HayrettinKaraman.net
Mobil - Metin Versiyonu

[Facebook] - [Twitter] - [YouTube] - [instagram]

Ana Sayfa | Hakkında | Makaleler | Kitaplar | Soru Konuları | Soru Listesi | Konuşmalar | Şiirler | Besteler | İndeks | Rastgele Oku | Yeniler | Geri Git | İleri Git

Bu Kitapta: Önceki Makale | Sonraki Makale | İçindekiler |


Askere Mektup
Sivil yönetim, savunmaktan aciz kaldıkları bazı mevzûât ve uygulamaları askere dayandırdığı, "onlar böyle istiyorlar, bizi sıkıştırıyorlar, aşamıyoruz" dedikleri için, bazı köşe yazarlarının "dinci" dedikleri bu gazetedeki köşemde, askere bir mektup yazmaya karar verdim
Dinci kelimesinin tanımını vermedikleri için bu gazetenin öyle oup olmadığı konusunda bir şey söyleyemeyeceğim. Benim bildiğim Yeni Şafak Gazetesi, bu ülkede yaşayan milyonlarca insanın duygu, düşünce, değer hükmü ve inançlarına tercüman olan bir gazetedir. Genel olarak insan hak ve özgürlüklerini, özel olarak da din ve düşünce özgürlüğünü savunmaktadır. Millet ve memleketini sevmekte, ülkenin bağımsızlığı, birlik ve beraberliğinden yana tavır almaktadır. Belli bir gurup yerine dürüst, çalışkan, ülke menfaatini özel menfaatine tercih edenlerin yanında olmayı şiar edinmiştir. Ben böyle bildiğim bir gazetede yazıyorum ve bu gazetenin uçaklara ve garnizonlara girmediğini öğrendiğim zaman şaşıyor ve üzülüyorum. Dilerim bu mektubumu okursunuz.
Edindiğim bilgiye göre asker yerlerine Turan Dursun gibi İslâm karşıtı ve tarafgir yazarlar ile bilgisi ve ilmî namusu meslektaşlarınca müsellem (kabûl görmüş) olmayan bazı ilâhiyatçıların kitapları giriyor, bu ilâhiyatçılara konferanslar verdiriliyormuş; yani askerin din ve Türkiye'deki dinî hayat ve hareketlerle ilgili bilgisi bunlara ve tabîî özel istihbaratına dayanıyor. Ben ilâhiyat alanında sayılı kişilerden biriyim; ne kitaplarım oralara giriyor, ne de benden bir konferans istenmiştir. Tek taraflı veya tarafın bilgisi yeterli olmak bir yana yanıltıcıdır. İyi niyetli, vatan va millet sever askerimizin, kendilerine hizmet etmekle yükümlü bulundukları halkın önemli bir kesiminin inanaç, ibâdet, duygu, düşünce ve eylemleri hakkında yanlış bilgi edinmeleri birçok sakıncayı beraberinde getirir. Bizim beklentimiz birden fazla tarafın (dinlediklerinizin taraf dediklerinin de) dinlenmesi ve okunmasıdır.
Askerleri temsil eden kurum siyasîlere ve medyaya hitaben, "Askerî siyasete bulaştırmayın, karıştırmayın" diyor; ne kadar doğru, ne kadar güzel; ama asker de siyasete karışmamalı değil mi? İlâhiyat öğrencilerinin başörtüsü problemlerinin çözümü ilgili makamlardan istendiğinde, hemen yanlarında, şu veya bu şekilde bulunan bir askere topu atıyorlar; onlar da gerçekten orada var. Ya askerler bu işlere karışmadıklarını açıklamalıdırlar, yahut da vatandaşlar -meselâ başörtüsü yasağının arkasında- askerin bulunuğuna inanacaklar, bunu böyle bileceklerdir. Bu inanç ve bilginin askeri yıpratma, vatandaşın askerine karşı duygularını olumsuz etkileme ihtimal ve tehlikesi yok mudur? Bu da suç olduğuna göre buna her kim sebep oluyorsa hukuka ve demokrasiye dönerek engellenmesi gerekmez mi?
Sizi temin ederim ki, İlâhiyat fakültelerinde başını örten kızlarımızın "siyasal simge" taşımakla uzaktan yakından alâkaları yoktur. Bu başörtüsü bin yıldan fazladır var, kastedilen siyaset daha dünkü bugünkü bir iş. Ayrıca adını türban koydukları bir çeşit baş örtüsü simge kabûl ediliyorsa öğrenciler onu, simge olmayan örtü ile değiştirmeye hazırdırlar.
Kanun "kanuna aykırı olmayan kılık kıyâfet serbesttir" diyor. Belli bir kıyâfeti, bu arada baş örtüsünü yasaklayan bir kanun da yok. Mahkemelerin reddettiği şey, dine dayalı mevzûât ve resmi uygulamadır. Üniversiteler "inanç yüzünden şunu giymek serbesttir" diye bir yönetmelik çıkarırsa bu dine dayalı mevzûât olur. Ama ilgili kanuna dayanılarak, dinin ve inancın sözü edilmeden başörtüsü dahil kılık kıyâfet serbest bırakıldığında ne dine dayalı mevzûât çıkarılmış olur, ne de uygulama yapılmış bulunur. Bu ise laikliğe aykırı olmak şöyle dursun en radikal laiklik anlayışına bile uygun olur. Bu serbestlik içinde şunu giyen, bunu takan öğrencilerin niçin böyle yaptıkları ise kimseyi ilgilendirmez; ister inançları sebebiyle böyle yaparlar, ister moda veya kişisel tercihleri yüzünden.
Başörtüsünün, daha doğrusu örtünmenin, belli yerleri kapatmanın din ile ilgisi hakkında doğru bilgi edinmek isterseniz, itimat ettiğiniz kimselerle bu konuyu istediğiniz platformda tartışmaya hazırız.
Millet ve memleket hizmetinde başarı dileklerimle selâm ederim.


 


Buradaki iki mavi çizgi arası içerik site editörünce konulmuştur ve rastgele çıkmaktadır. İçeriğini onayladığımız anlamına gelmez, dikkatli davranın.

 
Bu Kitapta: Önceki Makale | Sonraki Makale | İçindekiler |

Ana Sayfa | Hakkında | Makaleler | Kitaplar | Soru Konuları | Soru Listesi | Konuşmalar | Şiirler | Besteler | İndeks | Rastgele Oku | Yeniler | Geri Git | İleri Git



   


BULUNDUĞUNUZ SAYFAYI AŞAĞIDAKİ ARAÇLARLA KULLANABİLİRSİNİZ: