HayrettinKaraman.net
Mobil - Metin Versiyonu

[Facebook] - [Twitter] - [YouTube] - [instagram]

Ana Sayfa | Hakkında | Makaleler | Kitaplar | Soru Konuları | Soru Listesi | Konuşmalar | Şiirler | Besteler | İndeks | Rastgele Oku | Yeniler | Geri Git | İleri Git

Önceki Makale | Sonraki Makale | Makale Listesi |


Kim konuşacak?

Türkiye'de Sünnileri ilgilendiren bir dini ıslahat yapılmak istense ve bunun için çalıştaylar düzenlense, sonunda da bir rapor yayınlansa buna da - Sünni guruplar dahil- her kesimden itirazlar olacak, beğenenler, beğenmeyenler, memnun olanlar ve olmayanlar bulunacaktır.

Bugünlerde Alevilerin talepleriyle ilgili hükümet teşebbüsünün sonuncuna dair bir rapor açıklandı ve bu rapor üzerine çeşitli tepkiler ortaya kondu, bunların devamı da gelecektir.

Bu rapor yayınlanmadan önce ben ve başkaları, "Alevler, Alevilik, Alevi talepleri" konularında ciltler teşkil edecek kadar yazılar yazdık. Bu yazıda rapor ve talepler üzerinde duracak değilim (bunu daha ilerdeki yazılara bırakıyorum), değerlendirmek istediğim tepki, daha ziyade bazı Alevilerden gelen "Siz ne karışıyorsun, size ne, siz Aleviliği ne biliyorsunuz da konuşuyorsunuz..." şeklindeki tepkidir.

Bugün dünya küçülmüş, bir ucunda meydana gelen bir olay neredeyse anında öbür ucunda duyuluyor ve etkisi hissediliyor. Ekonomiden siyasete her alanı, dünyada olup bitenler etkiliyor; bu sebeple de artık her ülke, topluluk, gurup, insan farklı olanlarla ilgili olayları takip ediyor, bilgileri alıyor, kendi açısından değerlendiriyor ve tepkisini ortaya koyuyor, gerekirse tedbirini alıyor.

Bu ülkede insanlar -hadi alt kültür diyelim- bakımından farklı guruplara ait olarak ama aynı zamanda bu ülkenin bir vatandaşı ve bu manada bir bütünün parçası/organı olarak yaşıyorlar. Hem farklı, hem bütün; hem ayrı, hem birleşik.

Hal böyle iken mesela Aleviler bir takım taleplerde bulunuyorlar; üstelik Aleviler de -bir bakıma sünniler gibi- farklı guruplara ayrılmışlar, "İslam ile ilgimiz yok, biz ayrı bir dinin mensuplarıyız" diyenlerden tutun da "Biz de müslümanız, Rabbimiz, Peygamberimiz, kitabımız, kıblemiz bir, yorumlarımız farklı" diyenlere kadar birçok anlayış ve sahipleri var.

Bu gerçeklik karşısında:

1.Bir şahsın veya gurubun kalkıp da bütün Aleviler adına konuşması, temsil iddiasında bulunması haksız, yersiz ve anlamsızdır.

2. Alevilere ait ortak veya farklı taleplerin bir kısmı Sünnileri ve diğerlerini de ilgilendirir.

3. Uzmanlık gerektiren konularda hüküm ve bilgi vermek amacıyla konuşacak olanlar elbette uzmanlar olmalıdır. Bunun dışında kalan konularda herkes kanaat, talep, tepki ortaya koyabilir; bunları azarlamanın, kınamanın, yasaklamanın çağımızda yeri yoktur.

4. İnsanları tehdit ederek, susturarak sağlıklı bir sonuca ulaşmak mümkün değildir; insanlar konuşa konuşa anlaşırlar.

5. Bu ülkede hayatı, zorunlu alanlarda paylaşmak durumunda olan insanımızın birbirine güvenmeleri şarttır; güven yoksa birlik ve dirlik de yoktur.

6. Güven duyabilmek için tarafların samimi olmaları, kendi varlıklarını diğer tarafın yokluğunda görmemeleri, zorunlu birliğe zarar vermeyen konu ve alanlarda farklılığa müsamaha etmeleri şarttır.

7. Her gurubun içinde suret-i haktan görünen bozguncular, ayrılıkçılar, millet ve memleket hainleri bulunabilir; bunlara dikkat etmek, oyunlarına gelmemek ve uygun bir şekilde ayıklamak gereklidir.

03 Nisan 2011 Pazar



Buradaki iki mavi çizgi arası içerik site editörünce konulmuştur ve rastgele çıkmaktadır. İçeriğini onayladığımız anlamına gelmez, dikkatli davranın.

 
Önceki Makale | Sonraki Makale | Makale Listesi |

Ana Sayfa | Hakkında | Makaleler | Kitaplar | Soru Konuları | Soru Listesi | Konuşmalar | Şiirler | Besteler | İndeks | Rastgele Oku | Yeniler | Geri Git | İleri Git



   


BULUNDUĞUNUZ SAYFAYI AŞAĞIDAKİ ARAÇLARLA KULLANABİLİRSİNİZ: