HayrettinKaraman.net
Mobil - Metin Versiyonu

[Facebook] - [Twitter] - [YouTube] - [instagram]

Ana Sayfa | Hakkında | Makaleler | Kitaplar | Soru Konuları | Soru Listesi | Konuşmalar | Şiirler | Besteler | İndeks | Rastgele Oku | Yeniler | Geri Git | İleri Git

Önceki Makale | Sonraki Makale | Makale Listesi |


Akif ve taklit

Akif merhum hem fıkıh usulünde açıklanan ve “yanılması mümkün olan bir alimin fetvasına, deliline bakmadan, mutlak ve tek hakikatmiş gibi uymak manasına gelen” taklide karşıdır hem de "sosyal ve kültürel hayatta bir milletin, kendini inkar ederek, kendi olmaktan çıkarak bir başka millete uyması” anlamındaki taklide karşıdır. Bu sebepledir ki, onun “asrın idrakine söyletme” ifadesini, “başka bir kültürü, medeniyeti, hayat tarzını taklit etme, İslam’ı da ona uydurma” manasına çekmek doğru değildir.

Bundan önceki yazıda birinci manadaki taklitle ilgili beyitlerini okumuştuk. İkinci manadaki taklit için de şöyle der:

« Şark'ı baştanbaşa yıllarca dolaştım, gezdim;
Hem de oldukça görürdüm... Kafa gezdirmezdim!
Bu Arabmış, bu Acemmiş, bu Tatarmış, demedim.
Müslüman unsurunun hepsini gördüm kendim.
Küçük âdemlerinin rûhunu tedkîk ettim.
Büyük âdemlerinin fıkrini ta’mîk ettim.
İstedim sonra, neden böyle Japonlar yüksek?
Nedir esbâb-ı terakkîsi? Yakından görmek.
Bu uzun boylu mesâî, bu uzun boylu sefer,
Bir kanâat verecekmiş bana dünyâda meğer.
O kanâat da şudur: Sırr-ı terakkînizi siz,
Başka yerlerde taharîye heveslenmeyiniz.
Onu kendinde bulur yükselecek bir millet;
Çünkü her noktada taklîd ile sökmez hareket.
Alınız ilmini Garb’ın, alınız san’atini;
Veriniz hem de mesâînize son sür’atini.
Çünkü kabil değil artık yaşamak bunlarsız;
Çünkü milliyyeti yok san’atın, ilmin; yalnız,
İyi hâtırda tutun ettiğim ihtârı demin:
Bütün edvâr-ı terakkîyi yarıp geçmek için,
Kendi “mâhiyyet-i rûhiyye”niz olsun kılavuz.
Çünkü beyhûdedir ümmîd-i selâmet onsuz.
Sonra, dikkatlere şâyân olacak bir şey var:
İnkişâfâtını bir milletin erbâb-ı nazar,
Kocaman bir ağacın tıpkı çiçeklenmesine,
Benzetirler ki, hakîkat, ne büyük söz bilene!
Bu muazzam ağacın gövdesi baştan aşağı;
Sayısız kökleri, tekmil dalı, tekmil budağı;
Milletin sîne-i mâzîsine merbut, oradan
Uzanıp gelmededir... Öyle yaratmış Yaradan.
Bir cemâat ki: Nihâyet ona gelmez de iyi,
Ağacın hey’et-i mecmûası, yâhud çiçeği,
Ta gider, sîne-i milletten urup hâke serer;
Milletin kendi olur işte o baltayla heder!
İnkişâf etmesi âtîde de pek zordur onun:
Çünkü meydanda kalan kütle yığınlarca odun!
Hastalanmışsa ağaç, gösteriniz bir bilene;
Bir de en çok köke baksın o bakan kimse yine.
Aşılarken de vurun kendine kendinden aşı.
Şâyed isterseniz ağacın donanıp üstü, başı,
Benzesin tâze çiçeklerle bezenmiş geline;
Geçmesin, dikkat edin, balta çocuklar eline!
İşte dert, işte devâ, bende ne var? Bir tebliğ...
Size âid sizi tahlîs edecek sa’y-i beliğ »

Akif merhum bilim ve teknolojide bir zamanlar elde ettiğimiz seviyeyi kaybettiğimiz için Batı’dan istifade etmenin kaçınılmaz hale geldiğini tespit ediyor, ancak bu konuda da taklidi değil, bir manada içtihadı teklif ediyor; çünkü “mahiyyet-i ruhiyyemiz”in bize kılavuz olmasını istiyor. Mahiyyet-i ruhiyyemiz, Müslümanlığımızdır, dinimizin ilham ettiği ve özümsediğimiz kültür ve medeniyet değerlerimizdir; işte bunlar bir topluma rehberlik ettiği sürece o toplumun, iktibas ettiği müspet bilim ve teknoloji sebebiyle öz benliğini ve değerlerini kaybetme tehlikesi söz konusu olamaz.

26.12.2014



Buradaki iki mavi çizgi arası içerik site editörünce konulmuştur ve rastgele çıkmaktadır. İçeriğini onayladığımız anlamına gelmez, dikkatli davranın.

 
Önceki Makale | Sonraki Makale | Makale Listesi |

Ana Sayfa | Hakkında | Makaleler | Kitaplar | Soru Konuları | Soru Listesi | Konuşmalar | Şiirler | Besteler | İndeks | Rastgele Oku | Yeniler | Geri Git | İleri Git



   


BULUNDUĞUNUZ SAYFAYI AŞAĞIDAKİ ARAÇLARLA KULLANABİLİRSİNİZ: