HayrettinKaraman.net
Mobil - Metin Versiyonu

[Facebook] - [Twitter] - [YouTube] - [instagram]

Ana Sayfa | Hakkında | Makaleler | Kitaplar | Soru Konuları | Soru Listesi | Konuşmalar | Şiirler | Besteler | İndeks | Rastgele Oku | Yeniler | Geri Git | İleri Git

Önceki Makale | Sonraki Makale | Makale Listesi |


Alevi ve Kürt meseleleri

Eğer bir inanç gurubuna veya etnik guruba mensup insanlar varsa ve bu insanlar, diğerlerine göre farklı muameleye tabi tutuldukları, baskı altında oldukları, hak ve özgürlüklerini eşit olarak kullanamadıkları düşünce, duygu ve intibaı içinde iseler meseleleri var demektir. Kendileri Kürt veya Alevi olmayanların kalkıp da "Bu ülkede bir Kürt, bir Alevi, bir din özgürlüğü (buna bağlı bir başörtüsü meselesi)... yoktur" demeleri yalnızca meselesi olanları üzmekle kalmaz, meseleyi derinleştirir, iddiaları ideoloji haline getirir, guruplar arası ilişkiyi nefret ve şiddete dönüştürür, kötü niyetli insanların bu farklılıkları istismar etmelerini kolaylaştırır.

İstismar dedim de hemen bir iki satır da onu yazayım.

Evet bir Alevi meselesi, bir Kürt meselesi, bir din özgürlüğü meselesi... vardır, ama bu meseleleri büyüten, çözümü güçleştiren amillerin başında bazı ideoloji mensuplarının, çıkar çevrelerinin, millet ve memleket düşmanlarının istismarları vardır. İyi niyet ve meşruiyet görüntüsü içinde örgütlenirler veya gurupların arasına sızarlar, onlarda önce bir gurup bilinci oluştururlar, sonra diğer guruplara karşı kin ve nefreti körüklerler; diğerlerinin yaptıkları yanlışlar da bunların ekmeğine yağ sürer.

Barış, çözüm, huzur bu istismarcıların işine gelmediği için hep ipe un serer, çalıyı tersine sürer ve sürüklerler.

Bu ülke İslam kanun ve kurallarına göre yönetiliyor ve toplumda İslam inancı ve ahlakı egemen olsaydı müslümanım diyenler arasında bugün olana benzer meseleler olmazdı, olanlar da daha farklı çarelerle çözüme bağlanırdı. O zaman oturup bunları düşünmemiz, bu çerçevede değerlendirme ve çözüm üretmemiz gerekirdi. Ama bu ülke laik demokratik bir cumhuriyet.

Laik demokratik cumhuriyet çakma değilse etnik, kültürel, sosyal, ekonomik, hukuki bütün meselelerin demokrasi kurallarına göre ele alınması ve çözülmesi gerekir. Bugün demokrasiler "insan hak ve özgürlükleri" temelinde işliyor ve millet iradesi ile hukukun üstünlüğü üzerinde bir otoriteye yer verilmiyor. Korumada azınlıkların hak ve özgürlükleri önde tutuluyor, ancak ülkenin halkı ve toprağı ile bütünlüğü korunuyor, kamu düzeni, genel ahlak, genel sağlık ve asayiş konularında da titizlik gösteriliyor, gerekli olduğu yerde ve dengeli olarak hak ve özgürlüklerin bu esaslara göre kısıtlandığı da oluyor.

Herkesin bildiği, bilmesi ve uyması gereken bu hususlara rağmen ülkemizde demokrasi dışı otoriteler var, millet iradesine dayalı iktidar dışında iktidarlar var. Siyaset kurumu da insana "ülke ve millet menfaatinden önce kendi siyasi menfaatini düşünüyor" izlenimini verecek bir tutum sergiliyor. Hangi konuya, meseleye, çözüme el atılsa -buraya kadar sıraladığım normal dışılıklar yüzünden- derhal harekete geçen bazı çevreler işi içinden çıkılmaz hale getiriyor, çözüm için çaba gösterenlerin ellerini kollarını bağlıyor, yaptıklarına, yapacaklarına pişman ediyorlar.

Bu durum karşısında halkımızın soğukkanlı olmaları, yapılan propagandalara, ateşli konuşmalara, kavga ve gürültülere kapılmamaları, asırlardır içinde yaşadığımız ve yaşattığımız evrensel ve bize mahsus değerleri arka plana atmamaları, bu değerleri duygularının ve gerektiğinde şahsi menfaatlerinin de üstünde tutmaları elzem oluyor.

15.11.2009



Buradaki iki mavi çizgi arası içerik site editörünce konulmuştur ve rastgele çıkmaktadır. İçeriğini onayladığımız anlamına gelmez, dikkatli davranın.

 
Önceki Makale | Sonraki Makale | Makale Listesi |

Ana Sayfa | Hakkında | Makaleler | Kitaplar | Soru Konuları | Soru Listesi | Konuşmalar | Şiirler | Besteler | İndeks | Rastgele Oku | Yeniler | Geri Git | İleri Git



   


BULUNDUĞUNUZ SAYFAYI AŞAĞIDAKİ ARAÇLARLA KULLANABİLİRSİNİZ: