HayrettinKaraman.net
Mobil - Metin Versiyonu

[Facebook] - [Twitter] - [YouTube] - [instagram]

Ana Sayfa | Hakkında | Makaleler | Kitaplar | Soru Konuları | Soru Listesi | Konuşmalar | Şiirler | Besteler | İndeks | Rastgele Oku | Yeniler | Geri Git | İleri Git

Bu Kitapta: Önceki Makale | Sonraki Makale | İçindekiler |


Telefondaki Ses
Telefondaki ses bir başka mânâda "bir torunuma" ait; babası yıllarca önce öğrencimiz olmuş, kızı büyümüş, liseyi bitirmiş, kafasının hakkıyla tıp fakültesini kazanmış, dört yılı başarı ile geçirmiş, son iki yıldır başörtüsü yüzünden sıkıntılar yaşadığı hâlde bu da başarısına engel olmamış, iki yıl daha dokunmasalar tıp fakültesini bitirecek, aynı imanı ve değerleri paylaşan kardeşleri nasıl gerektiğinde "din, vatan, millet, insanlık ve diğer yüce değerler için ölümün bile üzerine gidiyorlarsa" o da hizmetin çağırdığı ve gerekli kıldığı yere gidecek, Allah''n lütfedeceği şifâya vesile olacak, ibâdetin bir çeşidi olarak yapacağı hizmetten -maddî karşılığı yanında- ondan da önemli olarak manevî zevk ve ecir alacak, fakat heyhat, nerede o imkân, o özgürlük zemini ! Kendisine dayatılan şart onun en kutsal değeri, en hassas bağı ile ilgili; ya inandığını yaşayamayacak, haram bildiğini işleyecek, yahut da büyük emeklerle elde ettiği tıp öğrenimi ve bunun sonunda elde edeceği tabiplik mesleğinden mahrûm olacak. "Ya başını açacaksın ya okuldan atılacaksın; üçüncü bir seçeneğin yok!"
Babasıyla konuşup dertleşmişler, bir karara varamamış olmalılar ki, bir de hoca dede ile konuşalım demişler.
Babası benimle bir iki cümle konuşup kendisini tanıttıktan ve konuyu da bildirdikten sonra telefonu kızına veriyor ve kendisi aradan çekiliyor.
- Alo, Hocam, babam konuyu söyledi, biz elimizden geldiği kadar direndik, bir kısım arkadaşımız çeşitli baskılar ve gerekçelerle ya başlarını açarak veya peruk takarak girdiler ve biz şimdi bir yol ayrımına geldik, başımız örtülü olarak fakülteye alınmıyoruz (olay İzmit'te geçiyor), şimdi yıl kaybedeceğiz, sonra da okulu ve okuma hakkımızı; ne yapalım, bize ne tavsıye ediyorsunuz?
- Sevgili kızım, sen başını örtmenin farz, mahrem olmayan kimselere saçını göstermenin haram olduğuna inanıyor musun?
- Evet hocam, bugüne kadar da bu inancım sebebiyle direndim, ancak şimdi kafama takılan husûs şudur: Kapalı müslüman kadınları muayene ve tedâvi etmek üzere kadın doktor yetiştirmek müslümanlara farz değil midir? Biz fakülteyi bırakırsak kadın doktor nasıl yetişecek? Bu bakımdan başımızı açarak da olsa okuyup doktor olmamız genel (ictimai, ümmetle ilgili) bir zarûret olmaz mı?
- Cemiyet içinde yeterince açık veya kapalı bayan doktor var. Başlarını açarak okuyan ve gelecekte doktor olacak binlercesi de mevcût. Bu bakımdan bir zarûretten söz edilemez. Ayrıca yeterli ehliyette ve sayıda kadın doktor bulunmadığında müslüman kadınlar erkek doktorlar tarafından da muayene ve tedâvi edilirler, bunda sakınca yoktur. Dinimiz, mensuplarına "yeteri kadar kadın doktor veya milletin ihtiyaç duyduğu başka elemanlar, meslek sahipleri yetiştirin, bu size farzdır" derken, başka emir ve yasakları çiğneyerek yetiştirin demiyor, "hem dininizi koruyun, hem de dünya hayatınız için gerekli olan ihtiyaçlarınızı karşılayın" diyor. Müslümanlara düşen vazife, dinin emirlerini ve yasaklarını çiğnemeden dünya hayatına dair ihtiyaçlarını temin etmektir. Öyle inandıkları için başlarını örterek okumak ve çalışmak isteyen kızlarımızın ve kadınlarımızın bu isteklerine karşı çıkanlar ve onları öğrenme ve çalışma haklarından mahrûm bırakanlar, yabancı güçler değil, bizi yönetenlerdir. Kimlikli, kişilikli, şuurlu, haklarının peşinde olan vatandaşlar, meşrû zeminlerde aktif olurlarsa bu gibi tabîî hakları elde etmek mesele değildir; çünkü istenen insan haklarını engellemek, istemeyenleri zorla örtmek değil, isteyenin -inancı gereği- örtünerek okuması ve çalışmasıdır, çağdaş değerler böyle bir talebin karşısında değil, yanındadır. Ben yazacağım, sen gerekirse yıl kaybedeceksin, baban konuşacak, cemâat isteyecek, ilgililer siyasîleri sıkıştıracak, milletvekilleri kanun teklif edecekler... derken haklar elde edilecek; yol budur, çâre budur, eninde sonunda kazanan hak olmalıdır, haklı olmalıdır...
- (Artık ağlamaklı hâle gelmiş bulunan ses soruyor) Yani hocam, ben yıl veya okuma hakkımı kaybeder de doktor olmazsam günaha girmiş olmaz mıyım?
Evet bütün bu konuşmayı, yalnızca bu soruyu herkes bilsin ve duysun diye naklettim. Hâlâ anlama kâbiliyetini, duyu ve duygularını kaybetmemiş bulunan karar ve yönetim erbabı bilsin ki, başlarını örten kızlarımız bunu inandıkları için yapıyorlar, okumak için direnen kızlarımız da manevî sorumluluk duygusu sebebiyle böyle davranıyorlar. Ben ne cevap mı verdim?
- Hayır sevgili kızım, sen günahkâr olmazsın; seni engelleyenler ile onları engellemeyenler sorumlu olurlar!


 


Buradaki iki mavi çizgi arası içerik site editörünce konulmuştur ve rastgele çıkmaktadır. İçeriğini onayladığımız anlamına gelmez, dikkatli davranın.

 
Bu Kitapta: Önceki Makale | Sonraki Makale | İçindekiler |

Ana Sayfa | Hakkında | Makaleler | Kitaplar | Soru Konuları | Soru Listesi | Konuşmalar | Şiirler | Besteler | İndeks | Rastgele Oku | Yeniler | Geri Git | İleri Git



   


BULUNDUĞUNUZ SAYFAYI AŞAĞIDAKİ ARAÇLARLA KULLANABİLİRSİNİZ: