HayrettinKaraman.net
Mobil - Metin Versiyonu

[Facebook] - [Twitter] - [YouTube] - [instagram]

Ana Sayfa | Hakkında | Makaleler | Kitaplar | Soru Konuları | Soru Listesi | Konuşmalar | Şiirler | Besteler | İndeks | Rastgele Oku | Yeniler | Geri Git | İleri Git

Bu Kitapta: Önceki Makale | Sonraki Makale | İçindekiler | Tarihe Göre: Önceki Makale | Sonraki Makale | Makale Listesi |


İlahiyat Liseleri mi?

İmam Hatip Lislerinden mezun olan gençlerimizin önünü kesmek, yüksek öğrenim haklarını -din hizmeti ve öğretimi ile- sınırlamak, bu okulların sayılarını azaltmak ve "isteyen dindar insanların çocuklarının din eğitimi görmelerini engellemek" için, diğer meslek liselerini de onların narına yakarak YÖK'nun aldığı karar bir zulümdür, laikliğe, din özgürlüğüne aykırıdır. Demokratik cumhuriyet rejimini korumak için gerektiğinde hukuku çiğneyerek karar alanlar, uygulama yapanlar bindikleri dalı kesiyor, rejimi korumak için rejimden sapıyorlar. Nur Serter, "Bunların maksadı dindar okumuş yazmış insan yetiştirmek ve böylece rejimi değiştirmektir" diyor; söylediğinin birinci kısmı doğru, ikinci kısmı bir vehim, bir aldatmaca, bir istismar, bir niyet okumadır. Evet dindar (inancına uygun yaşamaya çalışan) müslümanlar, anayasanın da kendilerine verdiği hakkı kullanarak çocuklarını dindar yetiştirmek, bunun için gerekli olan eğitimi ve öğretimi vermek istiyorlar. Devletin, din karşıtı laiklik çerçevesinde oluşmuş bulunan milli eğitim politikası, genel orta öğretim kurumlarında, isteyen insanların din eğitimi ve öğretimi almalarına imkan vermiyor. Ortada bir çıkmaz var, çözümü de iki seçenekten birini kabul edip uygulamaya bağlı: Ya genel devlet okullarında isteyen velinin çocuğuna din eğitimi ve öğretimi aldırmasına imkan sağlanacak yahut da İmam Hatip Liseleri gibi okullar, hem mesleğe hem de yüksek öğrenime eleman hazırlayan orta öğretim kurumları olarak vazifelerine devam edecektir. Bu okullara çocukları göndermek mecburi değildir, bir veli bu okulu tercih diyorsa bunu engellemek de hukuk devletinde kimsenin hakkı ve haddi olmamalıdır. "Engelleyen mi var?" diye sorulacak olursa buna cevabımız "Evet, YÖK haksız karar ve uygulaması ile mezunların yüksek öğrenim haklarını kısıtlamak suretiyle bu engellemenin en aşılmazını, en etkilisini yapıyor" cümlesi olacaktır. Haksızlığın tek sorumlusu YÖK'dur. Onun alacağı bir karar ile problem hemen çözülecektir. YÖK bu kararı almamakla, eski kararında ısrar etmekle hem hukuku ihlal ediyor, hem de ideolojik taraf tutuyor. Bu ideolojik angajman o kadar açık ki, YÖK başkanı,bu konuyu tartışırken, sanki ortada bir laiklik karşıtı eylem varmış gibi, "Üniversitelerin laik olduğundan ve bunun titizlikle korunacağından" söz edince profesörler onu dakikalarca ve coşkunlukla alkışlıyorlar.
"YÖK hukuku (ilgili kanunu) ihlal ediyor, İmam Hatip mezunlarına verilmiş bir hakkı ellerinden alıyor" dedim, evet böyle yapıyor; çünkü 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu 1983'te, 2842 sayılı kanun olarak yeni anayasaya uyumlu hale getirilirken bazı değişiklikler yapıldı ve revize edildi. Ama hem 1973'teki halinde ve hem de 1983'teki halinde İmam-Hatip Liselerini tanımlayan madde aynen muhafaza edildi. O maddeye göre "İmam Hatip Liseleri hem mesleğe ve hem de yüksek öğretime eleman hazırlayan bir orta öğretim kurumu" olarak tanımlanmaktadır. Yüksek öğrenime geçişin "Kendi alanında" olması ifadesi, diğer meslek liseleri gibi bu okulların da adı "İmam-Hatip Okulu" iken geçerli idi. Milli Eğitim Temel Kanunu ile bütün mesleki ve teknik liselerle birlikte İmam-Hatip Okullarının adı da "Lise"ye çevrilince o hüküm ortadan kaldırılmıştır.
YÖK haksız karar ve uygulamasında direnince iktidar problemi çözmek için çareler aramak durumunda kalıyor. Bu çareler arasında İmam Hatip Liselerinin adını değiştirmek (bunu resmen duymadık, ama böyle bir şayia var), ayrı bir kanunla meslek liselerinden mezun olanların önlerindeki yüksek öğrenim engelini kaldırmak da var.
Bana göre bu tedbirlerin ikisi de uygun değildir. Meslek liselerinin yüksek öğrenime giriş problemleri, YÖK kanunu değişikliği içinde çözülmelidir; bu çözüme mevcut YÖK yöneticileri razı olmasalar da, uygun zamanda, uygun şekilde (gerekirse anayasanın ilgili maddesi değitirilerek) bu yapılmalıdır. İmam Hatip Liselerinin isimlerinin değiştirilmesi de bir çare değildir.
İçlerinde İmam Hatip liselerinin de bulunduğu meslek liselerinin üniversiteye girişte, YÖK'nun haksız ve yanlı kararı yüzünden uğradıkları zararı gidermek için -yalnızca bu maksatla- meclise kanun teklifi getirilirse bütün şer kuvvetleri bu kanuna karşı çıkarlar, diğer meslek liselerinin isimlerini bile anmazlar, "iktidar İmam Hatip mezunlarını üniversitelere sokmak ve irticanın yayılmasını sağlamak için bunu yapıyor, rejim elden gidiyor, neredesiniz ey bekçiler..." filan kabilinden bildik teranelerini devreye sokar, gürültü çıkarır, huzur ve istikrarı bozmaya çalışırlar. Kanun meclisten geçse bile arkadan veto ve anayasa mahkemesi engelleri gelebilir. Bu sebeple meslek liseleri meselesi de, diğer birçok problem ve şikayetle beraber YÖK kanununun, anayasa değişikliğini de içeren tadili içinde çözülmelidir.
İmam Hatip Liselerine karşı olanlar isimlerinden dolayı karşı olsalardı, şu veya bu isimle değiştirilir ve mesele çözülürdü. Şüphesiz olarak biliyoruz ki, muhalefetin sebebi bu okulların eğitim ve öğretim özellikleridir; orada, başka okullara nisbetle -bunlarda hiç bulunmayan- din eğitiminin bulunmasıdır ve bazı din bilgilerinin daha yoğun olarak verilmesidir. İmam Hatipleri isteyenler ve çocuklarını bu okullara göndererek, inançlarına uygun bir eğitim ve öğretim alarak yetişmesini arzu edenlerin isimden bir şikayetleri yoktur. İmam, bizim geleneğimizde "önder, yol gösterici, başkan" manalarında kullanılmıştır; bu kelimenin "namaz kıldıran ve hutbe okuyan din görevlisi" manasında kullanılışı oldukça yenidir.
Esasen İslam'da, namaz kıldıran din görevlisi diye bir memuriyet, bir meslek yoktur; her müslüman namaz kılacak ve kıldıracak kadar bilgi ve ehliyet sahibi olmaya mecburdur. Bundan sonrası, bilgisi daha çok ve ahlakı daha güzel olanı imamlık için öne geçirmeye kalır. Eğer bir cemaat içinde bu işi yapmaya diğerlerinden daha layık birisi varsa ve devamlı olarak imamlık ve hatiplik yapacaksa, bu yüzden başka bir iş yapamayacaksa o kişinin geçimini devlet sağlar (işe ücret vermez, imam kendini din hizmetine verdiği için zaruri olarak devlet de onun geçimini sağlar). İşte maaşlı imamlık bu zaruretten doğmuştur. Vakit, cuma, bayram... namazlarında devlet başkanı bulunuyorsa imamlık onun vazifesidir; çünkü müslümanların devlet başkanı aynı zamanda alim ve güzel ahlak sahibi olmak durumundadır.
İslam'da ve müslümanların kültüründe imamlık ve hatiplik bu kadar yüce, önemli, değerli, saygıya layık bir ehliyettir, bir rütbedir, bir hizmettir. İmamlıktan kala kala bir cami imamlığı kalmış olsa bile bu da çok önemli ve değerli bir hizmettir; binlerce müslümana hitap etmek, dini öğretmek, ibadetlerinde rehberlik etmek, cemaat içinde ne kadar önemli insan bulunursa bulunsun hepsinin önüne geçmek, hepsine kumanda etmek... hangi işte ve hizmette vardır!
İmam Hatip Liselerinin fonksiyonu, imamlık ve hatipliği, kültürümüzde mevcut olup aşındırılmış bulunan aslına irca etmek olacaktır; yani İmam Hatip Liselerinde okuyan müslümanlar, işleri ve meslekleri ne olursa olsun cemaate namaz kıldıracak ve hitap edecek kadar din eğitimi ve öğretimi almış olacaklardır; çünkü İslam'a göre bütün müslümanların böyle bir ehliyet içinde olmaları gereklidir.
İmam Hatip Liselerinin hiçbir alternatifi yoktur. Onların yerine, hiçbir normal lise ikame edilemez. Eğer bugün hakim olan laiklik anlayışı yerine başka bir laiklik, daha doğrusu din özgürlüğü anlayışı gelir de okullarda, isteyen velilerin çocuklarına, yeterli derecede dinleri öğretilir, din eğitimi verilir, ibadetlerini yapmalarına imkan tanınırsa o zaman İmam Hatip Liseleri, yalnızca "meslek adamı" yetiştiren okullar haline getirilebilir ve sayıları da buna göre kendiliğinden ayarlanır. Devlet okullarında -diğerleri yanında- İslam dini eğitim ve öğretimine fırsat tanınmadıkça, kız öğrencilerin başları zorla açıldıkça, isteyen öğretmen ve öğrencilerin uygun bir yerde namazlarını kılmalarına imkan verilmedikçe, Kur'an ve Arapça öğretimine kısıtlamalar getirildikçe İmam Hatip Liseleri, yukarıda tanımlanan fonksiyonlarını yerine getirecek sayı ve şekilde devam edecektir, kapatılırsa yer altında veya yer üstünde yine devam edecektir; İslam ve müslümanlar bulundukça bu böyledir.


 


Buradaki iki mavi çizgi arası içerik site editörünce konulmuştur ve rastgele çıkmaktadır. İçeriğini onayladığımız anlamına gelmez, dikkatli davranın.

 
Bu Kitapta: Önceki Makale | Sonraki Makale | İçindekiler | Tarihe Göre: Önceki Makale | Sonraki Makale | Makale Listesi |

Ana Sayfa | Hakkında | Makaleler | Kitaplar | Soru Konuları | Soru Listesi | Konuşmalar | Şiirler | Besteler | İndeks | Rastgele Oku | Yeniler | Geri Git | İleri Git



   


BULUNDUĞUNUZ SAYFAYI AŞAĞIDAKİ ARAÇLARLA KULLANABİLİRSİNİZ: