HayrettinKaraman.net
Mobil - Metin Versiyonu

[Facebook] - [Twitter] - [YouTube] - [instagram]

Ana Sayfa | Hakkında | Makaleler | Kitaplar | Soru Konuları | Soru Listesi | Konuşmalar | Şiirler | Besteler | İndeks | Rastgele Oku | Yeniler | Geri Git | İleri Git

Önceki Makale | Sonraki Makale | Makale Listesi |


Demokrasiye karşı Cumhuriyet Mitingi

Vaktiyle bir İranlı karısını çok severmiş, yazıhanesinde otururken eşinin öldüğü haberini almış, çantasına para doldurup bir akşam gazetesinin yolunu tutmuş, "Baskıyı durdurun, eşimin ölüm haberini koyun, şu para sizin olsun" demiş, patron sebebini sorunca "Gazetelerde çıkan haberler hep asılsız oluyor, eşimin ölüm haberini orada okuyup, bir süre da olsa yalan olduğuna inanmak istiyorum" demiş.

Bu medyanın abartı yalanı demek oluyor ki yeni değil.

Neymiş efendim (anlı şanlı bir köşe yazarına göre) Cumhuriyet, hatta Türk tarihi boyunca böyle bir miting olmamış. İçindeki dışına vurmuş bir solcu profesöre göre "milyonlar toplanmışlar ve karşı devrimcilerin yüzüne unutulamaz bir tokat vurmuşlar". Daha neler neler...

Ben size iki örnek vereyim:

İmam Hatiplere ve başörtüsüne getirilen kısıtlamalar sebebiyle iki eylem yapılmıştı, ben o tarihlerde öğretim üyesi idim ve bu eylemlere katılmak yasaklanmıştı, buna rağmen katıldım (ve bu yüzden soruşturma geçirdim), Sultanahmet meydanında bir de konuşma yaptım. Mitinge erken gelmiş olmama rağmen Sirkeci'den itibaren her taraf dolmuş olduğu için -görevli birkaç gencin yardımıyla- kürsüye ulaşıncaya kadar kan ter içinde kaldım. Bu miting 14 Nisan mitinginden çok daha muhteşem idi. Üstelik oraya gelenlerin bir kısmı yasağı çiğneyerek ve tamamı kendi imkanlarıyla gelmişlerdi; üniversitelerin otobüsleriyle değil.

Trakya'dan Sakarya'ya kadar elele tutuşarak başörtüsü yasağına karşı tepkilerini ortaya koyan müminlerin nicelik ve nitelik yönünden ihtişamını da çabuk unutmuş oldukları anlaşılıyor.

Bu eylemlere bir de demokrasi açısından bakalım.

Başörtüsü yasağı -hangi mahkeme ne derse desin- insan haklarına ve evrensel hukuka aykırıdır.

İmam Hatip mezunlarının puanlarını gasp ederek hak ettikleri fakülte ve bölümlere girmelerini engellemek de zulümdür, hukuka aykırıdır.

Mevcut anayasada yer alan kurallara göre daha önce de cumhurbaşkanları seçilmiş ve bunlara kimse itiraz etmemiştir. Devleti yöneten iktidar meşruiyetini mevcut anayasadan almaktadır, bu iktidar ne kadar meşru ise, onun içinden çıkacak olan başbakan ve cumhurbaşkanı da o kadar meşrudur.

Şimdi bakalım:

14 Nisan mitingini yapanlar ne istiyorlar? "Başörtüsü yasağı devam etsin, İmam Hatipler kapatılsın, Ak Parti'den birisi cumhurbaşkanı olmasın" diyorlar. Yani hakkı engellemek, hukuku durdurmak istiyorlar ve bunun adına da "Cumhuriyete sahip çıkmak" diyorlar. Bu taleplerin "Cumhuriyet ve demokrasinin kitabında yeri olmadığına göre" sloganlarıyla talepleri çatışıyor demektir. Yani slogan "Cumhuriyeti korumak", asıl talep "her bir şahıs ve gurubun şahsi menfaati, elde ettiği makam, mevki ve imtiyazlar"ı korumak.

Tabii bunca bilgi kirlenmesi sonucu aldatılmış bir kısım halk ile taasubun kör ettiği guruplar da vardır.

Hasılı bu milletin kahir çoğunluğu ne Cumhurbaşkanı'nın "Cumhuriyet tarihi boyunca rejim hiç bu kadar tehlikeye düşmemiştir" sözüne inanıyorlar, ne de özü başka, sözü başka rektörlere ve emekli askerlere!

İspatını mı istiyorsunuz?

Seçimleri bekleyin, göreceksiniz.

20 Nisan 2007
Cuma



Buradaki iki mavi çizgi arası içerik site editörünce konulmuştur ve rastgele çıkmaktadır. İçeriğini onayladığımız anlamına gelmez, dikkatli davranın.

 
Önceki Makale | Sonraki Makale | Makale Listesi |

Ana Sayfa | Hakkında | Makaleler | Kitaplar | Soru Konuları | Soru Listesi | Konuşmalar | Şiirler | Besteler | İndeks | Rastgele Oku | Yeniler | Geri Git | İleri Git



   


BULUNDUĞUNUZ SAYFAYI AŞAĞIDAKİ ARAÇLARLA KULLANABİLİRSİNİZ: