsan Hakları Komisyonu'na bir başvuru yapılmıştı, başvuru yanlış ve eksik yapıldığı, "Türkiye'de laik olamayan üniversite bulunmadığı ve bu sebeple başörtü yasağının öğrenim hakkını engellediği" ortaya konularak iyi savunma yapılmadığı için komisyon başvuruyu reddetmişti. Ancak komisyon kararının istişari olduğu ve bağlayıcı bir yanının bulunmadığı bilinmektedir.
Başörtüsü probleminin AİHM'ne1 ilk intikali, Refah Partisi'nin kapatılmasına yapılan itiraz sayesinde olmuştur. Anayasa Mahkemesi'nin kapatma gerekçelerinden biri de "RP'nin başörtü yasağına karşı çıkması ve yasağa uymayanları cesaretlendirmesi..." idi. AİHM 3'e karşı 4 oyla itirazı reddetti ve Anayasa Mahkemesi'nin kapatma kararını insan hakları ile ilgili sözleşmelere aykırı bulmadı. Ancak gerek kapatma kararını onaylayan 4 üyenin ve gerekse buna karşı oy kullanan 3 üyenin ittifak ettikleri husus, başörtüsünün rejim için bir tehlike doğurmadığı ve kapatma kararına gerekçe olamayacağıdır. İşte ifadeleri:
"Mahkeme tek tek ele alındığı zaman RP yöneticilerinin tutumlarının özellikle İslam ve başörtüsü meselesinde veya ibadetlere göre kamu sektöründe saatlerin düzenlenmesinde...Türkiye'deki laik rejim için yakın bir tehlike teşkil etmediklerini de değerlendirmektedir..."
"Bu kararda Komisyon, laik üniversitelerde islâmî başörtüsünü yasaklayan yönetmeliklerin uygulanmasının, dilekçe sahiplerinin din hürriyetine zarar getirmediğini bildirmişti. Bize göre bu davalar, şöyle veya böyle gereksizdirler ve sadece İslamî başörtüsünün takılmasının cesaretlendirilmesi olayının bir siyasi partinin kapatılmasını haklı çıkarıp çıkarmayacağı sorusunu tartışmak söz konusu iken bunlar kesinlikle ileri sürülemez."
Esasen okullarda ve kamu kurumlarında başörtüsü giymeyi yasaklayan bir kanun yoktur. Anayasa Mahkemesinin, "inanca bağlı olarak başı örtmeye imkan veren kanunu" iptal gerekçesinin bir kanun gibi kullanılması mümkün değildir. Danıştay kararları belli gerekçelere, mesela simge olayı, dini inanca dayalı olduğu için laikliğe aykırılık ve ayrımcılık yaratma... dayanmaktadır. Bu gerekçelerle ilgisi bulunmayan uygulamalar mahkeme kararlarına da aykırı olmaz. Bu sebeple yönetmelikler, dini inanca ve başörtüsü gibi belli bir kıyafete atıf yapmadan "... kılık-kıyafet serbesttir" şeklinde değiştirilirse, buna göre de dileyen başını örter dileyen açarsa ortada ne engel kalır ne de problem. Bunun içindir ki biz de çözümü siyasi iradede ve yönetimde görüyoruz. Buralarda kolaylıkla çözülecek bir meseleyi, ne maksatla olursa olsun içinden çıkılmaz hale getirmeye kimsenin hakkı yoktur. YÖK, bakanlar kurulu, bakan ve alt yöneticilerin kolayca çözüme kavuşturabilecekleri bir meseleyi çözmeyenlerden, sürüncemede bırakanlardan er geç hesap sorulacak; yani sandık başında bunun bedeli ödenecektir.



1 Avrupa İnsan hakları Mahkemesine, Komisyon'a değil.



Buradaki iki mavi çizgi arası içerik site editörünce konulmuştur ve rastgele çıkmaktadır. İçeriğini onayladığımız anlamına gelmez, dikkatli davranın.

 
Bu Kitapta: Önceki Başlık | Sonraki Başlık | İçindekiler |

Ana Sayfa | Hakkında | Makaleler | Kitaplar | Soru Konuları | Soru Listesi | Konuşmalar | Şiirler | Besteler | İndeks | Rastgele Oku | Yeniler | Geri Git | İleri Git



   


BULUNDUĞUNUZ SAYFAYI AŞAĞIDAKİ ARAÇLARLA KULLANABİLİRSİNİZ: