HayrettinKaraman.net
Mobil - Metin Versiyonu

[Facebook] - [Twitter] - [YouTube] - [instagram]

Ana Sayfa | Hakkında | Makaleler | Kitaplar | Soru Konuları | Soru Listesi | Konuşmalar | Şiirler | Besteler | İndeks | Rastgele Oku | Yeniler | Geri Git | İleri Git

Bu Kitapta: Önceki Makale | Sonraki Makale | İçindekiler |


ANLATMAK MI, ALDATMAK MI?
Ya mevkileri veya titrleri itibariyle önemli sayılan bir kısım medyatik şahıslar ikide bir halkın karşısına çıkarak "sekiz yıllık kesintisiz eğitim yasasını meclisten geçirmek suretiyle size iyiliklerin en büyüğünü yaptık, bunun -din eğitimi dahil- hiçbir şeye zararı yok, hiçbir hakkı elinizden almış değiliz, ama siz bir türlü anlamıyorsunuz, yahut da biz bu büyük iyiliği size bir türlü anlatamıyoruz" diyorlar. Biz de diyoruz ki, siz yapıp ettiklerinizi iyi anlatıyorsunuz anlatmasına da yalnız halkı aldatamıyorsunuz, karaya ak dedirtemiyorsunuz, iktidar hırsıyla işlediğiniz cinayetlerin hesabını verememe, ağır faturasını ödeme sıkıntılarını yaşıyorsunuz. Siz söylemeseniz de bizim anladıklarımıza gelince:
1. Yangından mal kaçırır gibi sekiz yıllık zorunlu eğitimi kanunlaştırıp yürürlüğe koydunuz; yaptığınız kağıt üzerinde ve propaganda sözlerinde kalmaya mahkûmdur. Çünkü şartlar ve altyapı hazır değildir, binlerce problem vardır, pekâla tedricen yürürlüğe koyabilirdiniz, şartlara göre hareket edebilirdiniz. Sekiz yıllık zorunlu eğitimi İmam-hatip dostlarının istemediğini ima ederek iftira ediyorsunuz. Biz bunu sizden daha fazla istiyoruz; yalnız siyasî ve ideolojik amaçlarla değil, ülke insanının bilgi, eğitim ve kültür seviyesini yükseltmek amacıyla istiyoruz. Sizler bu kafayı değiştirmedikçe zorunlu eğitimi 18 yıla çıkarsanız bile yine de okumuş cahiller, kalitesiz diplomalılar yetiştirmekten kurtulamazsınız. Nitekim hâlihazırda resmî okullardan okumuş cahiller ordusu çıktığı içindir ki, halk özel okullara akın ediyor.
2. İmam-hatiplerin orta kısımlarını kapatmak ve örgün din eğitimini engellemek, irtica paranoyasına yakalanmış bazı çevrelerin müsekkin hapı haline geldiği için -ilim aksini söylediği, aksi doğru olduğu, milyonlarca insan kesintili istediği halde- zorunlu eğitimi kesintisiz (aynı binada, aynı yönetim ve program içinde) planladınız.
3. Okul çağındaki çocukların ve gençlerin eğitim ve öğretim yerleri okullardır; başka hiçbir yer ve kurum okulların yerini tutmaz, okulların yerine konamaz. Doğrusu bu olduğu halde din eğitimi ve öğretimini (İslâm gibi belli bir dinin isteğe bağlı eğitim ve öğretimini) okul dışına (Diyanetin, belli bir yaşa gelmiş çocuklara yapacağı yaz kurslarına, gece kurslarına vb.) atmaya teşebbüs ettiniz, bu da Meclis'ten geçmedi, aldatmaca teşebbüsünüz önlendi, Diyanete verdiğiniz görev zaten yapılmakta idi, onu da biraz daha daralttınız.
4. İmam-hatiplerin orta kısmını kapattığınızı nihayet itirafa mecbur oldunuz; ancak lise kısmının önüne koyduğunuz bir yıllık hazırlık sınıfını öne sürerek bunun da İmam-hatiplere bir iyilik olduğunu, üç yılda alacaklarından daha fazla Kur'ân ve Arapça dersi alacaklarını iddia ettiniz. Şimdi buradaki yanlışları ortaya koyalım:
a) İmam-hatip Liseleri hem mesleğe, hem de -puanını tutturabildiği her nevi- yüksek öğretime öğrenci hazırlayan ortaöğretim kurumlarıdır ve bizce bu vasfı, bu özelliği eşiktir, vazgeçilemez bir şarttır. İmam-hatip liseleri bu işlevlerini ancak dört yıllık bir program içinde gerçekleştirebiliyorlar. Buna bir de hazırlık eklediğiniz zaman lise beş yıl olur. Şurada üç yıllık liseler dururken hangi genç beş yıllık liseye gider!?
b) "Liseyi üç yıla indiririz" derseniz ya meslek derslerini, yahut da diğer dersleri (yüksek öğrenime hazırlayan dersleri) azaltacaksınız demektir. Bu takdirde İmam-hatiplerimize iki kötülükten birini yapmış olmaz mısınız? Yoksa zaten maksadınız bu mu?
c) Kırk kere yazıldı, söylendi; İmam-hatip okulları, çocuklarına hem ortaöğretim, hem de din eğitimi verdirmek isteyen velilerin seçtikleri bir öğretim kurumu idi. Bu veliler din eğitimini çocuklarına onbeş yaşlarından sonra değil -çünkü vakti geçer, gecikir, daha öncesinde ihtiyaç vardır- en azından oniki yaşlarından itibaren verdirmek istiyorlardı. Siz sekiz yıllık kesintisiz ile bu imkânı ortadan kaldırdınız. Hazırlık sınıfınız da buna asla cevap vermez, zaten bu sınıfın öyle bir iddiası da yoktur. Mecburi olan "Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi" dersi ise adından da belli olduğu üzere belli bir dinin eğitim ve öğretimine yönelik değildir.
Şimdi söyleyin bakalım: Anlamamış mıyız, aldanmamış mıyız ?
Hadi şahsî menfaatlerini hükümeti düşürmekte görenler yeni iktidardan alacaklarını aldıkları için diyet borcu olarak bunları yazıyor ve söylüyorlar, iyi niyetli ve memleketsever bildiğimiz bazı kimseler neden onlara çanak tutuyorlar? Cehennemde iyi niyetli ahmakların büyücek bir koğuşları bulunduğu için mi?


 


Buradaki iki mavi çizgi arası içerik site editörünce konulmuştur ve rastgele çıkmaktadır. İçeriğini onayladığımız anlamına gelmez, dikkatli davranın.

 
Bu Kitapta: Önceki Makale | Sonraki Makale | İçindekiler |

Ana Sayfa | Hakkında | Makaleler | Kitaplar | Soru Konuları | Soru Listesi | Konuşmalar | Şiirler | Besteler | İndeks | Rastgele Oku | Yeniler | Geri Git | İleri Git



   


BULUNDUĞUNUZ SAYFAYI AŞAĞIDAKİ ARAÇLARLA KULLANABİLİRSİNİZ: