HayrettinKaraman.net
Mobil - Metin Versiyonu

[Facebook] - [Twitter] - [YouTube] - [instagram]

Ana Sayfa | Hakkında | Makaleler | Kitaplar | Soru Konuları | Soru Listesi | Konuşmalar | Şiirler | Besteler | İndeks | Rastgele Oku | Yeniler | Geri Git | İleri Git

Önceki Makale | Sonraki Makale | Makale Listesi |


Günah işleme hürriyeti var mıdır?

İnsanların iyi-kötü, günah-sevap, hayır-şer karşısındaki iktidarları tartışılmış, bazı düşünürler "insanların davranışlarında mecbur olduklarını", bazıları ise "hür ve serbest olduklarını" savunmuşlardır. İslam'da ehl-i sünnetin itikadına göre de insanlarda hür irade vardır; yukarıdaki ikililerden birini seçmekte serbesttirler ve bu sebeple iyi veya kötü, cennetlik veya cehennemlik insanlar vardır. Allah insanları hem fiillerinde mecbur hem de yaptıklarından sorumlu tutsaydı, kendi beyan ettiği sıfatlarına uymayan bir muamele yapmış olurdu.

Yasaklama ile haram kılmayı da birbirine karıştırmamak gerekiyor. Şeriat düzeninde her yasak aynı zamanda dinde meşru olmayan şeydir veya davranıştır. Ama her haram, günah, gayr-i meşru fiil yasaklanamaz. Mesela İslam bütün insanları hak din olan İslam'a davet eder, bu davete icabet etmemek günahtır; ama yasak değildir. Düzeni İslam olan bir ülkede İslam davetini kabul etmeyerek en büyük günahı işlemiş olanlar da, temel insan hak ve hürriyetlerinden istifade ederek yaşayabilirler.

İnsanların özel hayatları ve başkalarına kapalı alanlarında günah işlemeleri de haramdır; ama devletin, sivil fertlerin ve toplulukların bu günahı izleyip ortaya çıkarmaları (tecessüs) ve engellemeleri caiz değildir.

İnsanların kendilerine ait özel mekanlarında, dört duvar arasında günah işleme hürriyetleri (imkanları) elbette vardır. Allah'tan başkasının göremeyeceği, bilemeyeceği bir yerde ve durumda günah işleme hürriyeti olan mümin, bu hürriyeti, sırf Allah rızası için kullanmayarak halis kulluğunu gerçekleştirir. Birileri görecek, bilecek diye (bu ihtimalin bulunduğu yerde ve durumda) günah işlemekten vazgeçen mümin "halis kul" değildir, bir manada riyâkârdır.

Şeriat düzeninde hür bırakılmayan, imkan verilmeyen, engellenen günah, bir Müslüman tarafından alenî, kamuya açık yerlerde, herkesin gözü önünde işlenen günahtır. Müminler buna, imkanları ölçüsünde ve ıslaha en uygun yöntemle müdahale ederler.

Laik demokrasilerde dini ve inancı ne olursa olsun her bireyin, kanunların yasaklamadığı ama dinin haram kıldığı günahları işleme hürriyeti vardır; üstelik bu hürriyet yalnızca kişinin özel mekanında değil, kamuya açık yerlerde de vardır. Resmen zina yapılan yerler, haram olan içkilerin içildiği yerler, faiz alıp veren bankalar, İslam'a göre örtülmesi gereken yerlerini açıp ortalıkta dolaşanlar burada örnek olarak yeterlidir sanırım. Laik demokrasilerde kurallar ve kanunların kaynağı din olmadığı için "haram" ile "yasak" birbiriyle pek örtüşmez; kanuna göre yasak dinde farz bile olabilir, kanuna göre serbest olan ise dinde haram bile olabilir.

Ben, yalnız açıkta değil, hiçbir kimsenin bilmediği ve görmediği yerlerde ve durumlarda da -yapma imkanı bulunduğu halde- "ayıp, günah ve yasak" olanı yapmayan yöneticileri tercih ederim. Gözümün önünde utanmadan ve çekinmeden günah işleyen ve ayıp yapanları da, masumiyet kuralını çiğneyerek suçu ispat edilmemiş insanlara suçlu ve günahkâr muamelesi yapanları da yönetimde görmek istemem.

23.03.2014



Buradaki iki mavi çizgi arası içerik site editörünce konulmuştur ve rastgele çıkmaktadır. İçeriğini onayladığımız anlamına gelmez, dikkatli davranın.

 
Önceki Makale | Sonraki Makale | Makale Listesi |

Ana Sayfa | Hakkında | Makaleler | Kitaplar | Soru Konuları | Soru Listesi | Konuşmalar | Şiirler | Besteler | İndeks | Rastgele Oku | Yeniler | Geri Git | İleri Git



   


BULUNDUĞUNUZ SAYFAYI AŞAĞIDAKİ ARAÇLARLA KULLANABİLİRSİNİZ: