HayrettinKaraman.net
Mobil - Metin Versiyonu

[Facebook] - [Twitter] - [YouTube] - [instagram]

Ana Sayfa | Hakkında | Makaleler | Kitaplar | Soru Konuları | Soru Listesi | Konuşmalar | Şiirler | Besteler | İndeks | Rastgele Oku | Yeniler | Geri Git | İleri Git

Bu Kitapta: Önceki Makale | Sonraki Makale | İçindekiler |


ATAY'IN İSLÂM'I
İlâhiyatçı Prof. H. Atay, 28 Şubat sürecinde yaşanan kıyıma -sahiplerinin menfaati öyle gerektirdiği için- destek veren bir gazetede çıkan demecine ve Kur'ân'dan Önermeler ismini taşıyan risalesine göre yeni bir İslâm "tasarımı" ortaya atıyor. O kendisinde böyle (Luther veya Mehdi'de olanlara benzer) bir selahiyet ve ehliyet görüyor; "1100 senedir İslâm dünyasında bir fikir düşmanlığı, bir fikir donukluğu var, ben bunu yıkmak istiyorum, Türkiye'de bunu yapacak bir kimse yok, dünyada belki bir-iki kişi var... Buradaki din medresenin din anlayışıdır, İslâm dini değildir, bu ataların dinidir..." diyor.
Böylesine büyük iddialarla ve kısmen iftiralarla ortaya çıkan Atay, dağın fare doğurduğu gibi birşey doğuruyor ve "Tanrısız, peygambersiz, amentüsüz bir İslâm"dan söz ediyor, böyle bir İslâm'ın olabileceğini iddia ediyor; bu iddiasını da Kur'ân'a dayandırıyor. Medrese İslâm'ından onun gibi âlimler sayesinde kurtulmak mümkün olursa Kur'ân İslâm'ına dönüleceğini, Kur'ân'dan da işte böyle bir İslâm'ın çıktığı görüşünü ileri sürüyor. Aslında yalnızca onun tezini ve iddialarını sıralamak tenkit yerine geçer; insanı tahlil, tenkit ve tashih zahmetinden kurtarır, ancak belki kendisini ikna eder ümidiyle birkaç tenkit cümlesine yer vermek de faydadan hâli değildir.
1. Medrese İslâm'ı diye birşey varsa bu, 1100 seneden önceki fikir dünyasına, düşünce adamlarının fikir ve yorumlarına dayanmaktadır. Bu fikir ve yorumların kaynağı da Kur'ân, Sünnet ve bunların ışığında işletilen akıldır. Bu İslâm'a "atalar dini" demek konuyu ve kavramı saptırmaktır, iftiradır. Atalar dininde otorite doğrudan ve bizzat atalardır; taklit fıkhında ve kelamında ise otorite Allah'tır. O'nun beyanıdır; müctehid imamlar bu beyanı anlama ve yorumlamada vasıta olmaktadırlar; onların otoritesi vahye bağlılıklarından, ilimlerinden ve akıllarını tabii sınırı içinde kullanmış olmalarından gelmektedir.
Hiç şüphe yok ki ilk dört asırdan sonra ictihad hareketinde bir zayıflama olmuştur, insanlar doğrudan Kitap ve Sünnet'i kaynak olarak kullanmak yerine -bundan aciz hale geldikleri için- alimler vasıtasıyla ilâhi beyana ulaşmak durumunda kalmışlardır ve bu güzel olmayan zaruri bir durumdur. Ancak "güzel olmamakla beraber caiz görülen" taklit fıkhına ve taklide dayalı din anlayış ve hayatına (mesela dört mezheb imamını taklide, dini, İmam Eş'arî ve Mâtürîdî'nin anladığı gibi anlamaya, bu anlayış çerçevesinde inanmaya) "atalar dini" denilemez.
2. 1100 seneden beri İslâm dünyasında fikir düşmanlığı ve durgunluğu olduğu tesbiti isabetli değildir. Genel olarak "düşmanlık"tan söz edilemez, durgunluk ise yokluk manasında değil, yoğunluğun, yaygınlığın azalması manasında doğrudur. Gazzali, İbn Rüşd, Râzî, İbn Teymiyye, Molla Sadra, Şah Veliyyullah, Mevlânâ, İbn Arabî gibi niceleri bu 1100 sene içinde yetişmiş ve yaşamış ilim, irfan ve düşünce adamlarıdır. Bu dönemde fikir düşmanlığı ve durgunluğunu Batı'da aramak daha isabetli olur; Batı'yı da bu durgunluktan kurtaran -önemli bir kısmı o 1100 sene içinde yaşamış bulunan- İslâm düşünürleridir.
Ayrıca Türkiye'de, Cumhuriyetten sonra din, kamu alanının dışına çekilmiş, Batılılaşma hedef olarak seçilmiş, tekkeler ve medreseler kapatılmış, okullar açılmış ve Atay'ın ileri, çağdaş dediği ülkelerin eğitim sistemleri ve programları taklit edilmiştir. Bugün Türkiye'nin içinde bulunduğu geri durumdan hangi İslâm olursa olsun "İslâm"ı sorumlu tutmak insafsızlıktır. Türkiye'nin gelişmesi için Kur'ân İslâm'ına dönülmesi isteniyorsa bu, sap ile samanı birbirine karıştırmadan, hırsızı bırakıp bekçiyi döğmeden açıklıkla ve uygun bir üslup (tabii düzgün bir Türkçe) ile ifade edilmelidir.
3. Atay'ın beğenmediği medrese İslâm'ı, kendi İslâm'ına nisbetle Kur'ân'a daha uygundur. Çünkü Atay'ın İslâm'ında 107 sorunun yarısına "evet" cevabı veren kimse bile "ortada kalmış" bir müslümandır. "Evet" demediği kısımda her müslümanın bildiği âmentü esasları da olabilir; yani Allah'a, peygambere, ahirete, Kur'ân'a inanmayan bir kimse de Atay'a göre (yüzde yetmiş beşi doldurarak) orta bir müslüman olabilir. Halbuki Kur'ân-ı Kerim'de "iman etmeyen, şirke düşen, sahih bir Allah inancı olmayan kimselerin bütün amellerinin (Atay'ın sıraladığı ibadetlerinin, davranışlarının, iyiliklerinin) boşa gideceği, dünya ve ahirette hiçbir değerinin olmayacağı" birçok yerde (âyette) ifade buyurulmuştur (ha-ba-ta maddesinden türemiş kelimelerin geçtiği âyetlere bak). İşte medrese İslâm'ı bu âyetlerden yola çıkarak "amelin imandan bir parça olmadığını, ancak imansız amelin de -kişinin ebedi mutluluğunu sağlamak bakımından- bir faydası bulunmadığını" doğru olarak tesbit etmiştir. İslâm iman, amel ve ahlaktan oluşur; amelsiz ve ahlaksız İslâm olur, "fâsık mümin" denilen müslümanlar hep bulunmuştur ve bulunur, ancak böyle bir İslâm eksik olur, faydasının çok azı gerçekleşir; imansız amel ve ahlakın ise dünyada, geçici faydaları olabilir ise de ebedî hayatta faydası olmaz, bu amelin ve ahlakın sahibine "mümin ve müslüman" denilemez, ancak "ahlaklı, faziletli dinsiz insan" denilebilir.
3. Atay'ın üzerinde ısrar ettiği bir metodolojik hatası vardır; "aklı vahyin önüne geçirmek, akla mutlak otorite selahiyeti tanımak." Bazı İslâm filozoflarının ve genellikle rasyonalistlerin düşüncelerinin bir taklidi, kötü bir kopyası olan bu yöntem Kur'ân'a aykırıdır. Çünkü Kur'ân'a göre akıl önemlidir, fakat selahiyeti sınırlıdır, birçok konuda vahyin yardımına ihtiyacı vardır, vahiy karşısında istiklalini ilan etmesi sapmasının ilk adımıdır (Alak: 96/6), aklın iblisleşmesidir ve çünkü insanın hakkında hayırlı olanı bile kendisi değil, Allah bilmektedir (Bakara: 2/216; En'âm: 6/91).


 


Buradaki iki mavi çizgi arası içerik site editörünce konulmuştur ve rastgele çıkmaktadır. İçeriğini onayladığımız anlamına gelmez, dikkatli davranın.

 
Bu Kitapta: Önceki Makale | Sonraki Makale | İçindekiler |

Ana Sayfa | Hakkında | Makaleler | Kitaplar | Soru Konuları | Soru Listesi | Konuşmalar | Şiirler | Besteler | İndeks | Rastgele Oku | Yeniler | Geri Git | İleri Git



   


BULUNDUĞUNUZ SAYFAYI AŞAĞIDAKİ ARAÇLARLA KULLANABİLİRSİNİZ: