HayrettinKaraman.net
Mobil - Metin Versiyonu

[Facebook] - [Twitter] - [YouTube] - [instagram]

Ana Sayfa | Hakkında | Makaleler | Kitaplar | Soru Konuları | Soru Listesi | Konuşmalar | Şiirler | Besteler | İndeks | Rastgele Oku | Yeniler | Geri Git | İleri Git

Önceki Makale | Sonraki Makale | Makale Listesi |


Fetvalar arasında

Faizden başörtüsüne kadar birçok konuda ilahiyatçı, muhalefet lideri, sosyal bilim profesörü, sanatçı, boyacı... her tabakadan ve meslekten adamlar fetva veriyorlar; "Bu caizdir, bu değildir, bu Kur'an'da, İslam'da vardır, bu yoktur..." diyorlar. Halkın kafası karışıyor, kime inanacaklarını şaşıranlar oluyor, bize yazarak, ulaşarak "Bu işe bir çare bulun" diyenler çıkıyor.

Bu yazıda önce dinde fetva verebilmek ve Kur'an'ı yorumlayabilmek için nasıl bir donanıma ihtiyaç bulunduğunu özetle anlatacak, sonra da aynı konuda farklı fetvalar karşısında yükümlünün nasıl davranması gerektiğini açıklayacağım.

Kur'an vahyedilirken buna muhatap olan Müslümanlar (sahâbe), vahiyde kendi kültürleri ve özellikle dilleri esas alındığı halde bazı ayetleri anlamakta güçlük çekiyor ve hemen Allah Resulü'ne (s.a.) başvurarak O'nun açıklamasından yararlanıyorlardı. Peygamberimiz ayrıca uygulamalarıyla da Kur'an'ı açıklamış oluyordu. Bu ilk anlama ve yorumlama faaliyeti aynı zamanda, bütün devirlerde kullanılabilecek bir usulü (metodolojiyi) de vazetmiş oldu. Buna göre Kur'an'ı anlamanın olmazsa olmaz şartları Kur'an dilini, İslam tarihini, dinler tarihini, Hz. Peygamber'in hayatını, yaptıklarını ve söylediklerini bilmek oluyor. Bunları bilmeden, tarihi yok sayarak, eline bir lügat kitabı alıp kelimelerin lügattaki karşılıklarını bularak ve egemen kültürün muhiti içinde Kur'an'ı anlamaya ve yorumlamaya kalkışmak, daha baştan yanılmanın yoluna girmek demektir.

Fetva, amelî (yapıp etmekle ilgili) hayatımızda İslam'ın ne dediğini; neleri farz, vacib, mübah, mekruh ve haram... kıldığını; soru soran, öğrenip uygulamak isteyen kişinin durumuna ve sorusuna göre açıklamaktır. Bunu, ana kaynaklara bakarak yapanlara müctehid, müctehidlerin söylediklerini aktaranlara da mukallid denir.

Müctehid olmayı bırakın, mukallid bile olamayan bir takım kendini bilmezlerin din konusunda hüküm vermeleri, başkalarına yol gösteren açıklamalarda bulunmaları elbette kale alınmamalıdır. Sıradan Müslümanlara bu konuda şunu söylemek yeterli olur: Ekonomi, tıp, saat tamiri gibi konularda bilgi ve yardım almak için ne yapıyorsanız, din konusunda da onu yapın; yani saati saatçiye, din konusunu da din alimine götürün.

Günümüzde "din alimi" kavramı da hayli karışık ve karmaşık bir hal almıştır. "Araştırmacı yazarlar, ilahiyatçı yazarlar, İslamcı yazarlar, ilahiyat profesörleri, Diyanet mensupları, din işleri yüksek kurulu, müftüler, cami hocaları, medrese usulü yetişmiş hocalar..." din alimi olarak kabul edilebiliyor. Sıradan Müslümanların, bunlar arsından seçim yapmaları, en uygununu bulmaları çok zordur. Bu konuda verilebilecek bir ölçüt "din ilimleri tahsil etmiş kimselerin onay ve güvenine mazhar olmak"tır. Çoğunluğun onay ve güvenini kazanmış bir kimseyi bu işte ehil kabul etmek ihtiyatlı bir davranış olur.

Baştan beri bazı konularda, müctehidler (mezhepler) arasında görüş, anlayış, fetva farkları olmuştur. Bu noktada uygun davranış "bir fetvayı herkese dayatmamak, herkesi bir mezhebi uygulamaya mecbur etmemek, ictihada açık alanlarda ortaya çıkan farklı fetva ve uygulamalara meşru olarak bakmak ve farklılığa müsamaha ile yaklaşmak"tır.

Bu usulü bir güncel olaya uygulayalım:

Bana göre konunun uzmanı olmayan bir İlahiyat Profesörü "Başörtüsü'nün Kur'an'da olmadığını, başka birisi Kur'an'da emredilmeyip tavsiye edildiğini, bu sebeple Müslüman kadınların başlarını örtme gibi bir yükümlülüklerinin olmadığın" söylüyor. Bu profesörler ve bunlara güvenenler o fetva ile amel ederler, ama başkalarına bunu dayatamazlar, farklı söyleyenleri kınayamazlar, kendilerine farklı bir değer atfedemezler. Eğer böyle yapılırsa (bu usule riayet edilirse) başörtüsü problem olmaktan çıkar, isteyen (öyle bilen, inanan) örter, istemeyen örtmez.

22.02.2008



Buradaki iki mavi çizgi arası içerik site editörünce konulmuştur ve rastgele çıkmaktadır. İçeriğini onayladığımız anlamına gelmez, dikkatli davranın.

 
Önceki Makale | Sonraki Makale | Makale Listesi |

Ana Sayfa | Hakkında | Makaleler | Kitaplar | Soru Konuları | Soru Listesi | Konuşmalar | Şiirler | Besteler | İndeks | Rastgele Oku | Yeniler | Geri Git | İleri Git



   


BULUNDUĞUNUZ SAYFAYI AŞAĞIDAKİ ARAÇLARLA KULLANABİLİRSİNİZ: