HayrettinKaraman.net
Mobil - Metin Versiyonu

[Facebook] - [Twitter] - [YouTube] - [instagram]

Ana Sayfa | Hakkında | Makaleler | Kitaplar | Soru Konuları | Soru Listesi | Konuşmalar | Şiirler | Besteler | İndeks | Rastgele Oku | Yeniler | Geri Git | İleri Git

Önceki Makale | Sonraki Makale | Makale Listesi |


İthamlar ve gerçekler (1)

Yıllardır yazılarımı okuyan, konuşmalarımı dinleyen insanlar, hakkımda yapılan dedikodular, iftiralar ve ithamlar yüzünden sıkıntıya düşüyor, işin gerçeğini bilmek istiyorlar. Sırf onların hatırı için bir dizi yazıda ithamları sıralayacak ve işin doğrusunu yazacağım. Yakın zamanda bir okuyucum üşenmemiş, ithamları kaynaklarından derlemiş ve bana göndermişti. Yazılarda okuyucumun mektubundan hareket edeceğim.

Bir mektup:
« Saygıdeğer hocam, ne yazık ki, bu işi kendine meslek edinmiş bazı zavallılar sizin adınıza bir kısım ifadeleri toplayarak ve bazılarını da çarpıtarak ve saptırarak internette yayınlıyorlar. Bu yazıları da olabildiğince yaymaya ve hakkınızda olumsuz düşüncelerin oluşmasına çalışıyorlar.
İlgili yazıyı aşağıya aynen alıyorum. Bu yazıdaki konulara kısaca temas ederek cevap verebilirsen memnun olurum.
Hakkınızı helal edin, sizi bu tür konularla rahatsız etmek istemezdim. Ancak def-i şer de bir hizmettir diye düşündüm.
Selam ve hürmetlerimle.. »

Cevaplar:
Önce şunu bildirmem gerekiyor: Aşağıdaki ithamların çoğu “Polemik Değil Diyalog” isimli bir kitaptan alınmış. Bu kitap benim kalemimden çıkmış bir kitap değildir. O kitapta birçok kişinin yazıları var. Bana ait olan kısım ise bir konuşmamın başkası tarafından çözülerek yazıya aktarılmasından oluşmuştur ve tabii eksikler, yanlış anlamaya müsait tertipler (sıralamalar) vardır. Buna rağmen o kitabı benim, piyasadan toplattığımı iddia eden yalancı, daha başka yalan ve iftiralarıyla da günah işlemiş ve fasık olmuştur. Onu tevbeye ve benden helallik dilemeye davet ediyorum.
İtham konusu meselelere gelince bu konuda geniş bilgi ve gerekli gördüğüm tekzipler ve düzeltmeler için “Diyalog ve Kurtuluş Tartışmaları” isimli kitabıma bakmak gerekir. Bu kitap benim kalemimden çıkmıştır ve ben ona sahip çıkıyorum, ama kötü niyetli müfteriler bunu değil, sahip çıkmadığım bir kitabı kaynak olarak kullanmakta ısrar ediyorlar. Bu kitabın yeni baskısı yakın bir tarihte İZ Yayıncılık'tan çıkacaktır.

İtham:
« Hayrettin Karaman, 19 Ekim 2007’de kaleme aldığı yazısında bir vatandaşın, “Yaşam söz konusuysa ilaç çalınabilir mi?” sorusuna, maddi durumun yeterli olmaması durumunda hırsızlığın, hukuki ve ahlaki bir sorun oluşturmayacağı cevabını vermişti. Karaman, bir başka soru üzerine zaruret halinde kitap çalınabileceğine dair de fetva veriyor. Karaman’ın fetvalarını sorduğumuz Diyanet İşleri Başkanlığı ise, mazereti ne olursa olsun hırsızlığın caiz olmadığını açıklamıştı. »

Cevap:
Kitap çalmanın zaruret olma ihtimali yok denecek kadar nadirdir.
İlaç ve gıda çalmaya gelince; eğer bunlar çalınmadığında hayatı korumak mümkün olmuyorsa (ölüm veya sakat kalma tehlikesi varsa) zorunlu ihtiyaç giderilecek kadar ilaç ve gıda gasp edilebilir ve çalınabilir. Gasp eden veya çalan, imkanı varsa bedelini öder.

İtham:
“Ben Muaviye’yi sevmem, ama ona sövmem”. “Bir gönülde Ehl-i Beyt sevgisi ile Muaviye ve Yezid sevgisi bir araya gelemez”. (Hayrettin Karaman, Yeni Şafak gazetesi, 20/ 01/ 2011 tarihli yazı.)

Cevap:
Evet ben böyle dedim ve diyorum.
Bu sözümün arkasındayım ve bunda bir hata görmüyorum.

İtham:
“Kur’an peygambere iman edin demiyor” (Hayrettin Karaman polemik değil diyalog sayfa 37)
“Müslümanlığı Peygamberimiz'e tahsis edemeyiz” (Hayrettin Karaman polemik değil diyalog sayfa 40)
“Bütün insanların Müslüman olması Kur’anın, dinin hedefi değildir” (Hayrettin Karaman polemik değil diyalog sayfa 41)

Cevap:
Yukarıda yazdığım gibi adı anılan kitap benim kalemimden çıkmış değildir. O kitapta birçok kişinin yazıları var. Kitapta tabii eksikler, yanlış anlamaya müsait tertipler (sıralamalar) var.
İtham konusu meseleye gelince bu konuda geniş bilgi için “Diyalog ve Kurtuluş Tartışmaları” isimli kitabıma bakmak gerekir.
Yukarıdaki cümleler benim görüşüm olmayıp, Bakara suresinin 62. Ayeti ile ilgili ve başkalarına ait bir yorumun naklidir.
Bana göre:
a) Bütün peygamberlere ve son Peygamber Muhammed Mustafa (s.a.)'ya iman etmeyen mümin ve Müslüman olmaz.
b) İslam ismi hem bütün peygamberlerin ve özellikle İbrahim (a.s.)'in dininin adıdır (Ali İmran: 3/67), hem de Son Peygamber'in dininin adıdır.
c) Evet, İslam bütün insanlar için gönderilmiştir ama hedefi fiilen bütün insanların Müslüman olması değildir; Allah bunu bilmekte ve Kitabında da söylemektedir. Bu sebeple davete rağmen Müslüman olmayan insanlara hayat hakkı tanınmış ve onlarla ilgili hükümler konmuştur.

(Devam edeceğim)

01.01.2015



Buradaki iki mavi çizgi arası içerik site editörünce konulmuştur ve rastgele çıkmaktadır. İçeriğini onayladığımız anlamına gelmez, dikkatli davranın.

 
Önceki Makale | Sonraki Makale | Makale Listesi |

Ana Sayfa | Hakkında | Makaleler | Kitaplar | Soru Konuları | Soru Listesi | Konuşmalar | Şiirler | Besteler | İndeks | Rastgele Oku | Yeniler | Geri Git | İleri Git



   


BULUNDUĞUNUZ SAYFAYI AŞAĞIDAKİ ARAÇLARLA KULLANABİLİRSİNİZ: