HayrettinKaraman.net
Mobil - Metin Versiyonu

[Facebook] - [Twitter] - [YouTube] - [instagram]

Ana Sayfa | Hakkında | Makaleler | Kitaplar | Soru Konuları | Soru Listesi | Konuşmalar | Şiirler | Besteler | İndeks | Rastgele Oku | Yeniler | Geri Git | İleri Git

Bu Kitapta: Önceki Makale | Sonraki Makale | İçindekiler |


Bayram
Hz. Peygamber (s.a.) Medine'ye hicret buyurunca burada yerleşmiş topluluğun yılda iki bayramları olduğunu öğrendi, sonra "Allah size (müslümanlara) onlardan daha hayırlı iki bayram lütfetti" diyerek Ramazan ve Kurban bayramlarını ilan etti. Böylece mezkûr iki bayram, müslümanların şiarları; sancak, bayrak, ezan, cuma gibi belirleyici, tanıtıcı alametleri arasına girdi. Diğer sembollerin, şiarların içine nasıl güzellikler, iyilikler yerleştirilmiş ise bayramlarımızın da içine böyle güzel davranışlar, ibadetler, yardımlaşmalar, sıla-i rahimler yerleştirilmiş, böylece bayramlar dini, sosyal, ekonomik, ahlâkî fonksiyonlar yüklenmiştir. Aşkın boyutundan günlük hayatımıza ve maddi menfaatimize kadar uzanan bayram bereketi karşısında bizim tavrımız ne oluyor, geçmişlerimiz ne yaparlardı, biz ne yapıyoruz? Bu yazıda kısaca işte bu konuya temas etmek istiyoruz.
Bayramı, yukarıda özetlenen maddi ve manevi mahiyeti, bereketi, rahmeti içinde idrak eden, böyle algılayan ecdadımız, günlerce evvelinden bayram hazırlığına girişirlerdi. Herkes kendi imkanına göre gerekli hazırlıkları yaptıktan sonra bayram gününü bekler, ilk günün gecesinden itibaren bayramın rahmet ve neş'esine girerdi. O rahmet kanatları ile günlük, adi, bencil hayatından ayrılarak yükselir, Tek Bir Allah'ın Son Peygamberi'nin tek bir bütün olan ümmetinin katına ulaşır, damlanın deryasına kavuşması gibi bir vuslet neş'esi yaşardı. Çocuk, genç, yaşlı, hasta, sağlıklı, fakir, zengin herkes bu neş'eden bir nasip alırdı.
Çocukluk ve ilk gençliğimizde böyle idrak edilen, böyle yaşanan bayramlar son yıllarda değişti; şüphesiz bayramlar değil, çağdaşlaşan müslümanlar değişti. Bizde çağdaşlaşma Batı örneğinde gerçekleştiği için maddi ve ferdî fayda ön plana çıktı, diğeri ve başkasıyla ilişkiler soğudu, faydacılık, hazcılık ve özgürlük sevdası insanımızı yalnızlaştırdı, yabancılaştırdı. Bu değişimden her şeyimiz gibi bayramlarımız da etkilendi. Şimdilerde bayram hazırlığı "bir kaçış" hazırlığı oldu; çaresizler ve imkansızlar dışında herkes bayram günlerini, yakınlarından uzak bir köşede geçirmenin yol ve çarelerini arar, bulur hale geldi. Ne ziyafet, ne ziyaret, ne sıla-i rahim, ne yardımlaşma, hatta ne de ibadet... Bunlar olmayınca da bayram olamıyacağı için bayramlarımız gitti, onların yerine tatiller geldi.
Biz ezanımız, cumamız, bayramımız, selamımız, kelime-i tevhid, hamd ve şükürlerimizle müslümanız. Bunlar hayatımızdan gittikçe kabuğumuz değişir, kabuğumuz değiştikçe içimiz de değişerek başkalaşırız. Başkaları terkediyor, değiştiriyor, uzaklaşıyor diye aynısını yapmak şuurlu müslümanlara yakışmaz; onlar iman ve ibadetleri kadar şiarları konusunda da hassas olmak durumundadırlar. Gelin selamlaşalım, ziyaretleşelim, cemaate devam edelim, besmeleyi, kelime-i tevhid, hamd ve şükrü dilimizden düşürmeyelim, bayramlarda eş, dost, tanıdık ve bildiklerle olalım; bayramlaşalım, sevgi, rahmet ve nimeti paylaşalım; evet bunları yapalım ki müslümanlığımız zayi olmasın, bize yüklenen emaneti bizden sonraki nesillere olduğu gibi teslim edebilelim.


 


Buradaki iki mavi çizgi arası içerik site editörünce konulmuştur ve rastgele çıkmaktadır. İçeriğini onayladığımız anlamına gelmez, dikkatli davranın.

 
Bu Kitapta: Önceki Makale | Sonraki Makale | İçindekiler |

Ana Sayfa | Hakkında | Makaleler | Kitaplar | Soru Konuları | Soru Listesi | Konuşmalar | Şiirler | Besteler | İndeks | Rastgele Oku | Yeniler | Geri Git | İleri Git



   


BULUNDUĞUNUZ SAYFAYI AŞAĞIDAKİ ARAÇLARLA KULLANABİLİRSİNİZ: