HayrettinKaraman.net
Mobil - Metin Versiyonu

[Facebook] - [Twitter] - [YouTube] - [instagram]

Ana Sayfa | Hakkında | Makaleler | Kitaplar | Soru Konuları | Soru Listesi | Konuşmalar | Şiirler | Besteler | İndeks | Rastgele Oku | Yeniler | Geri Git | İleri Git

Önceki Makale | Sonraki Makale | Makale Listesi |


Mali'ye sömürgeci / Haçlı seferi mi?

Haçlı seferleri, mutaassıp hristiyan din adamlarının kışkırtmaları ve dini istismar eden Avrupa krallarının ittifak halinde destekleri ile İslam'ı ve müslümanları yok etmek için düzenlenmişti. Bereket o çağda müslümanlar güçlü oldukları için bu belayı kanlı da olsa defettiler.

Sovyet Bloku'nun dağılması ve demir perdenin yıkılmasından sonra Nato genel sekreteri ve ABD başkanı mealen şöyle demişlerdi: "Kızıl düşmanımızı ortadan kaldırdık, şimdi karşımızda yeşil düşman (İslam ve müslümanlar) var."

İslam'ın ötekilere düşmam olmadığı, farklı vatandaş, topluluk ve devletlerle -onları ortadan kaldırmaya kalkışmadan, hak ve hürriyetlerine saygı göstererek- bu dünya hayatını paylaşmaya engel olmadığını Batılılar da kendi ilim adamlarından öğrenmiş olmalıdırlar. Buna rağmen bu İslam ve islamcı müslüman düşmanlığının asıl sebebi nedir?

Siyaset bilimci değilim, bu sebeple iddialı konuşamam, uzmanları okuyarak elde ettiğim bilgi ile sezgime dayanarak bu soruya cevap vereceğim:

Asıl sebep, ABD ve Batı'nın, açık sömürgecilik döneminden sonra eski sömürgelerinde oluşturdukları üstü kapalı sömürgecilikle ilgilidir. Bir rejim, siyasi sistem, yönetim ne olursa olsun (krallıklar, askeri diktatörlükler, selefiyeye taviz veren ülkeler dahil) eğer Batı'nın üstü kapalı sömürgecilik politikasına uyum gösteriyorlarsa bunlar uslu çocuklar veya "imtiyazlı köleler"dir, onlara dokunmak gerekmez, aksine korunmaları ve desteklenmeleri gerekir. Sağcı, solcu, İslamcı, sivil, asker kimler olurlarsa olsunlar eğer Batı'nın sömürgeciliğinin farkında ve buna karşı iseler, tekerlerine taş koyma ihtimali varsa bunlar düşmandırlar. Dünyayı ikna etmek için kullanılacak bahaneler ise ikna edilecek kitleye göre değişir: Köktencilik, demokrasi karşıtlığı, halka zulüm, baskı, terör, Batı düşmanlığı, Batı'nın çıkarları ile çatışma...

19. ve 20. yüzyılda eski Sudan ve Afirka'da faaliyet göstermiş islamcı önderlerden bazılarının hayatını yazmaya çalışıyorum. Kuzeyde Senûsîler, Güneye doğru Sokoto İslam Devleti ve benzerleri ile savaşanlar ve bu devletlere son verenler Fransa ve İtalya gibi Batı devletleri olmuş. Hindistan'da bağımsız İslam devleti kurma teşebbüslerini İngilizler kanlı olarak engellemişler. Pakistan'a yapılanlar da gözümüzün önünde. Bütün bunlar açıkça gösteriyor ki, açıklanan bahane (aldatıcı sloganlar ve sözler) başka, asıl maksat başkadır ve asıl maksat Batı'nın haksız, zalim, sömürgeci, insanlık dışı, ayrımcı politika ve çıkarlarına taş koyma ihtimali bulunan müslüman egemenlik ve bağımsızlığına meydan vermemektir.

El-Kaide'nin İslam anlayışı ve İslamlaşma yöntemi ile birçok konuda mutabık değilim, ama bir ülkede Batılıların egemen olmasına, el-Kaide'nin egemen olmasını tercih ederim. Eninde sonunda eldeki sahih İslam kaynakları ve bütün dünyayı etkileyen global değişim, İslami yönetimleri de etkileyecek, ifratlar yontulacaktır.

Batı'nın derdinin, el-Kaide'nin hakim olması durumunda halkın maruz kalacağı zarar olduğuna asla inanmıyorum; halkı düşünen Batı, Suriye'de olanlar karşısında böyle davranmazdı.

25.01.2013



Buradaki iki mavi çizgi arası içerik site editörünce konulmuştur ve rastgele çıkmaktadır. İçeriğini onayladığımız anlamına gelmez, dikkatli davranın.

 
Önceki Makale | Sonraki Makale | Makale Listesi |

Ana Sayfa | Hakkında | Makaleler | Kitaplar | Soru Konuları | Soru Listesi | Konuşmalar | Şiirler | Besteler | İndeks | Rastgele Oku | Yeniler | Geri Git | İleri Git



   


BULUNDUĞUNUZ SAYFAYI AŞAĞIDAKİ ARAÇLARLA KULLANABİLİRSİNİZ: