HayrettinKaraman.net
Mobil - Metin Versiyonu

[Facebook] - [Twitter] - [YouTube] - [instagram]

Ana Sayfa | Hakkında | Makaleler | Kitaplar | Soru Konuları | Soru Listesi | Konuşmalar | Şiirler | Besteler | İndeks | Rastgele Oku | Yeniler | Geri Git | İleri Git

Bu Kitapta: Önceki Başlık | Sonraki Başlık | İçindekiler | Kelime İndeksi |


İbadette baskı

4. İnsanları Kurban Kampanyası çalışmaları esnasında, "1 yetmez 2 ver, o da olmaz 5 ver ve hatta 5 tane de bul" gibi biraz da psikolojik yönlendirmeyle baskı altına almayı nasıl izah edersiniz?

Cevap:

Böyle bir davranışı doğru bulmam. İbadette niyet, gönül rızası, yapılanın içten gelmesi, Allah rızasından başka hiçbir şeyin (hatır gönül, baskı vb. de dahil) araya girmemesi gerekir. Kurbanı kimlerin ne kadar kesecekleri bellidir, daha fazlasını istemek hele de bunun için baskı yapmak yakışık almaz ve doğru olmaz. Kurban dışındaki yardım taleplerinde de insanları sıkıştırmamak, manevi baskı altına almamak gerekir. Hayır ve yardım toplamak, teşvik etmek başkadır (makbuldür), insanları istemedikleri bir şeyi zorla yapma durumunda bırakmak başkadır (makbul değildir).



5. Maddi cihadın açıktan da yapılabileceği ama bizim için en güzelinin gizlisi olduğu bildirilmiştir. Bir mecliste aleni olarak yardım amaçlı para toplamak ve bu yardımda daha çok para toplamak için insanlara tıpkı kurban toplanırken yapılan psikolojik yönlendirme ve baskı uygulamak ne derece doğrudur?

Cevap:

Maddi cihad derken usulüne uygun meşru savaşı değil, islamî hizmetler (İslam'ın korunması ve yayılması) için yapılan maddi yardımı kastettiğiniz anlaşılıyor. Farz olduğu zaman bu çeşit yardımların açıktan yapılması, başkalarını da teşvik edecekse, iyi örnek olacaksa gerekli veya uygun olur. Eğer bunu yapan şahıs riyaya kapılmaktan, ibadetinin boşa gitmesinden korkarsa yardımını gizli yapar.
Hangi çeşit ibadet olursa olsun yalnızca Allah'a yapılır ve sadece Allah'ın rızası hedeflenir. Eğer ibadetin bu özelliği zedelenirse "ihlas" zedelenmiş ve gizli şirk denilen sakınca gerçekleşmiş olur. Bir kimseyi uyarmak, cihadın fazileti ve önemi hakkında bilgilendirmek, uygun yollardan teşvik etmek caiz, hatta bazan gerekli olabilir, ama zorlamak, manevi baskı yapmak, emr-i vakiler uygulamak doğru değildir; çünkü bu durumda yapılan yardım ibadet olmaktan çıkabilir.



6. Vaktiyle size sorulan "Müslümanın domuz ve içki servisi yapılan lokantalarda çalışması" hakkındaki soruya cevap verilirken siz tabi olarak soruya göre cevap vermissiniz. Fakat size verilen bilgilerin çoğu yanlıştır. Çünkü Avrupa´daki ülkelerin tamamına yakınında insanların işsiz kaldıkları zaman alabilecekleri geçinme maaşı vardır. Türkiye´den akrabalarını getirenler eğer kanuni yoldan getirdi iseler, gelen kişi bir iş sahibi olana kadar zaten işsizlik maaşı alabilmektedir. Yok kanunsuz yoldan getirildi ise, daha işin başından yanlış ve kanunsuzluk başlamış demektir. Yani amaç zengin olmaktır. Zengin olabilmek için (geçim sıkıntısı ve dolayısıyla zaruret yok iken) bir takım haramlar zaruretler dolayısıyla işlenebilir denemez. Şimdi ben izninizle o soruyu aslında olması gerektiği gibi soruyorum: Ben kendim 2 defa iflas ettiğim halde, hiç kimse (haciz memuru) evimden bir çift ayakkabı bile almaya gelmedi. Devlet bana işsizlik sigortasından maaş verdi, ev kirama yardım etti. İmdi ben yaptığım ticaretten zarar ettim ve bir sürü borca girdim diye, (asla karnım aç kalmazken, ev kiram ödenirken) nasıl olur da domuz eti, içki ve kumar makinesi gibi 3 büyük günahın bir arada bulunduğu (birçok pizza dükkanı böyledir) bir işyerinde çalışabilirim?

Cevap:

Evet doğru söylüyorsunuz, verilen cevapları soru yönlendirir; eskiler "fetva istiftaya tabidir" derler. Ama cevaplarımda genellikle "hangi hükmün, çözümün, cevabın, fetvanın hangi duruma, şartlara ve bilgilere dayalı olduğunu yazarım; bu sayede okuyanlar fetvanın nerede ve nasıl uygulanacağını da anlamış olurlar.
İslam ülkesi olmayan ve kendilerine savaş ilan edilmemiş bulunan bir ülkeye girmek ancak o ülke yetkililerinin izin (mesela vize) vermeleri ile caiz olur. İzin almak için hile yapmak caiz olmadığı gibi o ülkeye girdikten sonra ülkenin ve vatandaşlarının aleyhinde olacak bir davranışta bulunmak, verilen sözlere, yapılan anlaşma ve sözleşmelere aykırı davranmak da caiz değildir.
Bir insanın dini ne olursa olsun yaşama hakkı vardır. Bu hakkın kullanılması, yaşamak için gerekli olan şartların temini ile olur. Kişi bunu kendi imkanı ile temin edemiyorsa vazife yakınlarına ve en sonunda devlete düşer. Eğer yaşamak için gerekli olan asgari şartlar sağlanmış olursa, "yeme, içme, giyinme, barınma, tedavi" gibi alanlarda zaruret de ortadan kalkmış olacağı için, normal hallerde müslümanın yapması caiz olmayan şeyleri "zarurete dayanarak" yapmak caiz olmaz. Mesela işsizlik maaşı alıp geçinebilen kimse, "aç ve işsiz kalmış gibi içki, kumar, domuz servisi yapılan yerlerde çalışamaz.



7. Bir de Ehl-i kitab diye isimlendirilen bu ülkelerde insanların çok büyük bir kısmı Allah'a inanmamaktadırlar. Hatta özellikle gençler arasında yaygın ve hakim durum herhangi bir dine inanmanın bir kompleks olduğu şeklindedir. Bu durumda bu insanların çok büyük bir kısmı hiçbir şeye inanmadıklarını açıkça söylerken, bizler nasıl olur da (mesela Allah'a inanıp inanmadığını bilmediğimiz) bir gayr-i müslimin iş yerinden et alabiliriz?

Cevap:

Bir ülkede yaşayanların yarıdan fazlası müşrik veya Tanrıya inanmaz ise, bir müslüman veya Ehl-i kitap tarafından kesildiği bilinmeyen eti -zaruret bulunmadıkça- yememek gerekir. Halkın yarıdan fazlası Ehl-i kitap veya müslüman ise bu takdirde et alıp yemek caiz olur.
Satıcının müşrik olması önemli değildir, hayvanı kesenin inançlı olması, caiz olmak için yeterlidir. Bu cevapta, çoğunluğun inançlı olması, kesenin de inançlı olduğuna hükmetmek için yeterli görülmüştür; çünkü fıkıhta çoğunluk "tamamı" gibi kabul edilir.



Buradaki iki mavi çizgi arası içerik site editörünce konulmuştur ve rastgele çıkmaktadır. İçeriğini onayladığımız anlamına gelmez, dikkatli davranın.

 
Bu Kitapta: Önceki Başlık | Sonraki Başlık | İçindekiler | Kelime İndeksi |

Ana Sayfa | Hakkında | Makaleler | Kitaplar | Soru Konuları | Soru Listesi | Konuşmalar | Şiirler | Besteler | İndeks | Rastgele Oku | Yeniler | Geri Git | İleri Git



   


BULUNDUĞUNUZ SAYFAYI AŞAĞIDAKİ ARAÇLARLA KULLANABİLİRSİNİZ: