HayrettinKaraman.net
Mobil - Metin Versiyonu

[Facebook] - [Twitter] - [YouTube] - [instagram]

Ana Sayfa | Hakkında | Makaleler | Kitaplar | Soru Konuları | Soru Listesi | Konuşmalar | Şiirler | Besteler | İndeks | Rastgele Oku | Yeniler | Geri Git | İleri Git

Önceki Makale | Sonraki Makale | Makale Listesi |


Yatay irtica

Sayın İnce'ye göre yatay irtica şöyle tarif edilmişti: "Dinin millet (toplum) işlerine karıştırılması ise yatay irticadır. Yatay irtica tarikatlar ve cemaatler marifetiyle yürütülmektedir. Yatay irtica, halkı hurafelerle aldatmakla başlar; devlet ve hükümetin bıraktığı siyasi ve sosyal boşlukları dinsel jest ve müdahalelerle doldurur: Türban ve tesettür, ramazan çadırları, imam-hatip okulları, mahallelerde hücre tipi örgütlenme, fitre ve zekatların tek bir merkezde toplanması, vb."

Laikçiler, laikliği korumak için irtica ile mücadele edilmesini, irticanın başının ezilmesini savunurlar ve fırsat bulduklarında da -kendi irtica anlayışlarına göre- bu arzularını uygulama safhasına geçerler. İktidarı kıyısından köşesinden ele geçirdiklerinde, insan haklarına aldırmadan din özgürlüğünü azami kısıtlamak için yapıp ettikleri seksen küsur yıldır gözlerimizin önündedir.

Uzun yıllar irtica deyince, atıf yaptığım yazıdaki dikey irtica (dinin devlet işlerine karışması, devletin temel düzeninin dine dayandırılması) konuşuluyordu. Türkiye'de, din devleti, dine dayanan ve bütün vatandaşları din kurallarına zorlayan bir düzeni savunan, bunun için örgütlenen ciddi bir Müslüman topluluğu kalmayınca laikçiler boş kalmaktan korkarak hemen ikinci bir mücadele (savaş) cephesi açtılar ve bunun adına da "yatay irtica ile mücadele" dediler.

Yukarıya aldığım tarifi bir toptan, bir de detaylı olarak tahlil ve tenkit edeceğim.

İnsan hak ve özgürlükleri içinde yer alan "din ve inanç özgürlüğü", yatay irtica tarifi içine sokulan bütün inanç ve uygulamaları içine alıyor; yani bunlar insan haklarına göre serbesttir, haktır, kınanamaz ve engellenemez. BM İnsan hakları Evrensel Bildirisi'nin 18. maddesini hatırlayalım: "Herkes düşün, vicdan ve din özgürlüğüne sahiptir. Bu hak din veya inanç değiştirmek özgürlüğünü, inancın tek başına ya da topluca, açık olarak ya da özel biçimde, öğretim, uygulama, tapınma ve ayinlerle göstermek özgürlüğünü de kapsamı içine alır."

"Dinin millet (toplum) işlerine karıştırılması" irtica ise yukarıya aldığım ve bizim için de bağlayıcı olan maddeye göre bu irtica tarifini terk etmek kaçınılmazdır; dinin toplum işine ve içine karışması engellenemez bir insan hakkıdır. Ayrıca burada geçen din ve inanç, bunu yaşayanların din ve inançlarıdır, anlayış ve uygulamalarıdır.

Başkaları onu "sahih mi, hurafe mi, batıl mı, akla uygun mu, değil mi" diye sorgulayamaz, belli bir anlayışı dayatamaz.

Şimdi detaylı tahlil ve tenkide geldik:

Bütünlüğü bozmamak için bunu gelecek yazıya bırakalım.

10.01.2008



Buradaki iki mavi çizgi arası içerik site editörünce konulmuştur ve rastgele çıkmaktadır. İçeriğini onayladığımız anlamına gelmez, dikkatli davranın.

 
Önceki Makale | Sonraki Makale | Makale Listesi |

Ana Sayfa | Hakkında | Makaleler | Kitaplar | Soru Konuları | Soru Listesi | Konuşmalar | Şiirler | Besteler | İndeks | Rastgele Oku | Yeniler | Geri Git | İleri Git



   


BULUNDUĞUNUZ SAYFAYI AŞAĞIDAKİ ARAÇLARLA KULLANABİLİRSİNİZ: