HayrettinKaraman.net
Mobil - Metin Versiyonu

[Facebook] - [Twitter] - [YouTube] - [instagram]

Ana Sayfa | Hakkında | Makaleler | Kitaplar | Soru Konuları | Soru Listesi | Konuşmalar | Şiirler | Besteler | İndeks | Rastgele Oku | Yeniler | Geri Git | İleri Git

Bu Kitapta: Önceki Başlık | Sonraki Başlık | İçindekiler |


7. Hac ve umre:
Hac ve umre ibâdetleri, İslâm'dan önce de bilinen ve araplarca yapılan bir ibâdet idi. Bu ibâdetin Hz. İbrâhîm zamanına kadar uzandığını gösteren âyetler vardır: "Bir zamanlar İbrâhîm'e evin (Kâbe'nin) yerini hazırlamış ve ona (şöyle demiştik): Bana hiçbir şeyi eş tutma; tavaf edenler, ayakta ibâdet edenler, rukû ve secdeye varanlar için evimi temiz tut./İnsanlar için haccı ilân et ki, gerek yaya olarak ve gerekse, nice uzak yoldan gelen yorgun argın develer üzerinde, kendilerine ait bir takım faydaları yakinen görmeleri, Allah'ın kendilerine rızık olarak verdiği kurbanlık hayvanlar üzerine belli günlerde Allah'ın ismini anmaları (kurban kesmeleri) için sana (Kâbe'ye) gelsinler. Artık ondan hem kendiniz yeyin, hem de yoksula, fakire yedirin./Sonra kirlerini gidersinler; adaklarını yerine getirsinler ve o eski evi tavâf etsinler." (Hac: 22/26-29). Araplar, Hz. İbrâhîm'in öğrettiği hac ibâdetini kısmen değiştirmişler; Arafe vakfesini, Safa ile Merve arasında sa'yi terketmişler, hac aylarını da işlerine geldiği gibi ayarlamışlardı. Hicretin dördüncü yılında hac farz kılınmış olmasına rağmen Hz. Peygamber ancak onuncu yılda meşhur vedâ haccını îfa buyurmuşlardır. Bundan önce altıncı yılda yapmak istedikleri umre, Mekkeli müşrikler tarafından engellenmiş, yapılan anlaşma gereğince ertesi yıl yapılmıştır. Haccın dördüncü yılda farz kılınmış olduğunu ortaya koyan delillerin en güçlüsü Dımâm b. Sa'lebe hadîsidir. Kabîlesini temsilen Hz. Peygamber'e (s.a.) gelen bu zat, oldukça sert, açık ve samimi sorular sormuş, sonunda müslüman olmuştu. Bu sorular arasında, diğerleri yanında hac ibâdeti de geçmektedir.(54) Dımâm b. Sa'lebe'nin Medîne'ye ne zaman geldiği konusunda iki rivâyet vardır. Bunlardan birisi "onuncu yıl"dır. İbn Hacer, el-İsâbe'de, İbn Sa'd'e dayanarak bunu tercih etmektedir.(55) Halbuki İbn Sa'd, Tabakat'ında, İbn Abbâs'a dayanan bir senetle bu hadiseyi nakletmiş ve Dımam'ın "hicri beşinci yılın Receb ayında geldiğini" açıkça ifade eylemiştir.(56) Bunu Vakıdî de teyit etmektedir. Beşinci yılda, Dımâm ile Hz. Peygamber arasında geçen bir görüşmede hac ibâdeti zikredildiğine göre bunun daha önce farz kılınmış olması gerekmektedir ve dördüncü yılda farz kılındığı tesbiti güç kazanmaktadır. Daha sonra gelen âyetler ile (Bakara: 2/196-199; Tevbe: 9/37) ve özellikle Rasûlullah'ın (s.a.) "Hac ibâdetini benden öğrenin" diyerek îfâ buyurdukları hac ile bu ibâdetin kaide ve hükümleri tamamlanmış, bozulan tarafları ıslâh edilmiştir.


54. Müslim, İmân, 10.
55. Mısır, 1939, C. II, s. 202.
56. Beyrut, 1960, C. I, s. 299; İbn Kayyim 9 veya 10. yılda farz olduğunu savunuyor; Zâdu'l-me'âd, C. II, s. 101 vd.; Umre, s. 90 vd.



Buradaki iki mavi çizgi arası içerik site editörünce konulmuştur ve rastgele çıkmaktadır. İçeriğini onayladığımız anlamına gelmez, dikkatli davranın.

 
Bu Kitapta: Önceki Başlık | Sonraki Başlık | İçindekiler |

Ana Sayfa | Hakkında | Makaleler | Kitaplar | Soru Konuları | Soru Listesi | Konuşmalar | Şiirler | Besteler | İndeks | Rastgele Oku | Yeniler | Geri Git | İleri Git



   


BULUNDUĞUNUZ SAYFAYI AŞAĞIDAKİ ARAÇLARLA KULLANABİLİRSİNİZ: