HayrettinKaraman.net
Mobil - Metin Versiyonu

[Facebook] - [Twitter] - [YouTube] - [instagram]

Ana Sayfa | Hakkında | Makaleler | Kitaplar | Soru Konuları | Soru Listesi | Konuşmalar | Şiirler | Besteler | İndeks | Rastgele Oku | Yeniler | Geri Git | İleri Git

Bu Kitapta: Önceki Makale | Sonraki Makale | İçindekiler | Tarihe Göre: Önceki Makale | Sonraki Makale | Makale Listesi |


Bizim Köyün İmamı

Yazları istirahat ettiğim köydeki evimizin balkonunda kahvaltı ederken neşe içinde cıvıldaşarak önümüzdeki yolda ilerleyen erkekli kızlı birkaç çocuk peyda oldu, hepsi bu kadar da değilmiş, arkadan bölük göründü, dikkatimi çeken bir başka husus bazı kızların başlarının örtülü olduğu idi, derken ortalarda köyümüzün imamının, İmam Hatip mezunu oğlunu gördüm, biraz sonra da oldukça spor giyinmiş imamımız gözüktü, hizamıza geldiğinde selam verdi, hal hatır sordu, ben de heyecanla mukabele ettim, yaptığının çok güzel olduğunu söyledim, başarılar diledim.
Yaptığı neydi?
İmamımız yaz tatilinde Kur'an okumak için camisine gelen öğrencilerle bir piknik düzenlemişti. Çocukları motive etmek, sıkmamak, daha samimi bir ilişki ortamı oluşturmak için tertip edilen bu piknik bence çok uygundu ve başka imamlara da örnek olmalıydı.
Bu vesile ile bizim imama ve imamlığa dair bazı düşünce ve tespitlerimi yazmak istiyorum.
Ben ilk örnek imamı İzmir'de, Güzelyalı camiinde görmüştüm; şimdi merhum olan imam (İbrahim Edhem Sunar) mesleğinin aşıkı idi, ek işi yoktu, yalnızca imam ve hatiplik yapıyor, bu işi çok ciddiye alıyor, mahallesini sahipleniyor, kendini belli bir alan içinde bütün bireylerinden sorumlu biliyor, camiye gelen gelmeyen bütün insanlarla ilgilenmeye çalışıyordu. Cami cemaatinden olmayan bir yakın komşunun hastalandığını duyunca küçük bir hediye alarak ziyaretine gitmiş, bu alışılmadık ziyaret aileyi çok mütehassis etmiş, camiye, cemaate, İslam'a olan ilgilerini etkilemişti. Sabah namazlarından sonra uğradığı balıkçı kahvesinde, bir köşede günlük gazetelere bakarken yavaş yavaş etrafında bir halka oluşmuştu, çoğu akşamdan kalma balıkçılarla sohbetler etmiş, içlerinden bazıları içkiye tevbe ederek cemaate katılmışlardı. Bir hafta boyu okur, Cuma hutbesini hazırlar, vaaz ve hutbesini yazar ve şov yapmadan okurdu. Okuduğu halde çok etkili idi, Yüksek İslam Enstitüsü hocaları olarak bizler onun camiine gider, huzur içinde (rahatsız olmadan, duyduklarımız yüzünden yerin dibine girmeden...) onu dinler, namazımızı eda ederdik. Namazdan sonra yangın yerinden kaçar gibi camiden uzaklaşmaz, kapısı dışarıya açılan bir büroda ziyaretçilerini kabul eder, dertlerini dinler, yardımcı olmaya çalışırdı.
Bizim köyün imamı da kendi çapında bir örnek. Köyümüze geleli epeyce oluyor (on yıl kadar), ek işi yok, geldiğinden bu yana kendini geliştrmek için çaba sarfediyor, hayli mesafe de aldı. Gençlerle ve çocuklarla iyi diyaloglar kuruyor, yazın kalabalık bir öğrenci kemmiyetine ulaşıyor, politika ve gurupçuluk yapmıyor, temiz ve düzgün giyiniyor, işine uygun temsilde de kusuru bulunmuyor.
Bunlar benim hasretini çektiğim iki örnek imam.
Dün (21-Temmuz'da) gayretli bir milletvekilimizle telefonda konuştum, İmam Hatiplerle ilgili bir konuşması eksik ve böyle olduğu için de yanlış aktarılmıştı, doğrusunu öğrenmek ve yazmak istedim (yakında yazacağım), konuşma sırasında kendi seçim bölgesindeki imamlardan örnekler verdi, "Bana gelenlerin çoğu naklen tayin istiyorlar, sebebini sorduğumda, gidecekleri yerin gelir bakımından daha avantajlı olduğunu ifade ediyorlar veya böyle olduğu anlaşılıyor, kimsenin bulunduğu yerde işini iyi yapmak, insanlara ve özellikle gençlere rehber olmak gibi bir dertleri yok, dünyadan bîhaberler, din hizmetini yalnızca bir ekmek kapısı gibi görüyorlar..." dedi. Bildiğim şeyleri bir de onun ağzından duyarak bir daha üzüldüm.
Bizim delilere ihtiyacımız var.
Hangi delilere mi?
Kalabalığın tuttuğu eğri yollara iltifat etmedikleri için -kendilerini akıllı bilen- kalabalık tarafından "deli" denilen "delilere"!


 


Buradaki iki mavi çizgi arası içerik site editörünce konulmuştur ve rastgele çıkmaktadır. İçeriğini onayladığımız anlamına gelmez, dikkatli davranın.

 
Bu Kitapta: Önceki Makale | Sonraki Makale | İçindekiler | Tarihe Göre: Önceki Makale | Sonraki Makale | Makale Listesi |

Ana Sayfa | Hakkında | Makaleler | Kitaplar | Soru Konuları | Soru Listesi | Konuşmalar | Şiirler | Besteler | İndeks | Rastgele Oku | Yeniler | Geri Git | İleri Git



   


BULUNDUĞUNUZ SAYFAYI AŞAĞIDAKİ ARAÇLARLA KULLANABİLİRSİNİZ: