HayrettinKaraman.net
Mobil - Metin Versiyonu

[Facebook] - [Twitter] - [YouTube] - [instagram]

Ana Sayfa | Hakkında | Makaleler | Kitaplar | Soru Konuları | Soru Listesi | Konuşmalar | Şiirler | Besteler | İndeks | Rastgele Oku | Yeniler | Geri Git | İleri Git

Önceki Makale | Sonraki Makale | Makale Listesi |


Çok Hukukluluk

Peki bunlar (şeriat uygulaması) bir ülkede derhal başlar mı yoksa bir geçiş dönemi, bir alıştırma ve eğitme faaliyeti, isteyene başka dini veya ülkeyi seçme hürriyeti verilir mi? Çok hukukluluk Müslümanların da başka hukuklara tâbi olmaları hakkını içerir mi?

Bir ülkeye şeriat düzeni veya başka bir düzen tepeden inme gelemez. Cebri kültür ve düzen değiştirmeler sağlıklı ve uzun ömürlü olmaz, olursa toplumda şizofreni ve takıyye şuuru oluşur, münafıklar çoğalır. Sağlıklı değişim, hür insanlardan oluşan toplumun kabulü, zihin ve gönül olarak benimsemesi ile gerçekleşir.

Konumuz İslam düzeni olduğuna göre bir ülkeye bu düzenin gelebilmesi için halkın çoğunluğunun inanarak, benimseyerek onu istemesi şarttır. Halk istediği için bu düzen gelirse soruda sıralanan ve özetle "hem Müslümanım, hem de İslam'a uymam, onu uygulamam, İslami kanunları ve kuralları çiğnerim" manasına gelen düşünce ve fiiler ortaya çıkmaz. Çıkarsa da -diğer sistemlerde olduğu gibi- hem az olur, hem de engellenir.

Pakistan'da merhum Ziyaulhak islamî düzeni tam olarak yerleştirmek üzere yola çıkmış, ekonomiden, hukuktan eğitime kadar bütün alanlarda İslam'a geçişin nasıl olacağına dair uzmanlara raporlar hazırlatmış, bunları yine uzmanların tavsiyesine göre uygun süre ve biçimlerde uygulamaya koymaya başlamıştı. Bu süreçte kendisi ile görüşmüş, ülkede mesela hem başını örtenlerin hem de örtmeyenlerin okullarda ve kamu görevlerinde bulunduğunu gördüğüm için bunu nasıl çözeceklerini sormuştum. Şu cevabı vermişti: Başını örtenlere tebessüm ediyoruz, örtmeyenlere ise tebessüm etmiyoruz ama kaşlarımızı da çatmıyor, onları hiçbir haktan mahrum bırakmıyoruz."

Medine Vesikası'ndan ve İslam'ın gayr-i Müslimlere tanıdığı haklardan yola çıkan bazı yönetimler geçmişte, ülkede birden fazla hukukun ve kanunun uygulanmasına imkan vermişlerdir. Bu durumda -bugünün terimleri ile ifade edecek olursak- ülkenin bir anayasası, ama aile ve miras gibi bazı hukuk alanlarında birden fazla kanunu oluyor ve tek mahkeme davalara bakıyor veya azınlıklar için farklı mahkemeler kuruluyordu.

Bugün yapılan olumsuz propaganda ve beyin yıkama yüzünden şeriat, islamî düzen deyince insanların aklına yüzleri peçeli, dört duvar arasında hapsedilmiş, akşam sabah kocalarından dayak yiyen, bir erkeğe birden fazlası düşmüş kadınlar, meydanlarda elleri kesilen, taşlanarak öldürülen insanlar... geliyor.

Öte yandan bakıyoruz asırlarca şeriatı uygulamış Osmanlı'da bu olaylar çok nadir, yok denecek kadar az.

Bir de Hz. Ömer'in uygulaması var: Aç kalıp yiyecek çalmış insanları yakalamışlar ve elleri kesilsin diye ilgili mercie teslim etmişler, dava Halife olan Hz. Ömer'e intikal edince cezayı uygulatmamış ve şöyle demiş: "Eğer kesecek olsaydım bunları, hırsızlık yapacak kadar aç bırakanların ellerini keserdim!"

Türkiye'ye gelelim. Bu ülkede nüfusun yüzde doksan dokuzu Müslüman ama yüzde sekseni, çeşitli sebeplerle "şeriat düzenini istemiyor". Halkın istemediği bir düzeni hiçbir güç zorla getirip uygulayamaz. Burada halk çoğunluğunun istediği şey, isteyenin Müslümanca yaşayabilmesi için daha fazla demokratik hak ve özgürlüktür.

01.01.2010



Buradaki iki mavi çizgi arası içerik site editörünce konulmuştur ve rastgele çıkmaktadır. İçeriğini onayladığımız anlamına gelmez, dikkatli davranın.

 
Önceki Makale | Sonraki Makale | Makale Listesi |

Ana Sayfa | Hakkında | Makaleler | Kitaplar | Soru Konuları | Soru Listesi | Konuşmalar | Şiirler | Besteler | İndeks | Rastgele Oku | Yeniler | Geri Git | İleri Git



   


BULUNDUĞUNUZ SAYFAYI AŞAĞIDAKİ ARAÇLARLA KULLANABİLİRSİNİZ: