HayrettinKaraman.net
Mobil - Metin Versiyonu

[Facebook] - [Twitter] - [YouTube] - [instagram]

Ana Sayfa | Hakkında | Makaleler | Kitaplar | Soru Konuları | Soru Listesi | Konuşmalar | Şiirler | Besteler | İndeks | Rastgele Oku | Yeniler | Geri Git | İleri Git

Önceki Makale | Sonraki Makale | Makale Listesi |


Biri saptırıyor diğeri tahammülsüz

Batı usulü demokrasi, laiklik ve çoğulculuğun İslam ile bağdaşıp bağdaşmadığı konusunda bilgimi ve düşüncemi yansıtan birkaç yazı yayınlamıştım.

Müspet olmayan tepkilerden ikisini örnek olarak alıp tahlil edeceğim.

Bir bay yazar benim, iktidarın akıl hocası ve fetvacısı olduğumu kaydettikten sonra mealen "Madem ki İslam demokrasi, laiklik ve çoğulculukla bağdaşmıyor AB o kadar akılsız mı ki, sizi içine alsın da başına bela etsin" diyor.

Bir bayan yazar da yazdıklarımdan alıntılar yaptıktan sonra benim için şu bedduada bulunuyor "Allah onun elini ve dilini bizden uzak kılsın!".

Bir İslam Hukuku hocası, İslam'ın nasıl bir siyasi sisteme kaynaklık edebileceği, Batı'dan aktarılan bazı sistemlerin İslam'a uygun düşüp düşmeyeceği konusunda bildiğini ve düşündüğünü yazıyor; hepsi bu kadar. Bu düşünceyi paylaşan veya karşı çıkan nice yazılar yayınlanmıştır. Bunların içinden birini (benimkini) alıp iktidara veya Türkiye'nin mevcut siyasi sitemine mal etmek de ne oluyor? Akıl ve mantık, duygu ve taassuba bu kadar mı yeniliyor?

TC demokratik laik bir cumhuriyet; şeriat devleti değil, iktidar da din alimlerinden değil, gerektiği zaman tabii olarak laik/seküler hukuk bilenlerden soruyor, mütalaa alıyor. Yıllardan beri Türkiye, AB müktesebatına uyum için reform üstüne reform yapıyor. AB kör, sağır ve deli mi ki, TC.'nin İslam alimlerinden fetva alarak yönetildiğine inansın ve bu sebeple onu içine almasın!

Yazar bunu diyeceğine "AB'nin Türkiye'yi alma konusunda ipe un serme sebeplerinden biri de bu ülke halkının şöyle veya böyle Müslüman olmasıdır" deseydi bir gerçeği ifade etmiş olurdu, bunun yerine "Filan Hoca'dan fetva alıyor, AB sistemine uymayan şeriat ile yönetiliyor" demesi, iktidar düşmanlığının onu nasıl körleştirdiğinin delili olmaktan öte bir mana ifade etmiyor. Bunlara göre iktidarı yıpratma ihtimali bulunan davranış ve söz ne kadar saçma ve tutarsız olursa olsun makbuldür!

Taklit yoluyla aldıkları demokrasiyi bile içlerine sindiremeyen, halkın irade ve seçimi ile iktidara gelmekten ümidini kesen, bu yüzden bazen sandığı küçümseyen, bazen ütopik demokrasi tanımlarına takılarak "Bu ülkede demokrasi yok" diyen yazarların bir hastalığı da tahammülsüzlüktür. Bunlar da bilmelidir ki, demokrasilerde düşünce hürriyeti, kişinin başkalarına en ters gelen düşüncelerini de açıklama ve yayma hakkını içerir. Biz onların İslam'a ters düşen düşünce ve davranışlarına tahammül ediyoruz, ama onlar bizim kılık kıyafetimizden ibadetimize, okullarımıza, camilerimize, inancımızı ve düşüncemizi yansıtan ifadelerimize kadar -bunları hoş görmek şöyle dursun- tahammül bile edemiyorlar; ama biz alıştık onlar da alışacaklar; bu diyardan gitmek olmaz, bu deveyi güdecekler!

05.06.2014



Buradaki iki mavi çizgi arası içerik site editörünce konulmuştur ve rastgele çıkmaktadır. İçeriğini onayladığımız anlamına gelmez, dikkatli davranın.

 
Önceki Makale | Sonraki Makale | Makale Listesi |

Ana Sayfa | Hakkında | Makaleler | Kitaplar | Soru Konuları | Soru Listesi | Konuşmalar | Şiirler | Besteler | İndeks | Rastgele Oku | Yeniler | Geri Git | İleri Git



   


BULUNDUĞUNUZ SAYFAYI AŞAĞIDAKİ ARAÇLARLA KULLANABİLİRSİNİZ: