HayrettinKaraman.net
Mobil - Metin Versiyonu

[Facebook] - [Twitter] - [YouTube] - [instagram]

Ana Sayfa | Hakkında | Makaleler | Kitaplar | Soru Konuları | Soru Listesi | Konuşmalar | Şiirler | Besteler | İndeks | Rastgele Oku | Yeniler | Geri Git | İleri Git

Bu Kitapta: Önceki Makale | Sonraki Makale | İçindekiler |


XII
İrticâ

İrticâ ile mücadele
BTK'nun irticâ ile mücadele amacıyla yeni kararlar aldığını, valilere, kaymakamlara, okul yöneticilerine, müftülere, imamlara vazifeler verdiğini medyadan öğreniyoruz. Son bir hafta içinde gazetelerden derlediğim bu konu ile ilgili haberlerin özeti şöyle: İmamlar çevrelerindeki irticâî faâliyetleri müftülüğe, müftülük Diyanet'e, Diyanet de BTK'na bildirecekmiş. İmamları da müfettişler takip edecekmiş. (Müfettişleri kimlerin, bunları da kimlerin takip edeceklerine dair bir bilgi edinemedim.) İrticâcı memurların işten atılması ile ilgili yasa çıkıncaya kadar bu memurlar geri hizmetlere alınacak veya başka yerlere atanacaklarmış (sürgün). Meslekten çıkarılacak 6 bin irticâcının listesi hazırmış, kara listede 1500 öğretmen, 75 imam ve 40 emniyet mensubu varmış. Bu kapsamda, özellikle vatandaşlar ile doğrudan temasta bulunan öğretmen, imam, vakıf çalışanları ve emniyet mensubu gibi devlet görevlileri, il ve ilçelerdeki mülkî amirlerce yakın izlemeye alınacakmış. Yeni öğretim yılının başlaması ile birlikte vakıflar, özel kuruluşlar, belediyeler ve kişiler tarafından kurulan özel öğretim kuruluşları ile yurt ve pansiyonlar üzerindeki denetimler sıkılaştırılacak. İrticâî faâliyette bulunanlar hakkında mevcût yasalar süratli ve etkin biçimde uygulanacak, kılık kıyâfet konusunda taviz verilmeyecekmiş. İrticâî faâliyetlerin finansmanını sağlayan dernek, vakıf, şirket gibi kuruluşların il ve ilçe düzeyindeki örgütlenmeleri yakından izlenecekmiş...
Görüldüğü üzere irticânın kökünü kazımak için harekete geçen yönetim çalışanların işlerine son vermekte, yerlerini değiştirmekte, sonu gelmez bir denetim (jurnal) zinciri kurmakta, irticâyı destekliyor diye işinde gücünde birçok hayısever vatandaşı tedirgin, hattâ tehdit etmektedir. Bunca tedbirin, cezânın, baskının gerekçesi "irticâî faâliyetlere katılmış olmak". Şimdi her aklı, sorumluluk duygusu ve vicdanı olan insanın şu soruyu sormasının zamanı gelmiştir: "İrticâ nedir, insanlar ne yapınca irticâî faâliyete katılmış oluyorlar?" Bir önemli kişiye göre irticâ listesinde Fethullahçılar, Süleymancılar, Nakşibendîler, Millî Görüşçüler, Hizbullahçılar... var. Bu tesbit esas alındığında adı geçen guruplarla ilgisi bulunduğu şâyî olan (söylenen) kimseler yandı demektir. Bu gurupların üyelik defterleri yoktur, meselâ Abant toplantısına katılanlar Fehullahçılarla ilişkili kılınabilmişlerdir. Mevcût kanunlarda, Hizbullah dışında kalan -yukarıda mezkûr- guruplarla işbirliği yapmanın veya bunlara sempati duymanın, bunları desteklemenin suç olduğu yazmıyor. Fethullahçılık diye bir şey varsa bunun bir tarîkat olmadığı kesin. Süleymancılık ve Nakşibendîlik evet bir tarîkattir, ancak bugün kendileri bu isimle anılan ve suçlanan kimseler resmen tarîkat olarak örgütlenmemişler ve tekke açmamışlardır; şu hâlde onları bu bakımdan da suçlamak mümkün (hukuka uygun) değildir. Başını örteni, namaz kılanı, oruç tutanı, sakal bırakanı... irticâ ile suçlayacak kadar işi çığırından çıkaranları hesaba katmazsak ortada elle turulur, gözle görülür, kanunda yeri bulunan irticâ suçunun tanımı şundan ibaret kalmaktadır: "Rejim düşmanlığı, demokratik laik cumhuriyeti değiştirmek için faâliyet göstermek." Bu faâliyetlerden hangilerinin suç teşkil ettiği konusu da o kadar açık ve üzerinde anlaşma sağlanmış bir husûs değildir. Meselâ birçok demokratik ülkede rejim aleyhinde konuşmak, yazmak, propaganda yapmak suç değildir; bizde de fikir suçunun ortadan kaldırılması için ciddî talepler vardır.
Eğer Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devleti ise ancak "zor kullanarak rejimi değiştirmek üzere örgütlenmeyi ve faâliyet göstermeyi" suç sayabilir, bu yoldan rejimi şerîatla değiştirmek isteyenlere de istiyorsa "mürteci" diyebilir. Bunun dışında kalan bir düşünce ve faâliyet, hukukun suç saydığı bir irticâî faâliyet değildir. Herkesin kendine göre bir irticâ tarifi yapıp bu çerçeveye girenleri suçlaması ve bununla da kalmayıp huzur ve ekmekleri ile oynayarak cezâlandırması ormanlarda olabilir ama bir hukuk devletinde olamaz, olmamalıdır.


 


Buradaki iki mavi çizgi arası içerik site editörünce konulmuştur ve rastgele çıkmaktadır. İçeriğini onayladığımız anlamına gelmez, dikkatli davranın.

 
Bu Kitapta: Önceki Makale | Sonraki Makale | İçindekiler |

Ana Sayfa | Hakkında | Makaleler | Kitaplar | Soru Konuları | Soru Listesi | Konuşmalar | Şiirler | Besteler | İndeks | Rastgele Oku | Yeniler | Geri Git | İleri Git



   


BULUNDUĞUNUZ SAYFAYI AŞAĞIDAKİ ARAÇLARLA KULLANABİLİRSİNİZ: